Buzdan Kalp

Bölüm 87: Domino Taşı Etkisi

Yüksek cam tavandan sarkan büyük avizelerin kristal sarkıtları beyaz mermer zemin üzerinde renkli ışık yansımalarını pahalı bir halı gibi sererek kaplamıştı. Işıktan orblar yaramazlık yapmaya karar vermiş gibi kristal kadehlerin narin yüzeyine çarpıp  sekiyor,  susuzluklarını gidermek ister gibi pahalı şampanyanın dora ve pembesi, kaliteli viskinin ateş kırmızısına çalan koyu kahvesi, ederi çok haneli yıllanmış şarabın lal ve sarısı  ile rakının  buğulu beyazına öpücükler bırakıp narin boyunları, zarif bilekleri ve kulakları süsleyen milyon dolarlık  görkemli  taşları okşayarak davetlilerin olduğu büyük balo salonunu ışık yansımalarına boğuyordu.

Üstlerine kusursuz bir işçilikle oturtulmuş pahalı ve kaliteli kumaşlardan biçilen takım elbiseleri, tasarımcısının imzasını yansıtan şatafatlı tuvaletleri içindeki itibar, mevki ve servet sahibi seçkin davetlilerin çoğu nesiller boyunca taşıdıkları ailelerinin ismi kadar köklü ve asil kökenlerini, mağrur" mavi kan"ları ve genetik kodlamalarına nesilden nesile işlenen kibirli üstün ırk olduklarına dair sarsılmaz inançlarını  ezici bir aura enerjisi ile etrafa yayıyorlardı. Seçilmiş elit grup olduklarını göze sokmayı sevip, üsten bakan tavırları ile göze çarparken serveti ve itibarı çalışarak elde edenler, bağlantılarını kullanarak sonradan yükselenler de kendilerine has bir özgüven sergilemeye uğraşıyorlardı. Bir yandan mavi kan asiller ile bir arada olabilmek ve olası yeni bağlantılar kurabilmek heyecanı da  başarıyı taçlandıracak ödüllerine sahip olarak isimlerini ve markalarını bir üst seviyeye taşıyabilmenin hırsına eklenmişti.  Bir nevi toplumsal, ailesel ve finansal anlamda hem basamak hem de elit, şaşaalı bir kutlamaya eğlenme imkanı  sunan duble bir fırsat gecesiydi.

Ödüllerden ve şatafatlı kutlamadan çok daha öncelikli sırada olansa iki sosyal sınıf grubunun heyecanla ve merakla beklediği KRC grubu ile ilgili beklentilerdi. Bu in gündemi  imkânsızdan yeniden olasıya geçmiş altın ortaklık fırsatıydı. Yeniden boşta olan ortaklık pozisyonu için yapılacak  hamleler kafalarda tasarlanmış, bulunmaz fırsatlar ve imkanları önlerine serecek dünyanın anahtarını elinde tutan iş dünyasının piramidinin tepesindeki ejderha diye de bilinen KRC'nin en tepesindekilerden oluşan davetlilerle konuşup ortaklık şansı için  bir yol döşemeye ve  gece bitmeden ön bir anlaşma için ışık yakılmasını sağlamaya karar vermişlerdi.

Muhtemelen herkesin katıksız ne gibi bir aptallık yaparak gül gibi şanslarını yok ettiklerine hem şaşırdıkları hem sinsice bir keyifle  hezimetlerine sevinirken ayak altından  çekilerek ekmeklerine yağ sürdükleri  için alaycı bir minnet duydukları üç  Karahan kardeş  ise zirveden  içine koşa koşa düştükleri çukurun en dibinde olduklarının farkında olarak pek de keyifli bir ruh halinde değillerdi. Kendim ettim kendim buldum deyiminin canlı temsili olarak geceyi yeniden lehlerine çevirecek bir fırsatı yakalamanın neredeyse imkansız olduğunun da farkındaydılar ama deneyecekler, batırdıkları gibi çıkarmaya çalışacaklardı.

Kocasının ve diğer iki Karahan biraderlerin keyifli görünmelerine rağmen son bir  kaç gündür sıkıntılı ruh hallerinin  hala etkisinde olduklarını fark etmiş olan Zümra kulak misafiri olduğu konuşmalardan ortaklık meselesi ile ilgili olduğunu anlamıştı. Mirza'ya nerdeyse düğün bayram yapacak kadar sevindikleri ortaklığın bozulmasına neyin sebep olduğunu sorunca sarı çiyan mevzusunu öğrenmişti. Yavuz'un kestirip atmasını takdir etse de kocası gibi onca emek  verilmiş bir  işin çöpe gitmesine üzülmüştü de. Hayat ne tuhaf tesadüflerle doluydu. Her şeyi mahveden sarı çiyan tutmuş yine hayatlarına bomba etkisi yaratacak şekilde müdahil olmuştu. Zümra bir yandan Aylin denilen o kadının Melek öğrenmeden  sonsuza dek çekip gitmesini istiyor öte yandan gitmezse bile bu kadar önemli bir ortaklığı yeniden kurmalarını  ailesinin geleceği ve işlerin selameti açısından istemekten kendini alamıyordu. Kimbilir bir  mucize olur, bu gece olumlu bir gelişme olurdu.