Bölüm 26: Katran karası

8K 465 103
                                    

" Ne yapayım oğlum ? Tüm odalar dolu. Rojda ablan, kocası  ve çocuklarla  takılıp  gelmiş. Onlara da Melek'in odasını verdim. Hem öyle olmasa da halanlar ve amcanlar burada kalırken ayrı odada kalmanız olmaz. Gidene kadar Melek senin odanda kalacak."

Dila sultan misafirleri uyandırmamak için sesini alçak seviyede tutarak tane tane yeniden açıklıyordu durumu. Yavuz'un çenesi sinirle kasılmıştı. Melek ise yemek için kabus gibiydi diye düşündüğüne pişman olmuştu. Asıl kabus buydu. Uyumayıp onları beklemiş kayınvalidesi avluya girdikleri an yanlarına hızla gelip süprizi patlatmıştı.

" Hayatta olmaz. Aynı odada  kalmam ben bu kadınla."

Yavuz'un sert sesinden dökülen dışlayan ve öteleyen kelimelerin acımasız kabalığı Melek'i sinirlendirirken  incitiyordu.

" Ben hiç kalamam bu adamla aynı odada Dila anne." dedi kati bir ses tonuyla.

Yavuz ortaya çıkmış böcek görmüş gibi iğrenircesine karısına bakmıştı.

" Sana fikrini söyle  diyen mi oldu ? Odamda işin yok zaten. Asla odama almam seni dedim zaten neyin artistligini yapıyorsun sen? Sanki gel kal diye bayılıyorum sana da!  Davet ettim gibi davranıyorsun bir de."

Melek ona bakmayıp  kayinvalidesine bamıştı. " Başka oda vardır mutlaka Dila anne. Çamaşır odası bile olur. Teras ya da. Oradaki salıncak  büyük ya rahatça  sığarım  ben."

Dila sultan sabrı biterek noktayı koymuştu. "Yeter artık. Ikiniz de saçmalamayın artık. Başka  odalarda kaldığınızı  anlarlarsa rezil kepaze oluruz. Çocuk gibi davranmayı kesin. Misafirler gidene kadar aynı odada kalıyorsunuz. Milleti uyandırıp başımıza toplamadan girin şu odaya. Altı üstü birkaç gün. Idare edeceksiniz ikiniz de. Yoksa yüzünüze bakmam."

Yavuz deli olmuş, öfkeden kuduruyordu." Anne Allahaşkına yapma şöyle. Ben yapamam. Zorlama beni.  Aynı odada kalmak istemiyorum ben bu..bu şeyle..bu kadınla. Neden tahammül sınırımı zorluyorsun ?"

" Sen benimkini neden zorluyorsun. Yeter artık. Gecenin bir körü burada durup bunu tartışmayacağım. Kocaman insanlarsınız öyle davranacaksınız. Hadi Allah rahatlık versin."

Dila sultan arkasından sesini yükseltmeden defalarca kez seslenen oğlunu duymazdan gelip, merdivenlerden inerek gözden yitmişti. Melek hayatından ve koridorda öfkeden  kudurarak dikilen adamdan nefret ederek dikiliyordu.

Sanki Melek aynı odada kalmaya bayılıyormuş da Dila sultanla birlik olup oyuna getirmiş gibi bir kaşık suda boğacak gibi bakıyordu bir  de adam.Melek itinayla ona bakmayıp, merdivenden ayırmamıştı gözünü. Boğazına dizilen yumrulardan dolayı nefesi kesiliyor, yemekten beri üzerine pres yapan gerginlik ve üzüntü oda sürpriziyle çift katı ezmeye başladığı için dokunsalar ağlayacak hale gelmişti Melek.

Yavuz öfkeyle ve çaresizlikle oflayıp duvara sert bir yumruk atacak gibi olmuştu ama koridorun ucundaki açılan  kapı sesi yüzünden kendini tutmuştu. O kapıdan çıkan her kimse koridorda yürümeye başlamıştı. Yavuz el mecbur annesine hak verip odasının kapısını lanet ederek açmıştı. Melek bir kez daha yapacağına ölmeyi tercih edeceği bir durumun içinde bulmuştu ve bu kez gene gururunu ezdirnek istemiyordu. Yavuz kızın sabit durduğunu görünce siniri katlanmıştı. Ayak sesleri yaklaşırken aptal kız yakalanmaya uğraşıyordu demek.

" Dikilme orda kazık gibi. Gir şu siktiğimin odasına." deyip, kızın bileğini kavradığı gibi asla girmeyecek dediği odaya kendi eliyle sokmuştu. Kapıyı sert bir şekilde kapattığında odanın içinde ayakta dikiliyorlardı.

Melek kendini dışarı atmamak için zor tutarken aynı istekle yanıp tutuşan Yavuz gibi ses çıkarmadan koridordaki ayak seslerinin odanın önünden geçip gidişini dinledi. Yeniden sessizlik hakim olunca odada yalnız oldukları gerçeği üstlerine karabasan gibi çökmüştü. Bir süre heykel gibi kıpırtısız durmuşlardı.

Buzdan Kalp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin