Taze kahve kokusuna bayılırdı sabahları Melek. Kupasına doldurduğu dumanı tüten kahvesinden ilk yudumu aldığında hazla gözlerini kapatıp yüzüne vuran sabah güneşinin ilk ışıklarının sıcak okşayışı ile gülümsemişti. Çok sevdiği arka bahçede olmaktan dolayı mutluydu. Evin en sevdiği yeri her zaman arka bahçe olmuştu. Sabahları sakin küçük cennetim dediği küçük bahçedeki tahta masada oturup elleriyle ektiği çiçek tarhlarını seyrederek, akşamları kitap keyfi, Berrin'le yaptıkları gıybet saatleri, sıklıkla yaptıkları arkadaş buluşmaları ile binbir güzel anıya ev sahipliği yapmıştı.
" Burada olduğunu tahmin etmiştim."
Berrin kalın hırkasını önünü kapatarak masaya gelip, yanına oturmuş ve başını Melek'in omzuna dayamış esniyordu.
" Huyun mu değişti senin? Bu saatte kalkmazdın hiç. Hele de sabaha karşı yatmışsan."diyen Melek arkadaşının saçlarına öpücük kondurmuştu.
" Sen gelmişken uyuyarak zaman kaybetmek istemedim kızılım. Kimbilir bir daha ne zaman bir araya geliriz. Artık evli bir kadınsın. Ha deyince gelemezsin ki."
" Sen gelirsin olmaz mı?"
" Oluuur. Yani senin için gelirim yoksa sıkıntıdan patlarım oralarda. Istanbul'a alıştım ben. Oraları fazla sakin gelir."
" Buraya göre sakin ama huzurevi de değil yani. Orda da güzel yerler var görülecek."
" Pazarlama yapma bana hiç. Seni bizden ayırdı diye gıcık oluyorum o şehire. Şimdi de evlenip iyice yerleştin oralara. Yakında çocuk filan da yaparsın. Kök salarsın artık."
Bu kızda kesin medyumluk filan vardı. Gene nokta atışı yapmış, Melek için gündemin bir numaralı acabasını dile getirmişti.
" Ama zaten dönüp orada yaşayacağımı söylüyordum hep Berrin. Burada kalıcı değildim ki."
" Biliyorum ama çok özlüyorum kızım seni."
Berrin ahtopot gibi kollarını dolayıp, özlemle sarılmıştı. Melek de mızmızlanma evresine geçen kıza sarılmıştı.
" Ben de seni çok özlüyorum. Eray'la ikiniz burnumda tütüyorsunuz."
" Aklına geliyoruz yani ?"
" Hiç çıkmıyorsunuz ki."
" Kesin öyledir. O meteor kocandan aklında birilerine yer kalıyorsa tabi."
" Ayy Berrin ya."
" Ne ayyy Berrin ne ? Kızım dün yanında söyleyemedim ama o nedir öyle ya ? O erkekse diğer eciş bücüşlere ne diyeceğiz? Meğer onları fani oldukları için beğenmiyormuşsun sen. Olimpos dağından bir yarı tanrının karşına çıkması lazımmış."
Melek kızarmıştı. Utangaç bir gülümsemeyle yüzü aydınlanmış, gözleri ışıldamıştı.
" Benim için tipin asla birinci sırada olmadığını biliyorsun."
" Birinci sırada değilken kocanı bulmuşsan birinci sırada olsa Zeus'la filan mı evlenecektin."
" Yaşlı o ya. Çapkın bir de." deyince gülmeye başlamışlardı.
" Thor olsun o zaman."
" Bak o olur."
" Aşağısı da kurtarmıyor hanımefendiyi. Neyse konuyu değiştirelim. Kocan duyar muyar şimdi. Kıskanıp olan çıkartmasın."
Melek gülen arkadaşla tedirginliğini saklayarak eşlik etmişti.
" Neden öyle dedin ki şimdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romance"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...