Hayat iniş çıkışlarla doludur. Bazen dibe vurur insan. Hiç hayal etmediği hallerde bulur kendini. Hiç istemediği şeyleri yapmak zorunda kalır. Içinde çoktan verdiği karar kendisi için en doğru olan, onu mutlu edecek yola giden adımları atmasını sağlayacakken bir kırılma anı yaşanır ve bambaşka bir noktada bulur insan kendini.
Reha kafasında netleştirmişti. Kalbinin soğuduğu, içinin almadığı evliliği bitirecekti. Bahar hastaneden çıkar çıkmaz gerekli işlemleri başlatacak, boşanacaktı ondan. Hatta avukata dahi gitmeyi planlamıştı o gün ama olmadı.
Annesinin ısrarı üzerine taburcu edilecek karısını almaya giderken ayakları geri geri gidiyordu. Arabayı park edince bir müddet çıkamamıştı arabadan. Dila Sultan endişeyle oğluna bakmıştı.
" Reha, hadi oğlum insene. Oturdun kaldın arabada."
Reha boğuluyor gibi gömleğinin üstten bir düğmesini açmıştı.
" Reha noluyor oğlum sana ? Nedir bu sıkıntılı halin böyle? Karına üzüldüysen eğer, daha iyi buke."
" Daye, ben boşanacağım Bahar'dan."
Bir nefeste söylemişti. Dila Sultan yüzüne bakamayan oğlunun sözleri ile sarsılmıştı.
" Ne dersin oğlum sen ? Boşanma nerden çıktı?"
" Olmuyor daye. Yapamıyorum ben. Kararımı verdim. Boşanacağım."
" Reha, annem bir dur, bir sakin ol. Böyle büyük karar hemen verilmez. Hele de evlilik hakkında."
" Istemiyorum. Yapamıyorum Baharla. Içim almıyor. Evli kalırsam bana da ona da azap. Karar verdim zaten. En kısa zamanda davayı açıyorum."
" Reha, bu işler çocuk oyuncağı değil. Boşanmak kolay değil. Hele de bizim buralarda. Sen aşiretin başı sayılırsın. Bahar Osman ağanın kızı. Boşanmanız işleri ne hale getirir, karını ne duruma sokar biliyor musun ?"
" Ben peki anne ? Ben ne olacağım ? Istemediğim bir kızla sırf kim ne der diye dert edip evli mi kalayım? Olmadı işte. Anlaşamıyoruz. Kimseye bir bok söylemek düşmez boşanma sebebi ile ilgili."
" Reha, fevri hareket etmeden iyice düşün taşın. Kız yeni çıkıyor hastaneden. Ona da dangadanak deme boşanacağız diye. Bir kendine gelsin."
" Tam adamını buldun kendine gelecek." dedi sıktığı dişlerinin arasından.
" Reha'm, canım oğlum. Bahar zor zamanlar geçiriyor. Evlilik hep güllük gülistanlık değildir. Bazen hata yapar insan. Eş olarak doğruyu bulmasına yardım etmek gerekir, sabırlı olmak gerekir. Hatasını görüp, telafi eder diye bekleyip görmek gerekir. Azcık sabret annem. Bir bak, gözle. Bahar telafi edecek mi hatasını gör bir. Otur konuş karınla. Kestirip, atma hemen. Kendini iyice toparlasın. Hassas durumda şimdi o. Böyle ciddi bir karar bildirirsen üzüntüden ne eder, ne tepki verir emin olamazsın. Sonra daha çok üzülüp, vicdan azabı çekersin. Azcık sabret olmaz mı? Benim hatırım için."
Dila Sultan en çok da oğluna söylediği son cümle ile pişman olacaktı sonra. Analık hatırını devreye sokarak yufka yürekli olan Reha'nın frene basmasına neden olmuştu. Reha itiraz etmemiş ve taburcu işlemlerini hallederek karısını konağa geri getirmişti ya ilk kriz atlatıldı diye rahat nefes almıştı Dila Sultan. Bahar da iyi görünüyordu. Kocasını görünce sevinmiş, hastanedeyken bir kere uğradığı halde sitem etmemiş, yol boyunca neşeli bir ruh hâline bürünmüştü.
" Demek ki düşündü taşındı, aklı başına geldi bukenin." diye içinden sevinmişti Dila Sultan.
Konağa gelince artık tek kaldığı odaya giderken bile ses etmemişti Bahar. Reha'nın asık suratlı ve soğuk haline rağmen araları çok iyiymiş gibi gülümsemiş,
Reha'nın oda kapısından içeri girmeyip, eşikte dikilmesini fark etmemiş gibi davranmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Roman d'amour"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...