Bölüm 27: Iki ucu ... değnek

7.7K 474 60
                                    

* Bölümü okumaya başlamadan ufak bir paylaşın yapayım dedim. Bu saplantılı ve sinir hastası bir adamın hikâyesi ve yaptığı korkunç hatalar var. Ancak karakter boyle kurgunladı. Bu soft, vanilya aşk hikayesi değildir. Bölümlerde hassas içerik, şiddet, cinsellik vardır. Yavuz bir anda aşk adamı olmayacaktır. Karakterin yaptıkları ve sözleri kurgulandığı kişilikle örtüsmek zorundadır. Benim veya sizin düşüncelerinize ters düşen kısımlar kurgu için yazılmıştır. Eğer yetişkin içerik,insan doğasının ve ilişkilerin karanlık tarafını okumak konusunda hassasiyetiniz varsa bölümü rahatsız olduğunuz noktada bırakabilir ve daha soft kısmıyla devam edebilirsiniz. Ben de yazarken sinir krizi geçiriyorum ve onaylamadığım şeyleri kurgu ve karakter öyle gerektirdiği için ekliyorum. Vanilya aşk okumak isteyenlerin bir kez daha okumaya devam edip etmeyeceklerine karar vermelerini nacizane tavsuye edebilirim. Her ilişki farklı yaşanır. Bu da karanlık tarafı, büyük iniş çıkışları olan bir kaybediş ve kazanma hikayesidir. Bazı aşklar zordur, bazısı acı vericidir, bazısı bize gire yanlıştır ama sonsuz varyasyonla birliktelik yasayan çiftler vardır ve kurgu bir müddet hassas içerikle ve sinir bozucu şekilde devam edecektir. Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Hâlâ devam etmek isteyenlere iyi okumalar diliyorum.

****

Melek bulaşıkları makinaya dizerken kafası o kadar doluydu ki mutfağa sinsi adımlarla giren esmer kızı fark etmemişti. Uykusuzluğu bastırmaya başlamıştı. Bütün gün koşturup durduğu ve nefes almadan hizmet ettiği için de terlemişti. Güzel ve sıcak bir duşa ihtiyacı vardı. Açıkçası o odadaki banyoyu kullanması gerektiğini düşündükçe afakanlar basmaya başlamıştı ama terli terli de gezemezdi ki.

" Kahve istiyorlar."

Sesi duyunca dalgınlığından sıyrılarak irkilmişti. Arkasında durmuş tezgaha yaslanarak kendini izleyen Henna'nın farkına o zaman vardı. Kız beklentiyle doğrudan ona bakıyordu.

" Efendim ?"

" Kahve istiyorlar dedim."

Emir verir gibi söylemesi Melek'in dikkatinden kaçmamıştı. Münasip bir cevap verirdi ama kızla uğraşası olmadığından kapıya yönelmişti.

" Yap öyleyse." deyip çıkmıştı.

Normalde kimseyi, hele de misafir gelmiş birini terslemezdi ama kız utanmazca Yavuz'un ağzının içine giriyor ve cilve yapıyorken nazını çekmeyecekti. Ayrıca kendini evin hanımı, Melek'i de hizmetçi mi sanıyordu da emir veriyordu.

Melek siniri zıplamış halde üst kata çıkmıştı. Yavuz'un salonda erkeklerle beraber oturduğunu kapının önünden geçerken görünce fırsatı değerlendirip, odaya girmiş ve hızla havlusunu çıkartıp, banyoya girmişti. Üzerine sinen yemek kokusu ve terle durmak da gerilmesini arttırıyordu ve Melek'in bir parça gevşemeye ihtiyacı vardı.

Sıcak su teninden akıp giderken yorgun bedeni gevşiyor, ağrıyan kasları rahatlıyordu. Kendi şampuanı ve duş jeli diğer banyoda kaldığı için içine sinmese de Yavuz'unkilerden kullanmak zorunda kalmıştı.

Meymenetsiz suratıyla her an teşrif edip banyo gibi hayati bir ihtiyacı bile zehir edebilme potansiyeline sahip olduğu için Yavuz gelmeden işini hızla hallederek havlusuna sarınmıştı. Bedenini kurulayıp, giyinmek için çıkardığı temiz kıyafetlere el atacaktı ki kafasızlığına veryansın ederek elleri boş kalmıştı.

" Salak kafalı Melek. Iyi halt ettin de getirmedin kıyafetlerini buraya. Off gerizekalı offf." diye kendine saydırarak tedirgin şekilde kapıyı açıp, odaya göz atmıştı. Yalnız olduğunu fark edince derin bir nefes alıp mavi koltuğunun üzerine bıraktığı katlı kıyafetleri hızla giyinmişti. Saçlarını taramak için pufuna oturup, havlu ile ıslaklığı emdirmeye başladığında yıkanırken akıp giden kalın fondöten tabakasının kamufle ettiği boynunun etrafını kaplayan el izine gözleri takılmıştı. Morluk iyice koyulaşmış ve daha çok acımaya başlamıştı.

Buzdan Kalp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin