Kıskançlık zehirli bir yılan gibidir. Bazen sinsi ve sessizce yaklaşıp kara yılan gibi en savunmasız anında sokup kaçar. Bazen çıngıraklı yılan gibi tıslayarak meydan okur ve göstere göstere saldırır. Bazen kobra yılanı gibi dikilip saldırıya hazır bekler. Bazen piton gibi dolanır kıskıvrak yakalar. Bazen de boa yılanı gibi bütün olarak yutar ve içinde öğütüp, sindirir. Ne tür olursa olsun yılan eninde sonunda yılanlığını yapar.
Yavuz'un payına düşen anakonda kıpırdayacak ve nefes alacak alan bırakmadan her yeri kaplamıştı. Içgüdüleri varlığını öğrendiği günden beridir sinirlerini bozan herif hakkında haklı çıkmıştı. Gösteriş meraklısı tiki herifin doğumgününü kutlamak için seçtiği pahalı ve lüks gece kulübüyle ilgili her gözüne çarpan detayla kahrolası sarışından iyice haz etmez olmuştu. Ünlü olduğunu göze sokar gibi mekanın önüne doluşmuş, fotoğraf çekmek ve flaş ifşa yakalamak için bekleşen gazeteci ordusunu bilerek çağırmış olduğuna kuşkusu yoktu Yavuz'un. Popüler olduğunu afişe etmek için davet ettiği tıkış tıkış kalabalık da ilgi delisi olduğuna kanıttı. Bu kadar çok dostu, yakın arkadaşı olamayacağına göre bu tipler -ki çoğu birbirinden züppe ve boş tipler olduklarını bin kilometre öteden belli ediyorlardı- geniş çevresi olduğunu gösterme çabasıydı.
Görmeden eksi puanları everest tepesi gibi yazan Yavuz gördüğü anda everestin üzerine Himalayaları ve Fuji dağını da eklemişti. Bir kere sarışın züppe filmdeki halinden kat be kat yakışıklıydı. Spor salonundan çıkmayan kaslı vücudu da fazla seksi bir tip yapıyordu. O da bunun çok iyi farkındaymış gibi üzerine çok iyi oturmuş siyah tişörtü ve kot pantolonunu tercih etmiş, bir sürü dövmesini sergilemişti.
Yavuz ergenken bile asla başka bir erkeğin ne tipi ne de dikkat çekici tarafları yüzünden çekememezlik yapan hazımsız biri olmamıştı. Devasa egosu, kibirli yapısı, küstah özgüveni ve baskın aurası, Allah vergisi baş döndürücü yakışıklılığı ve mıknatıs gibi çekiciliği ile ölümcül bir kombin yaparken soğuk ve sert mizacı ulaşılmaz yapıp karşısındakini öldürüp dirilttikten sonra bir daha öldürüyordu. Içeri girer girmez doğumgünü sahibi yerine tüm gözleri üzerinde toplaması onun için öyle alışık olduğu bir şeydi ki umursamamıştı bile. Sanki oksijeni, renkleri tüketip bitiren kendisi değilmiş gibi buz adam kıvamındaydı.
Bu kadar averaj farkı da Yavuz'un tipi, ünü veya popülaritesi yüzünden kıskandığı tezini çürütüyordu . Yavuz'un bu haline sebep sarışılna kızılın abartılı yakınlıktaki bağlarıydı.
Berrin kızılı arkasına saklayarak kalabalık bir grupla konuşup, tebrikleri alan sarışın adamın yanına gitmiş ve omzuna dokunup süprizi bir anda çekilerek patlatmıştı. Eray karşısında durup gülümseyen Melek'i görünce şaşkınlıkla bakakalmıştı. Gerçekten karşısında olduğunu idrak edince de gözleri şaşkınlıkla açılmış ve kocaman bir gülüş peydah olmuştu.
" Kızıl!!!"
" Sarı!!"
" Burdasın. Inanamıyorum. Burdasın."
" Doğumgünün kutlu olsuuuuun."
" Gel buraya." deyip kocaman sarılmıştı. Melek de özlemle gülerek sarılınca Eray kızın ayaklarını yerden keserek sarıldığı kızla kendi etrafında dönmüştü. Ikisinin attığı kahkahalar tüm sesleri bastırmış ve ilgiyi üstlerinde toplamıştı.
" Ne zaman geldin sen ? Neden haber vermedin. Inanamıyorum ya. Burdasın kızılım burda."
Eray yere indirdiği kıza gözleri parlayarak bakarken yüzünü elleriyle kavramış, özlemle ve sevinçle süzüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
عاطفية"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...