Dövüs kulübünü hızla terk eden Egemen arabasına binip yolda Hira'yı aradı. Bu konuda kendisine yardım edebilecek tek kişi oydu.
"Alo Hira nerdesin?"
"Şimdi dışarı çıkmaz üzereydim. Bir sorun mu var Egemen sesin sanki biraz garip geliyor."
"Hayır, hayır iyiyim ben. Eğer müsaitsen senden bir ricada bulunacaktım."
"Kardeşlerime her zaman vaktim vardır. Dökül bakalım."
"Pekala. Ben artık Duru'dan uzak kalamayacağıma karar verdim."
"Ne?!"
Hira'nın yüksek sesli çığlığı yüzünden Egemen telefonu kulağından uzaklaştırdı.
"Bağırmasana. Kulağımı sağır ettin."
"Hadi oradan! Beynine balyoz falan mı yedin sen?"
"Hira yardım edecek misin etmeyecek misin?"
"Tabiki de edeceğim. Ben bu anın gelmesini ne kadar bekledim sen biliyor musun?"
"Dinle öyleyse kardeşim...."
◇◆◇◇¤◇◇◆◇
"Hira Allah aşkına nereden çıktı şimdi bu tatil böyle birden bire?"
"Söylenme de hazırlan Duru. Bir an evvel toparlanmalıyız. Hem göreceksin bu tatil hepimize iyi gelecek."
"İyi de ben kayak yapmayı bilmiyorum ki. Dur bir dakika ya Dolunay ve sende bilmiyorsunuz nasıl olacak bu iş?"
"Ben biliyorum canım. Siz ikinize de öğretirim merak etme sen."
"Off iki ayağımı bir papuca soktunuz resmen."
"Ya o kadar şey almana gerek yok ki. Bakarsın kıyafete ihtiyacın bile kalmaz."
"Neyden bahsediyorsun sen Hira? Çıplak gezmeyeceğiz herhalde. Vampiriz, üşümüyoruz tamam ama o kadar da değil yani."
"Neyse hadi ben aşağıya iniyorum. Diğerlerini Arat alacak. Biz önden gidip bir kaç ayarlamayı yapacağız. Onlar arkadan gelecekler."
"Ne bu ya yangından mal kaçırır gibi? Bak iyice huylanıyorum ben bu işten ona göre!"
"Evham yapıyorsun evham. Birşey olduğu yok tabiki de. Acele et beni fazla bekletme."
"Tamam, tamam!"
Duru bir kaç eşyasını da bavuluna atıp kapağının üzerindeki baskısını artırarak fermuarını çekti. Farkında olmadan bir sürü eşya doldurmuştu bavuluna. Hira haklıydı sanırım.
Malikanenin kapısından çıkarken Hira ısrarla kornaya bastı.
"Geldim, geldim!"
Gören duyanda bir yere yetişiyoruz zanneder.
Duru bavulunu bagaja bırakıp Hira'nın yanındaki yerini aldı.
"Hayır anlamadığım kocaman araba. Neden başka kimseyi götüremiyoruz?"
"Götüremiyoruz değil canım. Rüzgarın biraz işi varmış Dolunay onu beklemek istedi. Ee malum Talha da yok o zaten gelemez. Arat'ın da toplantısı vardı. Boşta olan ikimiz olduğumuzdan dolayı da ayarlamaları yapmak bize kaldı anlayacağın."
"Ayarlama ayarlama diyorsun da rezervasyonsuz mu gidiyoruz mesele ne ki?"
"Odaları kontrol edeceğiz. Oradaki herkes vampir değil malum. Yiyecek stoğu yapmamız lazım. Soğutucu falan da ayarlanacak. Bu tarz şeyler işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.