Yavuz kafası külçe gibi uyanmıştı. Tabi buna uyanmak denirse. Gözleri tavana dikilmişti. Bir müddet boş boş tavanı izledi. O kadar çok içmişti ki restorandan ayrıldıktan sonra otele dönünce film tamamen kopmuştu.
Kafasında tepişen filleri kovalamak için duşa girmeye karar vermişti. Ayaklarını iki külçe misali zemine sarkıttığında göğüs kafesinin sol yanına giren keskin sızı elini kalbine götürmesine neden oldu. Sol yanı alev almış cehennem gibi yanıyordu. Çivili mengenelerle sıkıştırılıyor, açılan her delikten içeri asitli zehir akıtılıyordu sanki.
Bedenini alkol deposu gibi doldurup, bedenini hissetmeyene kadar içtiğinde geçen bu lanet durumun ayılınca geçip gitmiş olacağına inanmıştı ama daha beter şiddette bitmeye niyeti olmadan devam ediyordu sol yanındaki cehennem meydan muharebesi.
Yavuz duşun altında gecenin mirası kokulardan kurtularak çıktığında bir parça ferahlamıştı ama bu kez de Mirza yüzünden gelmeyen valizini hatırlayarak küfretmişti. Dünkü kıyafetleri giyemezdi. Bütün gün belinde havluyla dolaşacak hali de yoktu herhalde. Mecbur oda servisini arayıp kıyafet satın almalarını ve odasına kahve getirmelerini istemişti. Karşısındaki kişi profesyonelliğini korusa da tuhaf istekten dolayı şaşırdığı belli oluyordu ama Yavuz'un umurunda bile değildi bu durum.
Kapısı çaldığında balkonda dağ manzarasının tadını çıkartıp, içine çektiği derin nefeslerin göğüs kafesindeki yangına ve sıkışmaya iyi gelmesini ummaktaydı. Oda servisi olduğunu düşünerek açtığı kapıda kırmızı elbisesi ve topukluları içinde Aylin'i görünce hiç de memnun olmamıştı.
" Ne var Aylin ? Ne diye damladın odama sabah sabah ?"
Aylin karşısındaki sanat eseri gibi yontulmuş bedeni ilk defa bu kadar ifşa olmuş halde görmekten dolayı ne diyeceğini unutarak bedenini saran şehvetle yutkunmuştu. Yavuz'un sabırsız ve soğuk sesi kendine getirmişti.
" Konuş hadi."
" Gelebilir miyim ? Kapı ağzında konuşmak istemiyorum."
Yavuz kenara çekilince kadın içeri girmişti. Etraftaki boş şişeleri görünce ve odaya sinmiş yoğun alkol kokusunu alınca kaşları çatılmıştı.
" Odaya dönünce parti vermeye devam etmişsin anlaşılan. Alkol komasına girmeye mi çalıştın o arada da ? "
Yavuz kanepeye sıkılmış halde oturmuştu." Aylin neden geldiysen onu konuş. Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokup canımı sıkma."
Neden bu kadar nobrandı bu adam ? Aylin azarlanmaktan dolayı canı sıkkın olsa da sakin kalmıştı.
" Konağa ne zaman gideceğimizi merak ettim de. Dün gece gideceğiz demiştin ama buraya döndük. Dün odandan çıkmadın . Yarın gideceğiz dedin. Yarın da oldu."
" Konağa gitmeye ne kadar meraklısın sen öyle."
Yavuz'un alaycı yüzü ve küstah hali hiç hoşuna gitmemişti ama şimdilik adamın suyuna gidiyordu. Salınarak yaklaşmış ve ayaklarının dibine yere oturmuştu.
" Konağa götürmeye ne kadar meraklıysan o kadar merakılyım ben de." deyip en baştan çıkartıcı tebessümüyle gülümsemişti.
" Ne yapayım neler olacağını düşününce heyecanlanıyorum. Dün keşke söyleseydik masada."diye eklemişti.
Uzun tırnaklarını usulca adamın bacağında gezdirmeye başlamıştı kedi gibi mırıltılı konuşurken.
" Hepsi aynı anda öğrenecek."dedi soğuk bir sesle Yavuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romance"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...