Porselen fincanın içinde karıştırdıkça üzerindeki özenle yapılmış yaprak desenini oluşturan krema sıcak kahvenin içine karışıp rengini açmıştı. Beyaz ağırlıklı odadaki tek renkli detay olan köşedeki büyük saksının içinde duran kauçuğu izleyen Yavuz manikürlü tırnakların süslediği uzun ince parmakları ile porselen fincanı dudaklarına götüren kadını izledi. Bilerek yavaştan aldığını anlamıştı. O da bilerek kadının söze girmesini bekliyordu.
" Kahveye dokunmuyorsun. Başka bir şey getirmelerini isteyebilirim." dedi Serpil.
" Başka birşey istemiyorum."
Yavuz gene bekleme moduna geçmişti. Serpil fincanı tabağına bırakıp adama bakmıştı tekrar.
" Ilgini çeken tek şey konuşacaklarımız anlaşılan."
" Bunun için sabah sabah buradayım."
" Tek bir soru sormama izin ver. Melek'e gerçekten ne hissediyorsun?"
Yavuz'un yüz ifadesi ve bakışları değişmemişti." Konuyla ne ilgisi var ?"
" Konu tamamen bununla ilgili. Öğrendiğinde karına karşı takınacağın tavır önemli. 20 Eylül'de beni aramasına sebep olan durum her neyse benzer bir duruma daha maruz kalırsa ve benzer bir tavır görürse bu kez ilaçlar ne kadar işe yarar emin değilim. Travmasından kaynaklanan etkileri ve hisleri tetikleyen durumlar yaşamamalı. Bunu kaldıramayabilir."
" Melek'e üç yıl önce ne oldu ?"
Serpil'in yüz ifadesi durgun ve üzgün bir hak almıştı. " ilişkinizin dinamiklerini bilemem tabi ama Melek'e karşı düşünmeden hareket etmemen lazım. Sevilmediğini ve istenmediğini hissederse bu onu herhangi birinden daha fazla etkiler Yavuz. Melek bunu itiraz etmeden kabul eder ve kendini fazlalık olarak görüp, karşısındaki kişinin hayatına yük olmamak için denklemden çıkmanın yolunu arar."
Yavuz'un evlendikleri ilk andan itibaren kızıla bunu defalarca kez söyleyip, hissettirdiği aklıma gelmişti. Melek'in kolayca, itiraz etmeden kabul edişi ve alıştığı normal bir durummuş, hatta böyle olması kaçınılmazmış gibi tepkisiz kalışını da hatırlamıştı. Ağlamamış, tartışmamış, isyan etmemişti.
" Böyle hissetmesinin sebebi üç yıl önceki olay değil mi ?"
" Evet."
Serpil derin bir nefes çekmişti içine. Hatırlamak bile kadını dağıtmış görünüyordu.
" Ne oldu üç yıl önce?"
" Herşey Melek'e gelen mesajlarla başlamış. Anonim birinden geldiği için ciddiye alıp bakmamış Melek. Gene birisi asılıyor sanmış. Melek'i kampüste ve dışarıda çok sayıda beğenen kişi vardı. Sık sık tanışmaya çalışıp mesaj atarlar, araya birilerini sokarlar veya karşısına çıkıp şanslarını deneyenler eksik olmazdı ama Melek kimseye yüz vermiyordu. "
Karısının hiç sevgilisi olmadığını, hiç kimseye aşık olmadığını ve bu yüzden yakınlaşmadığını söylediğini hatırlamıştı Yavuz.
" Bu numaranın sahibi de arar arar karşılık bulamazsa pes eder sandı. Ancak etmemişti. Telefondan ve sosyal medya hesaplarından ulaşamayınca farklı bir yöntem denemişti. Dolabına, sırasına, kitaplarının arasına notlar bırakmaya başlamıştı. Okulla sınırlı kalmadı bir süre sonra. Evine notlar ve hediyeler gelmeye başladı. Odasına girip not ve hediye bırakıp eşyalarını kullanmaya ve almaya başlamıştı. O zaman dek gizli hayran, platonik aşık deyip ciddiye almadığı durum korkutmaya başlamıştı Melek'i."
" Kim olduğunu gören olmamış mı ? O kadar not, hediye bırakıyormuş. Evine, odasına girmiş. Mutlaka birileri fark etmiştir."
" Şunu anlamalısın. Bunu yapan kişi çok zeki ve takıntılı birisi. Her adımını en ince detayına kadar planlayan ve hep bir adım önde olan bir psikopat. Kendini fark ettirmedi hiç. Eve güvenlik kamerası, alarm takılmıştı. Devre dışı bıraktı. Kimse onu Melek'i kaçırıp götürene dek maalesef ne gördü ne de buldu. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romance"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...