Beş yıl sonra...
" Güven bana. Hiç bir sorun çıkmayacak."
Dudakları alaycı ve acı bir tebessümle kıvrılırken kalbini ince bir sızı sinsice ele geçirmişti.
" Ama ağlarsan çok üzülür anne."
Ince perdeden çıkan huysuz sesle zamk sürülmüş gibi yapışmış kirpikleri hemen ayrılmış, göz bandını hızla çekip çıkartmıştı.
" Donduymamı vey."
" Iki tane yedin zaten. Karnın ağrıyacak, hasta olacaksın."
Minik kalbi andıran dudakları büzülmüş, küçük tombul kollar denizci mavisi salopetin göğüs kısmındaki sarı ördek baskısının üzerinde çapraz kavuşmuştu. Upuzun, gür kirpiklerin gölge vurduğu gece rengi kocaman gözlerindeki aksi bakışlara rağmen, yüzünde tarçın tozu serpilmiş gibi duran çilleri, sinirli bir tavşan gibi kırıştırdığı minicik burnu ile kurabiye kadar tatlı ve porselen bebek kadar aşırı güzel olan ufaklık hiç de korkutucu görünmüyordu.
" Kötü Yaya."
" Huysuz Havuç."
Melek birbirlerine dil çıkartan ikiliye müdahale etme zamanı geldiğini düşünerek araya girmişti.
" Herkes köşelerine çekilsin. Yine niye girdiniz birbirinize acaba siz ?"
Bera suçlar gibi işaret parmağını annesinin yanında oturan sarışın dadısına uzatmıştı. " Yaya donduyma veymiyoy."
Genç kız anında savunmaya geçmişti. " Bera iki tane yedi zaten. Ben lavaboya gidince hostesi kandırıp, üçüncüyü getirtmiş. Suç üstü yakaladım. Elinden aldım diye trip atıyor bana Bade hanım."
Melek ispiyonladığı için gözlerini kısarak dadısına bakan oğlunun insanlar üzerindeki etkisini bildiği için şaşırmamıştı. Görenlerin hayranlıkla izlemeye daldığı Bera oğlan çocuğu olmasına rağmen aşırı derecede güzel bir çocuktu. Üstüne anime karakteri ve yavru kedi karışımı sevimliliği, tatlı dili, sıcakkanlı yapısı ve parlak zekası eklenince istediği kişiyi parmağına dolayıp oynatması fazlasıyla kolay oluyordu. Ufaklığın şeytan tüyü bir annesinde, bir de dadısı Tara'da işe yaramıyordu.
" Tara haklı. Bir tane yemen gerekirken, iki tane yetmişsin zaten. Üçüncü sence de çok olmaz mıydı Bera ? Tara'ya yemene izin vermedi diye kızmaya hakkın yok, değil mi ?"
Bera'nın kısılan gözleri anında kocaman açılmış, çizmeli kedi bakışları annesinin bal rengi gözlerini bulmuştu.
" Kuyalı Yaya bozdu ki. Biy donduyma yeyine iki donduyma yememe izin veydi. Üç donduyma kuyal dışıysa, iki donduyma da öyle."
Ah bu çocuğun ters mantığı. Yine başlamıştı satranç oynuyor gibi hamle yapmaya. Içine bir kaç asır yaşında bilge bir sensei kaçmıştı sanki.
" Yemeğini tam yersen ikinci dondurmaya izin verebiliyor Tara. Ama sen üç tane yemeye kalkmışsın Bera."
" Biy tane."
" Nasıl bir tane oluyormuş o ? Iki tane ben verdim zaten sana. Hostese getirttiğin dondurma ile eder üç, Hah, buna ne diyeceksin bay Bera. "
Tara yirmi yaşlarındaydı ve olgun, aklı başında ve disiplinli bir kızdı. Üç yıldır havuca dadılık yapıyordu ve bu süre zarfında Havuç etkisi sistemine virüs gibi girmiş, onun içindeki yumuşak, çocuksu yanı ortaya çıkartmıştı. Ara ara sistemi error verip, Havuçla aynı yaş grubuna iniyordu. böyle zamanlarda Melek ikiz doğurduğuna inanmaya başlıyordu. Havuca laf yetiştirip, üste çıkmanın sevinciyle kollarını çapraz olarak göğsünde kavuşturmuş kız zafer sarhoşu gibi gülerken anaokuluna başlayacak Havuçla sınıf arkadaşı olarak kaydolacak kıvamda görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romance"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...