" O halde bu işe olur diyenleri görelim ağalar? Daha fazla ötelemenin bir manası yoktur. Enikonu sıcaklar bastıracakken tarlada bağda bahçede ürünler gene yarı yarıya kuruyup telef olup gidecek. Bu projeye olur derseniz sulama kanalı işine başlanır ve yaz ortasında bitmiş olur. Daha fazla bu konuyu konuşmayı ertelemeyip bugün bir karara varalım artık."
Mirza konuşması bitince Sırçasaray diye de bilinen Osman ağanın yayladaki çiftliğinde yer alan konağın gösterişli mobilyalarla döşenmiş büyük salonundaki dikdörtgen masanın iki kenarına karşılıklı olarak oturmuş adamlara baktı.
Yavuz gibi tam karşılarında oturan Abdo ağanın yanında yerini almış toplantının basından beri lakayt şekilde yayılarak oturmuş ve alaycı bir ifadeyle dinleyen Zeydan Bawder' in aşağılayan tavrına sinir olmuştu. Soru ölüm sessizliği ile havada kalınca utanmadan sırıtmıştı onlara bakmıştı. Mirza kafasını çevirirken ağzının içinden küfrü sallamıştı. Yavuz'un kendini kışkırtmak için aleni meydan okuyan sinir bozucu ezeli rakibinin gözlerinin içine inatla dik dik baktığını fark edip, fısıldadı.
" Sakin ol. Bilerek üstüne gelmek için yapıyor it." dedi." Ipleme şu manyak herifi. "
" Daha yaratıcı şeyler var aklımda piç için." diye tısladı Yavuz.
Gözlerini kendine dikilen soluk mavi kurnaz gözlerden ayırmamıştı.
" Evet bir şey deyin artık ağalar. Bugün yapalım sulama kanalı için oylamayı." dedi Galip ağa sessizlik uzayınca.
Kimseden ses çıkmayınca Zeydan sırıtması genişleyerek üstüne göz kırpmıştı. Yavuz'un eli yumruk halinde sıkılınca Mirza usulca koluna dokundu.
" Aman diyeyim toplantı bitmeden tut kendini Yavuz."
Yavuz ses etmemişti ama boynundaki damar parmak kalınlığında şişmiş tempoyla tenini dövüyordu. Zeydan'ın bakışlarının boynundaki o noktaya kaydığını ve alenen sırıttığını gördü. It herifle o kadar çok dalaşmışlardi ki zamanında, birbirlerinin anatomik olarak verdikleri tepki yansımalarını çok iyi biliyorlardı. Yavuz sinir boşalmasının sınırında gezdiğini karşısındaki herifin anladığını da farkındaydı.
" Ben oyumu söyleyip başlayayım. Benim için sorun yoktur. Sulama kanalının bize ait topraklardaki güzergahına olurum vardır." dedi Agit ağa.
Bu alenen güç gösterisiydi. Kızının Karahan'larin gelini olmasıyla birleşen aile bağlarına verdiği desteği her anlamda vereceğini ilan ediyordu olurunu vererek. Sulama kanalının büyük bir bölümünün onun arazisinden geçeceği düşünülünce Galip ağa da zaten proje için oğullarına sözcülük hakkı verip, kendi arazisi için olur vermişken içte iki onay çıkmış oluyordu.
Ancak söz konusu onay verilmiş araziler projedeki sulama hattının merkez bölgesini oluşturuyordu. Nehirden itibaren kanal hattının başlangıcını oluşturan araziler Abdo ağaya ve Agit ağanın sınır komşusu Şahandar aşiretinin ağası Siyabend ağaya aitti. Bitiş kısmı ise Galip ağanın arazisine komşu topraklar ise Devran ağanındı.
Siyabend ağa proje ilk dile getirildiği zamandan beri net şekilde onay vermemişti. En verimli topraklarından sulama kanalının geçmesi ürün ve kazanç bakımından eline geçenin bir kısmından vaz geçmesi demekti.
" Benim sözünde değişiklik yoktur." dedi gümüş kakmalı hiç yanından ayırmadığı tespitini sallayarak. " Tam ürün hasat aldığım toprağımın bir kısmını işe yaramaz, ekilip dikilemez ölü toprağa çeviremem."
Mirza adamın cahilce inadına ve benciliğine tahammülü kalmayıp atılmıştı.
" Nehir kenarına bitişik iki toprak ağasından birisin Siyabend ağa. Su işi senin için sorun değil tabi ama bu fırsata herkes sahip olacak bu proje sayesinde. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romansa"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...