Multimedia da Rüzgar var. İyi okumalar 😊
Rüzgar yarınla alakalö önce annesiyle konuşmalı ve gerekli hazırlıkların yapılması için ondan yardım almalıydı. Okul çıkışı bir yere uğramadan direk eve geçti. Annesini salonda kitap okurken buldu. Dolunay oğlunu görünce gülümseyerek baktı.
"Hoşgeldin oğlum. Günün nasıl geçti?"
"Oldukça keyif verici."
Bu cümleyi kurarken aklından Neşe'nin halleri geçti. Kendisine karşı eskisine oranla daha yakın davranıyordu. Daha az tersliyor ve hatta bir kaç kez gülümsemişti bile. Kantinde onu kendisine bakarken yakaladığında içinde oluşan duygunun kelimelerle anlatılabilecek bir tarafı yoktu. Acaba nihayet emeline ulaşmış ve kendisini görmesini sağlayabilmiş miydi? Birgün onun Neşe'yi gördüğü gibi o da kendisini görebilecek miydi?
"Yüzünde beliren gülümsemeye bakılırsa hoş şeyler olmuş olmalı. Yoksa o kızla mı alakalı? Hani nikaha seninle birlikte gelen adı da...."
"Neşe. Adı Neşe anne. Ayrıca ne alakası var şimdi. Aslında senden bir ricada bulunmak istiyordum."
"Seni dinliyorum canım."
"Yarın eve arkadaşlarımı çağırdım. Aslında her haftasonu için ayarladım da denilebilir. Neşe ve bir arkadaşına Gökmen'le birlikte ders çalıştıracağız."
Dolunay oğlunun ilk defa bir kızın adını bu kadar çok zikrederken duyuyordu. Bunun gerçek bir anlamı olması, bir ihtimal dahilinde de olsa olabilir miydi?
"Peki benden istediğin nedir oğlum?"
"Onların seveceği tarzda yemek ve atıştırmalık birşeyler hazırlatabilir misin diyecektim."
"Elbette. Bir bakalım neler bulabileceğiz."
Rüzgar annesinin yanağına bir öpücük kondurdu.
"Sen harika bir kadınsın."
"Asıl sen muhteşem bir evlatsın."
Rüzgar annesine bir kez daha sarıldıktan sonra yanından ayrılıp odasına çıktı. Çantasını bir kenara bırakıp kendini yatağa attı. Ellerini ensesinde buluştururken yarını düşünmeye başladı. Yarın kızıl meleği ilk kez evine gelecekti. İçindeki heyecanı ve mutluluğu bastıramıyordu. Acaba yaşadığı yeri beğenir miydi yoksa evin büyüklüğü karşısında dehşete mi kapılırdı? Ama alışsa iyi ederdi. İleride burada yaşayacaklardı nasılsa.
İleride? Aman tanrım aklıma gelen şeye bak. Peki neden bu düşünce beni rahatsız etmedi ki?
Rüzgar yataktan kalkıp üzerindeki üniformayı çıkardı. Belki kendisi için sorun değildi ama arada aşılması gereken dağ gibi problemler vardı. Birincisi ve en önemlisi Rüzgar bir vampir, Neşe'yse bir insandı. Vampir dünyasında doğduğun zaman iki sene sonunda olgunluğa eriştiğinde evlenebilirdin ama insan dünyasında yaş, okul, kariyer gibi öncelikler vardı.
Neşe'yi bekleyebilirdi.
Ama ya Neşe başka birini kendisine eş olarak seçerse o zaman ne yapardı?
Muhtemelen adamı öldürüp kaza süsü verirdim.
Aklındaki olumsuz düşünceleri savmak adına kafasını sallayıp banyonun yolunu tuttu. Daha mantıklı düşünmeliydi. Kimseyi öldüremezdi ama Neşe'nin başkasıyla olmasına da asla izin vermeyecekti.
O benim(!)
Böyle düşündüğünü bilse Neşe neler yapardı acaba? Eh zamanla onuda görecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.