KOKARCA

3.4K 295 33
                                    

"Sevgili günlük,

Aşktan dolayı ızdırap çekmenin ne olduğunu artık öğrendiğimi sanıyorum.

O gün... sevdiğim beni ardında bırakıp gittiğinden beri sol yanım karanlığa büründü. Pencereden dışarı bakarken ilk defa yalnız olduğum hissine kapıldım. Cama vuran yağmur damlaları acıma ağladılar sanki. Gökyüzü ağlarken bende ağladım. Ben biraz yumuşak kalpliyim biliyorsun. Yoksa insan durduk yere gözyaşı döker mi ki?

Annem yemeden kesildiğim için endişeli farkındayım. Her ne kadar diyet yapıyorum desemde iradesiz kızını tanıdığı için numaramı yemiyor. Farkındayım... Annemi ve babamı üzdüğümü biliyorum. Bencilliğimden sıyrılıp onların endişelerini gideremiyorum ne yazık ki.

Bencilce acımı yaşamanın derdindeyim.

Ben şimdi aşk acısıyla olgunlaştım mı peki? Genelde öyle söylerle ya hani? Tecrübelerimiz bizi olgunlaştırır diye. Kim ister ki böyle büyümeyi?

Okulda da göremiyorum onu. Gözden ırak, gönülden de ıraksa bir hafta yeterli değil mi unutabilmek için? Bunun bir süresi var mı sevgili günlük?

Aşk acısı kaç günlük ki?

"Neşe! Hadi kızım babam geldi yemeğe."

"Geliyorum anne!"

Kendime daldım seninle önemli bir diğer konuyu paylaşmayı unuttum. Babam bir şirkette işe girdi biliyor musun? Hemde öyle böyle bir yer değilmiş. Yurt dışına kadar uzanan köklü bir şirket olduğunu söyledi babam.

Neyse annem beni çağırıyor gitmeliyim günlük. Birşeyler yemeyi deneyeceğim yeniden. Artık midem bile söz dinlemiyor...

Neşe günlüğünü kapatıp masanın üzerinde bıraktı. Odasından çıkıp mutfağa gitti.

"Hoşgeldin baba. Günün nasıldı?"

"Öpücük yok mu babaya?"

Neşe oturmak üzere olduğu sandalyeden elini çekti ve babasının yanına gidip yanağına bir buse kondurdu.

"Ellerini yıkadın mı kızım?"

"Hemen yıkıyorum anne."

Neşe ellerini yıkayıp yerine oturdu. Zorla da olsa bir kaç şey yemeyi başarabilmişti.

"Anne izninizle ben odama geçiyorum. Sınavlar yaklaşıyor daha sıkı çalışmalıyım."

"Tabi tabi sen git ben buraları toparlarım kızım."

Neşe masadan kalkıp banyoya gitti ve dişlerini fırçaladı. İşini bitirdikten sonra odasına geçti. Pencereyi açık unuttuğu için odası biraz soğumuştu. Sandalyesine oturmadan evvel pencereye yaklaşıp kapattı ve perdesini çekti. İçerisi akşam karanlığına maruz kaldığı için çalışma masasındaki lambasını yaktı. Günlük?

İyi de ben günlüğümü buraya bırakmıştım.

Eğilip çekmeceleri kontrol etmeye başladı.

Yok! Yok! Yok!

"Acaba başka yere mi bıraktım?"

"Bugün onsuz geçen ikinci günüm. Ve ben şimdiden onu çok özledim."

Neşe'nin kalbi panikleyip heyecanla çarpmaya başladığında arkasındaki ses günlüğünün satırlarını okumaya devam etti.

"Kalbime izin vermek istemiyorum bu kadar özlem duyması için ama beni dinlememekte kararlı. İnadına yokluğuyla acıyor."

Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin