" Böö !"
Istediği tepkiyi alamayan Ateş tel kafesin içindeki tavşanı beslemeye devam eden turuncu saçlı küçük çocuğun yanına
gitmişti. Bir süre burnunu kırıştırarak tellerin arasından uzatılan bisküviyi hızlı hızlı yiyen tavşanın sevimli yüzünü izledi." Bisküvi yediklerini bilmiyordum."
Yine cevap alamamıştı. Turuncu saçlı çocuğun çilli güzel yüzüne kafasını çevirip bakınca ilk gördüğü andan beri ilgisini çeken çocukla arkadaş olmak isteği yine dürtmeye başlamıştı.
" Ben de beslemek istiyorum." dedi bu kez.
Yine cevap yoktu. Başka çocuk ona böyle davransa Ateş basıp giderdi ve bir daha da ne o çocuğu aklına getirir ne de arkadaş olmak için girişimde bulunurdu. Onunla arkadaş olmaya can atan bir dolu çocuk ve zaten canciğer ikizi Umut, kuzeni Karan ve küçük gruplarının olmazsa olması Emir varken arkadaşa ihtiyacı da yoktu.
Asosyal bir çocuk değildi Ateş ama girişken de sayılmazdı. Utangaç olduğundan değil aldırmadığı içindi. Yanına gelip konuşan, oyun oynarken ona kendiliğinden gelerek katılanlara karşı güleryüzlü ve sıcak davranırdı. Küçük gruplarına yeni kişiler katılsa umursamazdı ama Karan huysuzlukta ve kıskançlıkta dünya markası olduğu için kimse dörtlünün grubuna dahil olamıyordu. Ateş bunu anlamasa da umursamıyordu. Karan'ın aşırı kıskanç ve sahiplenen tarafına ses çıkartmaz ama biriyle konuşunca küstüğünde Emir veya ikizi gibi de barışsın diye peşinde dolanıp, sırf o istiyor diye arkadaş adayı çocukla küsmezdi. Başına buyruktu Ateş.
Kuzeni Karan'ın okula geldiğinden beri haz etmediği bu turuncu saçlı güzel çocuktan Karan'ın kurmalı robotu veya emireri gibi olan Emir ile ikizi gibi uzak durmaya da niyeti yoktu. Nedense kanı ısınmıştı çocuğa. Her ne kadar onun kanı Ateş'e ılınmamış gibi dursa bile.
" Bana da versene bisküviden. Ben de vereyim tavşana."
Madem konuşturamıyordu, ilgisini çekemiyordu konuşmakla, birlikte bir şeyler yapmalarını sağlayarak yanında kalabilirdi.
Bera'nın yanından gitmek yerine kalmayı istemesi sırf arkadaşı olmak istediği için değildi. Kuzeni yüzünden turuncu saçlı, çilli yüzlü küçük elf çocuk teneffüslerde ve sınıfta da yalnız kalıyordu. Okulun nedense en sevilen ve en popüler çocuğu olan huysuz Karan'a yaranmak isteyen diğer çocuklar ilk geldiği günü takip eden hafta içinde aşırı zeki ve de çok ama çok güzel, sevimli turuncu saçlı oğlana bayılmış olsalar dahi Karan'ın sevmediğini, turuncu saçlı oğlana yaklaşan, konuşmaya çalışanları ise duble sevmedikleri listesine aldığını fark ettiklerinden dışlanmamak için uzak durmaya başlamışlardı.Ateş küçük elfin ağlamak veya üzülmek yerine küçük adam gibi durumu olgunlukla karşılamasına şaşırmıştı. Bera denen çocuk sanki dışlanmak umurunda değil gibi kendi dünyasında takılıyordu. Arkadaşı olmaması sanki önemli değildi onun için. Kendi kendini oyalayacak bir sürü şey bulmayı becerdiği gibi tek başına yapıyor olsa bile çok mutlu görünüyordu. Ateş onun kadar değişik bir çocuğu ilk kez görmüş, bağımsız karakteri ve kuzeni Karan'ın afarozuna karşı umursamayan halini de fark ettikçe fantastik bir dünyadan insanların arasına karışmış gibi görünen çocukla daha fazla arkadaş olmak istemeye başlamıştı.
O yüzden turuncu kafalı minik elf çocuk konuşmasa da elindeki paketten çıkardığı bisküvilerden birini uzatınca zafer kazanmış gibi mutlu olmuştu Ateş. Tel kafesin arasından uzattığı bisküviyi kepir kepir yiyen tavşanı izlerken Bera'nın tavşanın kafasını sevdiğini görünce elini uzatıp yumuşak tüyleri okşamıştı. Tavşanın bıyıkları parmaklarına değince gülmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romance"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...