Bölüm 86: Bir bilsen

13.4K 349 104
                                    

❗❗❗❗

Bolümü  yazıyorum ama yayınlayınca wattpad hangi bölümlerin arasına sokuşturur bilemiyorum. Uygulama kafayı yedi. Sırayla yazıp yayınlıyorum ama 85. Bolumu bir 20. Bölümden, sonra 47.Bölüme şimdi ise  18.Bölümden sonraya koyuyor. Düzeltemedim gitti. Bakalım bu bolümü  ne yapacak.  Okuyanlar artık bölümler arası bulmaca çizecek herhalde. Ayyy ulu wattpad lütfen kendine gel diyorum. Çok çok âmin diyerek bölüme başlıyorum. Iyi okumalar

🐾🐾🐾🙈🙈🙈🐾🐾🐾

Bembeyaz  bir güne uyanmıştı şehir. Erguvan Sitesinin güvenlikli , yüksek duvarları içindeki lüks konakların çatılarına yumuşak bir battaniye gibi serilmiş kar tabakası ağaçların  dallarını,  çamların yeşil yapraklarının üstünü pasta kreması gibi boylu boyunca süslüyordu. Neredeyse diz boyu yüksekliğe ulaşmış zemindeki karlar henüz hayat uyanmamış olduğu için üstleri herhangi bir ayak izi ve tekerlek izinden nasibini almamış, pürüzsüz ve lekesiz beyaz bir kanvas gibi uzanırken yüzeye vuran güneş ışığı kristalden pudra şekeri serpmiş gibi karları  parlatmaktaydı. Lüks  evlerin geniş bahçeleri arasındaki yürüyüş yolu  ve bisiklet yolu da karla kaplanmıştı. Yolu takip  edince ulaşılan göletin soğuğa teslim olarak donmuş, rahatlıkla  uzerinde yürünebilecek, paten veya kızak kayılabilecek yüzeyi güneş ışığı altında  yer yer kardan kümelerinin   konduğu  parlak cam gibi  yüzeyi göz alıcı  bir tabloya dönüşmüştü.

Oldum olası karlı havaları ve karda vakit geçirmeyi seven Yavuz evdekiler uyanmadan  çıktığı yürüyüşten dönerken zihni kaos yeri olsa da bedeni gevşemiş haldeydi. Açık havada olmak iyi gelmişti. En azından bedenine. Kafasını dağıtmak isterken zihnine demir atmış Bade Ateş'i düşünüp durması  ise zihnini  ironik bir şekilde iyice çorbaya çevirmişti.

Eve doğru yaklaşırken kulağına gelen tanıdık seslerle gülümsedi. Oğlu ve yeğenleri kalkmış, kâr aktivitelerine başlamış olmalıydılar. Eve yaklaştıkça oğlunun en iyi arkadaşı Emir'in sesini tanımış, Mirza ve Reha'nın çocuklarınkinden geri kalmayan seslerini ve kahkahalarını duyunca klasik kar sahnesinin yeniden yaşandığını anlamıştı.

Sitenin çok bilmiş, aktivite meraklısı yöneticisi ve ekibi iki gün önce kar yağmaya başlayınca hemen duyuruyu geçmişlerdi. Geleneksel Erguvan Kar Festivali 8 diye tumturaklı bir isim verdikleri ve tüm site  sakinlerini davet ettikleri kutlamalar haftasonuna denk gelen cumartesi, yani bugün başlıyordu. Iki gün devam edecek kutlama kardan adam yapma  yarışması, gölde  kızak ve  paten yarışı , buzda balık tutma yarışması, barbekü partisi, ilk gece yapılacak yıldız izleme partisi  ve sitenin merkezindeki lüks ve büyük sosyal tesisin balo salonunda yapılacak kış  dansı ile bitecekti.

Kendi aralarında Reha ve Mirza ile süslü püslü isimler verilen aktivitelerle sosyetik festival organizasyonu merakı ile dalga geçseler de Zümra, Melek ve özellikle de çocuklar dört  gözle beklediği için onların mutlu yüzlerine karşı ses çıkartmadan katılıyorlardı. Kendileri de aslında çocukluklarını yaşanıp, işten  güçten, günlük stres ve dertlerden uzakta aileleriyle beraber eğlendikleri ve mutlu aile anıları yarattıkları için severek dahil oluyorlardı. Hatta kendilerini cidden kaptırarak yarışmalarda hırs yapıp, gaza gelerek birinci  olmak için çocuklarla ekip olduklarında gösterdikleri delice çaba takdire şayandı. Nitekim şimdiden gizli operasyona katılmış swat ekibi ciddiyetinde Karan, Umut, Ateş ve Emir'i organize edip, görevler veren Mirza ve Reha'yı kardan adamlardan meydana getirecekleri aile temalı eserleri üzerine canla başla uğraşırken görünce şaşırmamıştı.

" Tiplere bak. Sanki Davud heykeli  yapacaklar." diyerek gülmüştü Yavuz.

Nasıl gülmesin?  Oynamak icin hevesle arka bahceye çıkmış  yeğenlerini ve Emir'i küçük askerleri, Mirza'yı ise generali gibi etrafına toplamış Reha kanlı bir muharebeye hazırlanan komutan gibi dikilmiş, elinde tuttuğu resim çıktısı savaş planı gibi yapacakları kardan adam temalı  yarışma eserini  anlatıyordu.  Geçrn seneki site içi kardan adam yarışmasını bir oy farkı ile karşı evdeki Tolga Aksoy'un aile ekibine kaptırmış olmalarının rövanşını almaya hırs  yapmıştı.  Gıcık herifin yarışmayı kazanıp da site yönetiminden aldığı şampiyonluk kupasını sırıtarak kaldırmasını da, sitedekiler alkışlarken onlardan tarafa bakıp " Seneye artık kazanırsınız ama biz varken çok zor." deyip kinayeli şekilde konuşup, göz kırpmasına  da hala gıcıktı. O yüzden bu yıl birinci olmaya ant içmişti. Bunun için de o gıcık herifi, heykeltraş kardeşini , güzel sanatlar hocası olan yeğenini ve babaları kadar gıcık o üç ukala veledi yenmeye  kararlıydı.

Buzdan Kalp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin