" Melek, Melek uyan. Kâbus görüyorsun. Uyan hadi."
Melek üzerine doğru savrulan cam parçalarını savuşturmak için deli gibi ellerini, kollarını oynatırken acı ve korku dolu bir çığlıkla sıçrayarak uyanmıştı.
" Melek tatlım sakin ol." dedi çığlığından korkan Berrin. Melek'in attığı çığlıklar koridorun ucundaki odasında korkuyla uyanmasına neden olmuştu. Panik içinde fırlayıp kızılın odasına geldiğinden beri karısını uyandırmaya çalışan Yavuz'a yardım ediyordu.
" Kızıl kabus görüyordun. Geçti. Uyandın. Duyuyor musun güzelim beni?"
Melek onu duymuyordu. Kendini sıkışıp kaldığı taksiden kurtarmak için çıkış yolu bulmak isteyerek delirmiş gibi etrafına bakıyordu.
" Kızılım."
Yavuz koluna dokunma gafletinde bulunmuştu. Melek onu ve Berrin'i şok ederek çığlık etmiş ve yatakta geriye kaçmıştı.
" Dokunma. Dokunma bana. Zarar veremeyeceksin ona. Izin vermem. Öldüremeyeceksin bebeğimi. "
Ikisi de şaşırmış halde kızıla bakıyordu. Kulaklarına abuk subuk gelen sözlerini hala kabusun etkisinde olmasına bağladılar. Yavuz bedenine dolanan örtüden kurtulmak için delirmiş gibi debelenen ve kaçmaya çalışan karısını sakinleştirmek için tutmak isteyince Melek düşmanı gibi saldırmış ve vurmaya çalışmıştı. Bir yandan da bağırıyordu.
" Çekil. Dokunma. Kötüsün sen. Şeytansın. Katil adam. Dokunma. Bebeğimden uzak dur. Onu öldüremeyeceksin. Zarar veremeyeceksin Benim o benim. Benden alamayacaksın."
Yavuz onun vurmasına da tırnakları ve dişlerini rastgele kendi ne geçirmeye çalışmasına da aldırmadan kollarının arasına alıp, debelenen kıza sarılmıştı.
" Melek nolur kendine gel. Uyandın canımın içi. Kâbus görüyorsun ama uyandın bak." diyen Berrin korkuyla ağlamaya başlamıştı.
Yavuz sinir krizi geçirip, içi dışına çıkacakmış gibi ağlayan karısı ve korkudan ağlayan en iyi arkadaşı arasında kontrolü sağlamak için ilk tercihini Berrin'den yana kullanmıştı.
" Berrin su getir." dedi ama kız arkadaşına bakıp ağlarken duymuyordu onu.
" Berrin su dedim. Su getir. "
" Ha ..tamam . Hemen getiriyorum."
Berrin koşa koşa odadan çıkmıştı. Yavuz karısının ilaç çantasındaki haplarda gördüğünü hatırladığı sakinleştirici hapı almak istiyordu ama kızıl hala debelendiği için bırakamıyordu.
" Geldim. Getirdim suyu."
" Banyoda ilaç çantası var Melek'in. Yeşil bir çanta. Içinde sakinleştirici hap olacaktı. Zanax"
" Biliyorum. " demişti kız hemen. Banyoya girip etrafa bakınırken çekmecede bulmuştu çantayı. Telaşla açıp içine göz attı. Ağzına dek bir sürü ilaçla dolu olmasına irkilse de bunu sonra düşünecekti. Aradığı hapı bulunca içeri gitmişti hemen.
" Buldum hapı.."
Yavuz'a hapı vermiş, suyu uzatırken Melek kocasının eline vurup hapı düşürmüştü.
" Olmaz. Içmem hap map. Hayır."
Berrin kıza yaklaşıp, çömelmiş ve yalvarır gibi bakmıştı.
" Melek kızılım sakinleşmen için. Kâbus yüzünden perişan oldun. Seni rahatlatacak kuzum."
" Olmaz. Ölmem. Bebeğime zarar verir hap. Öldürtmem bebeğimi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romansa"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...