Bölüm 43: Ateşten Gömlek

8.1K 440 79
                                    

Yavuz kafası külçe gibi uyanmıştı. Tabi buna uyanmak denirse. Gözleri tavana dikilmişti. Bir müddet boş boş tavanı izledi. O kadar çok içmişti ki restorandan ayrıldıktan sonra otele dönünce  film tamamen kopmuştu.

Kafasında tepişen filleri kovalamak için duşa girmeye karar vermişti. Ayaklarını iki külçe misali zemine sarkıttığında göğüs kafesinin sol yanına giren keskin sızı elini kalbine götürmesine neden oldu. Sol yanı  alev almış cehennem gibi yanıyordu. Çivili mengenelerle sıkıştırılıyor, açılan  her delikten içeri asitli zehir akıtılıyordu sanki.

Bedenini alkol deposu gibi doldurup, bedenini hissetmeyene kadar içtiğinde geçen bu lanet durumun ayılınca geçip gitmiş olacağına inanmıştı ama daha beter şiddette bitmeye niyeti olmadan devam ediyordu sol yanındaki cehennem meydan muharebesi.

Yavuz duşun altında gecenin mirası kokulardan kurtularak çıktığında bir  parça  ferahlamıştı ama bu kez de Mirza yüzünden  gelmeyen valizini hatırlayarak küfretmişti. Dünkü kıyafetleri giyemezdi. Bütün  gün belinde havluyla dolaşacak hali de yoktu herhalde. Mecbur oda servisini arayıp kıyafet satın almalarını ve odasına kahve getirmelerini istemişti. Karşısındaki kişi profesyonelliğini  korusa da tuhaf istekten dolayı şaşırdığı belli oluyordu ama Yavuz'un umurunda bile değildi bu durum.

Kapısı çaldığında balkonda dağ manzarasının tadını çıkartıp, içine  çektiği derin nefeslerin göğüs kafesindeki yangına ve sıkışmaya iyi gelmesini ummaktaydı. Oda servisi olduğunu düşünerek açtığı kapıda kırmızı elbisesi ve topukluları içinde Aylin'i görünce hiç de memnun olmamıştı.

" Ne var Aylin ? Ne diye damladın odama sabah sabah ?"

Aylin karşısındaki sanat eseri gibi yontulmuş bedeni ilk defa bu kadar ifşa olmuş halde görmekten dolayı ne diyeceğini unutarak bedenini saran şehvetle yutkunmuştu. Yavuz'un sabırsız ve soğuk sesi kendine getirmişti.

" Konuş hadi."

" Gelebilir miyim ? Kapı ağzında konuşmak istemiyorum."

Yavuz kenara çekilince kadın içeri girmişti. Etraftaki boş  şişeleri görünce  ve odaya sinmiş yoğun alkol kokusunu alınca kaşları çatılmıştı.

" Odaya dönünce parti vermeye devam etmişsin anlaşılan. Alkol  komasına girmeye mi çalıştın o arada da ? "

Yavuz kanepeye sıkılmış halde oturmuştu." Aylin  neden geldiysen onu konuş.  Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokup canımı sıkma."

Neden bu kadar nobrandı bu adam ? Aylin  azarlanmaktan dolayı canı sıkkın olsa da sakin kalmıştı.

" Konağa ne zaman gideceğimizi merak ettim de. Dün gece gideceğiz demiştin ama buraya döndük. Dün odandan çıkmadın . Yarın gideceğiz dedin. Yarın da oldu."

" Konağa gitmeye  ne kadar meraklısın sen öyle."

Yavuz'un alaycı yüzü ve küstah hali hiç hoşuna gitmemişti ama şimdilik adamın suyuna gidiyordu. Salınarak yaklaşmış ve ayaklarının dibine yere oturmuştu.

" Konağa götürmeye ne kadar meraklıysan o kadar merakılyım ben de." deyip en baştan çıkartıcı tebessümüyle gülümsemişti.

" Ne yapayım neler olacağını düşününce heyecanlanıyorum. Dün keşke söyleseydik masada."diye eklemişti.

Uzun tırnaklarını usulca adamın bacağında gezdirmeye başlamıştı kedi gibi mırıltılı konuşurken.

" Hepsi aynı anda öğrenecek."dedi soğuk bir sesle Yavuz

Buzdan Kalp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin