Bölüm 51: Yılanın azı dişleri

7.7K 389 23
                                    

Kıskançlık zehirli bir yılan gibidir.  Bazen sinsi ve sessizce yaklaşıp kara yılan gibi en savunmasız anında sokup kaçar. Bazen çıngıraklı yılan gibi tıslayarak meydan okur ve göstere göstere saldırır. Bazen kobra yılanı gibi dikilip saldırıya hazır bekler. Bazen piton gibi dolanır kıskıvrak yakalar. Bazen de boa yılanı gibi bütün olarak yutar ve içinde  öğütüp,  sindirir. Ne tür olursa olsun yılan eninde sonunda yılanlığını yapar.

Yavuz'un payına düşen anakonda kıpırdayacak ve nefes alacak alan bırakmadan her yeri kaplamıştı. Içgüdüleri varlığını öğrendiği günden beridir sinirlerini bozan herif hakkında   haklı çıkmıştı. Gösteriş meraklısı tiki herifin doğumgününü kutlamak için seçtiği pahalı ve lüks gece kulübüyle  ilgili her gözüne çarpan detayla kahrolası  sarışından iyice haz etmez olmuştu. Ünlü olduğunu göze sokar gibi mekanın önüne doluşmuş, fotoğraf çekmek ve flaş ifşa yakalamak için bekleşen gazeteci ordusunu bilerek çağırmış olduğuna kuşkusu yoktu Yavuz'un. Popüler  olduğunu afişe etmek için davet ettiği tıkış tıkış kalabalık da ilgi delisi olduğuna kanıttı. Bu kadar çok dostu, yakın  arkadaşı olamayacağına göre  bu tipler -ki çoğu birbirinden züppe ve boş  tipler  olduklarını bin kilometre öteden belli ediyorlardı- geniş çevresi olduğunu gösterme çabasıydı.

Görmeden eksi puanları everest tepesi gibi yazan Yavuz gördüğü anda everestin üzerine Himalayaları  ve Fuji dağını da   eklemişti. Bir kere sarışın züppe filmdeki halinden kat be kat yakışıklıydı. Spor salonundan çıkmayan kaslı vücudu da fazla seksi bir tip yapıyordu.  O da bunun çok iyi farkındaymış gibi üzerine çok iyi oturmuş siyah tişörtü ve kot pantolonunu tercih etmiş,  bir sürü dövmesini sergilemişti.

Yavuz  ergenken bile  asla başka bir erkeğin ne tipi ne de dikkat çekici tarafları yüzünden çekememezlik yapan hazımsız biri  olmamıştı. Devasa egosu, kibirli yapısı,  küstah özgüveni ve baskın aurası,  Allah vergisi baş döndürücü  yakışıklılığı ve mıknatıs gibi çekiciliği ile ölümcül bir kombin yaparken soğuk ve sert  mizacı  ulaşılmaz yapıp karşısındakini öldürüp dirilttikten sonra bir daha öldürüyordu. Içeri girer girmez doğumgünü sahibi yerine tüm gözleri üzerinde toplaması onun için öyle alışık olduğu bir şeydi ki umursamamıştı bile. Sanki oksijeni, renkleri  tüketip bitiren kendisi değilmiş gibi buz adam kıvamındaydı.

Bu kadar averaj farkı da Yavuz'un tipi, ünü veya popülaritesi yüzünden kıskandığı tezini çürütüyordu . Yavuz'un bu haline sebep sarışılna kızılın abartılı yakınlıktaki  bağlarıydı.

Berrin kızılı arkasına saklayarak kalabalık bir grupla konuşup, tebrikleri alan sarışın adamın yanına gitmiş ve omzuna dokunup süprizi bir anda çekilerek patlatmıştı.  Eray karşısında durup gülümseyen Melek'i görünce şaşkınlıkla bakakalmıştı. Gerçekten karşısında olduğunu idrak edince de gözleri şaşkınlıkla açılmış ve kocaman bir gülüş peydah olmuştu.

" Kızıl!!!"

" Sarı!!"

" Burdasın. Inanamıyorum. Burdasın."

" Doğumgünün kutlu olsuuuuun."

" Gel buraya." deyip kocaman sarılmıştı. Melek de özlemle gülerek sarılınca Eray kızın ayaklarını yerden keserek sarıldığı kızla  kendi etrafında  dönmüştü. Ikisinin attığı kahkahalar tüm sesleri bastırmış ve ilgiyi üstlerinde toplamıştı.

" Ne zaman geldin sen ? Neden haber  vermedin. Inanamıyorum ya. Burdasın kızılım burda."

Eray yere indirdiği kıza gözleri parlayarak bakarken yüzünü elleriyle kavramış, özlemle ve sevinçle süzüyordu.

Buzdan Kalp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin