Vampir acımasız düşüncelerle iyice yaklaştı Alev'e. Ağırdan almak hoşuna gidiyordu eziyeti. Acı çektiğini ve korkusunu duyumsamak ona inanılmaz biz haz veriyordu. Korkunun tadı...
Lütfen....lütfen biri bana yardım etsin.
Sözsüz haykırışları içinde yankılanırken yerden havalandığını hissetti. Korkudan açamadi gözlerini. İşte şimdi zaman o zamandı. Birazdan bu sadistin ellerinde ölecekti.
"Sakın buradan dışarıya çıkma. Seni almaya geleceğim."
Alev gözlerini açtığında etrafta kimseyi göremedi ama sesin kime ait olduğunu hemen tanımıştı. Güvende miydi? Sanmıyordu. Bu evden çıkmadan güvende hissetmeyecekti kendisini. Ama bu odadan dışarı çıkmaya ölesiye korkuyordu. Şu bir saat içinde yaşadıkları akla hayale sığmayacak şeylerdi.
Dakikalar geçerken kendisini biraz ama sadece birazcık daha iyi hissetmeye başladığında, acısına aldırmadan ayağa kalkmak için çabaladı. İlk seferde düşecek gibi oldu ama sonra tuttuğu yatak başlığından destek alarak doğrulabildi. Sarsak adımlarla pencere tarafına gidip birini açtı ve havayı ciğerlerine çekti. Biraz daha bu odada kalsa boğulacaktı. Eğer buradan sağ çıkabilirse iş yerine gittiğinde Gözde denen kadının suratına yumruğunu geçirip istifasıni verecekti. Onun yüzünden neredeyse burada ölüyordu. Gerçi hala ölebilirdi. Onların vampir olduklarını bilen bir insanı sağ bırakırlar mıydı ki? Ölüm endişesi yine içerisinde baş göstermeye başlamıştı.
"Seni buradan götürmemiz gerekiyor."
"Lanet olsun kes şunu! Neden sessiz sedasız yaklaşıyorsun. Korkudan öldürecek misin beni?"
"Sana seslendim ama o kadar dalmışsın ki beni duymadın bile."
"Kusura bakma ya az daha ölüyordum da!"
"Acısını da benden çıkarıyorsun sanırım."
"Beni götürmeye gelmedin mi? Ne duruyorsun öyleyse? Bu cehennemden bir an önce çıkmak istiyorum."
"Sen her zaman böyle misin?"
"Ne demek istiyorsun?"
"Az evvel hayatını kurtardım ve sen teşekkür etmek yerine bana bağırıp çağırıyorsun. Beyninde bir problem falan mı var?"
"Teşekkür ederim oldu mu? Şimdi gidebilir miyiz artık?"
Yasir kapıyı göstererek konuştu.
"Hay hay. Buyurmaz mısınız prenses hazretleri?"
Alev gözlerini kısarak Yasir'e baktı. Söylemek istediklerini yuttu ve odadan dışarıya çıktı.
Yasir Arat'ları durumdan haberdar ettiği için onlar çıkana kadar kimseye denk gelmediler. Kızı daha fazla korkutmak istemiyorlardı. Yasir arabasının olduğu tarafa ilerledi. Alev de suskun bir vaziyette kendisini takip etti. Bu kez onun kapısıni açmasına fırsat vermeden araca bindi ve kapıyı kapadı. Yasir bu haline gülmeden edemedi. Kız inatçı bir keçiden farksızdı.
Arabayı toprak yola sürdü.
"Daha adresimi bile bilmeden beni nereye götürdüğünü sanıyorsun?"
"Seni kendi evine götüremem. Güvenli bir yere gideceğiz. Seninle birlikte kalan kimse var mı?"
"Ailem şehir dışında yaşıyorlar. Ayrıca nasıl evime gidemem? Ve neden seninle birşey yapmak zorundayım?"
"Bak. Sana saldıran vampir yakalanamadan kaçmış. Muhtemelen ben seni uzaklaştırırken olmuş olmalı. Ve o vampiri gören tek kişide benim. Dolayısıyla onu ben yakalayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.