Beyaz mermer sütunların camdan tavana dek uzandığı lobi inci beyazı mermerden zeminin karoları içine çapraz şekilde monte edilmiş spotların yaydığı ışıkla parıltılı bir doku gibi yansıma yapıyordu. Sekizgen bir piramit çatısı gibi yüksek cam tavandan görünen yıldızları paylaşmakta bonkör davranan gece gökyüzündeki yusyuvarlak, gümüş rengi top gibi parlayan ayın ışıklarını otelin yapay ışıklarına rekabet edermiş gibi içeri süzülmesine izin veriyordu. Beyaza boyanmış devasa boyuttaki saksıların içine dikilmiş kauçukların yeşil yüzeyleri vernik sürülmüş yüzeyler gibi parlarken tüm lobiye yayılan kısık müziğin bilindik melodisi arsız bir aşığın fısıldaması gibi kulakları okşamaktaydı.
" 1305"
Oval bir şekilde uzanmış beyaz ahşaptan resepsiyon masasının beyaz mermer tezgahının üstüne bırakılan anahtarı alan karısının yanında asansöre doğru yürürken yan yana temas eden elleri buluşmuştu. Asansör neredeyse duyulmayacak bir ses çıkararak zemin katta durunca geniş kabinin içine girmişlerdi. Zemini üstünde gümüş karo desenler olan yeşil çuhaya benzeyen ama ederi iki haneli kaliteli halıyla kaplı asansör görüp görülebilecek en şık ve gösterişli asansör kabini olabilirdi. Asansör görevlisi genç adam sessizce oturduğu camdan duvara dayalı yeşil kadife kaplı banktan kalkmıştı. Kadının elindeki anahtarın ucundaki oval anahtarlığa kazınmış, gümüş renkteki rakamları görüp, onsekizinci katın düğmesine basmıştı.
Yeşil yeleği boynundaki papyonla uyumlu ton sergilerken krem rengi gömleğiyle de hoş bir renk armonisi sergiliyordu. Kenarları gi şeritli siyah pantalonu renk bakımından uyumsuz olmakla beraber bütün olarak değerlendirildiğinde tuhaf bir şıklık içermekteydi. Tek uyumsuz olan detay otelin personelinin bir örnek üniformlarının Viktoryan dönem havasına uymayan şark esintsi taşıyan yeşil kepti. Tasarımcı sanki son detay olarak fese benzeyen kepi eklerken bir çeşit yaratma krizine girmiş de iş olsun diye eklemişti.
Gerçi bu detaya ne asansörde görevli olan genç adam ne de elleri birbirinden ayrılmadan onsekizinci kata dek çıt çıkartmadan çıkan çift takılmıştı. Orada olmasa tereddütsüz bir sabırsızlıkla sevişmeye başlayacaklarını biliyordu genç adam. Aralarındaki çekim ve bastırmaya uğraştıkları, odalarında azat olacak şehvetin kokusu olduğuna bile yemin edecek kadar yoğundu ikisinden de yayılan kimyasal çekim ve havaya bombardıman eden feromonlar.
" En azından birileri hayatının gecesini yaşayacak."
Edepsiz düşüncesi dudaklarına arsız bir tebessüm kondururken asansör kabininin kapısı kapanmış, kırmızı halıyla kaplı koridorda yalnız kalan çift odalarına gitmek için kapı numaralarını kontrol ederek ilerlemeye koyulmuşlardı.
Neyse ki kontrol edilecek bir sürü kapı yoktu. En üst katta sadece iki suit vardı. İlkini pas geçip, en sondaki suitin kapısına ulaştıklarında Melek elektronik kartı okutmuştu. Kapı uysalca açılırken içeriden sızan güzel, çiçeksi koku karşılamıştı onları. İçeriye girdikleri anda Melek kapıyı kapatıp,kartı duvara monte edimiş soketin yuvasına yerleştirirken o ana dek uysal bir kedi gibi yanında yürüyen Yavuz pantere dönüşmüştü.
Kartı yuvaya yerleştirdiğinde yerden aydınlatma devreye girerek suiti yumuşak bir ışıkla aydınlatırken bedeni hızla güçlü kolların arasına çekilmiş, dudaklarına baskı yaparak yapışan dudaklar sabırsız ve aç bir kurt gibi istila etmeye başlamıştı. Melek kocasının sabırsız bir arzuyla ve doyurulmamış şehvetiyle saldırdığı dudaklarını istediği gibi talan etmesine izin verirken sırtı kapıya sertçe çarpmıştı. Canı yanmasa da dudaklarından kaçan sızlanma Yavuz'un kafasını geriye çekip yüzüne endişeyle bakmasına neden olmuştu.
" Özür dilerim. Canını mı yaktım kızıl ?"
"Hayır. Sadece nefesim kesildi. "
" Güzel." deyip memnun şekilde sırıtmıştı Yavuz. " Ben de tam olarak bunu istiyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romansa"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...