Bölüm 38: Yanıp yanıp söndüm

8.9K 453 129
                                    

❗❗⛔ + 18 sınırı  uygun bu bölüm içinde fazlasıyla hassasiyet yaratabilecek yetişkin içerik ve diyalog  bulunmaktadır. Yavuz ve Melek'in ilişkisinin dinamiklerinin karanlık ve kışkırtıcı ve aykırı yönünü okumaktan rahatsız olanlar bölümü atlayabilir. Bu hikâye sinir  hastası, saplantılı ve dominant yapıdaki bir adamın simsiyah yanının içinde beyazı bulmasını ve  kadının kendi içindeki beyazda siyahı  öğrenmesini anlatmaktadir. Bu yuzden ara ara puritan vanilya tadında  romantizmin yanısıra, tehlikeli, aykırı  ve sıradışı aşk ve tutkuya da  değinilecektir. Her ilişki farklı yaşanır. Bir ilişkide normal, güvenli veya çoğunluk tarafından  normal etiketi verilen şekilde yaşanan  cinsellik, beraberlik ve  aşk konularında  yapılması gereken tek doğru ve uygun yol yoktur. Karşılıklı rıza gösterilen her durum ve her karar o çiftin seçtiği ve kabul ettiği  doğrusudur.  Kurgu ve karakter bazında tutarlı olarak hikayeye dahil edilenleri onaylamamak elbette hakkınızdır ama bu benim veya sizin değil, Yavuz ve Melek'in hikayesidir. Şimdiden   bölümü okumaya karar verenlere keyifli okumalar diliyorum. Bolümü pas geçenlere de daha  sonraki bölümler de görüşmek dileğiyle diyorum.

......

" Ilk ve son iptal oldu."

Melek kocasının gene dengesiz ruh haliyle ana kapılıp söylediği cümleyi ciddiye almamayı seçmişti. Kocası olmayı reddeden, kendini hiç yerine koyan ve ufacık bir his bile beklemediği gibi yerin dibine sokmak için doruklara uçuran bir adamın elinde oyuncak olmayacaktı.

Yavuz'un gene kendini görmezden  geleceğine ve muhatap olmayacağına emindi. Ilk beraber oldukları geceden sonra konakta yaşayan  herhangi biri gibi davranan adam da aynı rutine dönmüş gibiydi zaten. Sanki konağa arkadaşını ziyarete gelmiş de evin oğlu da sırf misafir diye konuşup, ev sahibi gibi davranıyordu.

Melek dengesini ve akıl sağlığını biraz olsun  korumak için Berrin ve Eray' ın yanına gitmeye karar vermişti. Konaktan ve Yavuz'dan uzak kalmaya, Istanbul'da arkadaşlarıyla zaman geçirip, eski Melek olmayı yeniden kendine hatırlatmaya ihtiyacı vardı.

Bavulunu toplayıp, çıkıp gidemeyeceği için Yavuz'la konuşup rızasını alması gerektiğini biliyordu. Erkeğin onayı ve izni olmadan ufacık bir kararı bile uygulayamamak her daim sinirlerini bozmuş ve içindeki özgür  ruhu  isyana sürüklemişti ama içinde olduğu toplumun yapısı onun tek başına değiştiremeyeceği katı ve yerleşik  kurallarla idare ediliyordu.

Yavuz işe gitmeden konuşma işini halletmek için istemese de odasına gitmişti. Kapıyı tıklatıp açtığında aynanın karşısında kravatını bağlayan kocasını gördü. Iki haftadır ilk kez yalnız kalarak  bir araya gelmişlerdi.

" Zamanın varsa konuşabilir miyiz ?"

Yavuz aynadan ona bakmıştı. Melek adam cevap vermedikçe sinirleniyordu ama sakin durmaya çalışıyordu.

" Şunu bağlarken konuş."

Kravatı kastettiğini anlayan Melek istemese de yaklaşmak zorunda kaldı. Kravatı bağlaması için bekleyen adamın önünde durunca teninin kokusu şeytanlarını anında uyandırmıştı ama beynini patlayacak gibi direndiği halde bastırıp, aklına üşüşen gecenin nabız katili yüz kızartıcı görüntülerini kovaladı.

Tüm dikkatini kravatta vermiş bağlamaya çalışırken yüzünde dolanan siyahlar şöminenin ateş karıştırma çubuğu gibi adama karşı hissettiği çekimi ve duyduğu arzuyu karıştırıp ateşini harlıyordu.

Bedenini örten tüm kumaş parçalarını parçalayıp atmak ve altındaki tenin tadına bakmak ve dokunmak için kendini kışkırtan şehvetli şeytanlarına kör sağır kesilip, kravata odaklanmıştı.

Buzdan Kalp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin