Melek gururlu ve heyecanlı bir anne gibi gülümseyerek sevinçle geri çekilmiş, kendine bakan Zümra'ya ne tepki vereceğini bilemeden bakıyordu. Zümra son fırça darbesini tuvale kondurup başyapıtını bitiren doyuma ulaşmış bir ressam gibi tepeden tırnağa onu süzmüştü.
" Yaktım çıranı." deyip kıkırdamıştı.
" Efendim ?"
Melek eltisinin kast ettiği şeyi de kimi düşünerek söylediğini de anlamamıştı. Zümra muzur çocuk gibi gülümseyerek kafasını onay verircesine sallamıştı
" Mükemmel oldun. Nerdeyse gerçek olduğundan şüpheye düşeceğim Melek. Ne kadar güzel bir kızsın sen ya."
Sesinde gözleri gibi zerre fesat bir düşünce, artniyetli bir his yoktu. Saf ve samimi hissiyatiyla konuşuyordu.
" Sen de çok güzelsin Zümra." dedi onunki kadar samimi bir dürüstlükle.
" Biliyorum." deyip, saçlarını bilerek abartılı bir koketlikle geriye savurunca gülmeye başladılar.
" Ama şu anda odak noktamız sensin. Inanılmaz yakıştı elbisen. Bütün güzelliğin meydana çıktı. "
" Teşekkür ederim. O senin bakışlarının güzelliğinden." dedi mütevazı bir şekilde Melek.
" O da doğru ama gerçekler de ortada. Ben sadece olanı söylüyorum. Inanmıyorsan dön de aynaya bak."
Zümra omuzlarından tutup, arkadaki boy aynasına döndürmüştü kızı.
" Baksana nefes kesici görünüyorsun Melek. Hele ki elbisenin rengiyle gözlerin iyice ortaya çıktı . Saçların da. Kızıl afet oldun."
Melek aynadaki aksini beğenmişti. Mürdüm eriği rengindeki elbise vücuduna usturuplu bir şekilde oturmuş ve kusursuz hatlarını yerinde bir dozla zarif bir vurgu yapmıştı. Zümra'nın binbir ısrarı ve çocuksu inadıyla ağzından girip burnundan çıktığı Melek aynada kendine bakan yüzünün hatlarını vurgulayan makyajı görünce kızın profesyonel makyözlere toz yutturduğunu düşündü.
Zümra dumanlı göz makyajı yapmasına karşın abartmayıp koyu ama zarif bir çarpıcılıkta uygulamıştı. Melek'in turkuaz göz rengi neon ışık küresi gibi hayranlık uyandırırken, rimelle uzunluğu ve gürlüğü belli olan kirpikleri gözlerini bir kez görenin hipnoz olmuş gibi güzelliğinden bakışlarını alamamasına neden oluyordu.
Diğer çarpıcı detay ise kızın kusursuz, mermer gibi düzgün cildinin fildişi ile açık buğday rengi karışımındaki tonu yüzünden elbisesinin rengine uyan koyu kırmızı ve bordo arası rujun dolgun ve güzel kıvrımlara sahip dudaklarını ve düzgün beyaz dişlerini iyice açığa çıkartmasıydı.
" Eee beğenmedin mi yoksa ?Bir şey demiyorsun Melek."
" Çok güzel olmuş."dedi çekingen bir sesle Melek."
" Ama gelmeyecek değil mi peşinden o cümlenin ?"
Aynada gözleri buluşmuştu. Zümra kızın gözbebeklerinin titrediğini ve alt dudağının kenarını ısırdığını gördü.
" Gelecek o ama. Ne oldu ? Niye sıkıntılandın ?"
" Sadece pek benlik değil. Yani pek makyaj yapmam ben. "
" Beğenmedin değil mi?"
Melek kadının üzüldüğünü görünce telaşla atılmıştı." Yok çok beğendim. Değişik görünüyorum diye bir anda öyle dedim. Çok güzel olmuş. "
" Gerçekten mi? Yoksa üzülmeyeyim diye mi böyle söylüyorsun?" diye çocuksu bir endişeyle sordu.
Melek kıza dönüp içtenlikle gülümsemişti." Gerçekten. Çok beğendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romance"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...