Rüya ise uyanmak istemiyordu Melek. Bıraksalar minicik rengarenk kıyafetlerin, cicili bicili bebek eşyalarının olduğu mağazayı toptan satın alacak kadar gözü dönmüştü. Askıda gözüne çarpan üstünde minik havuç resimlerinin olduğu minicik bere ve atkı takımını eline alarak hevesle Yavuz'a göstermişti.
" Şunlara bakar mısın Yavuz ? Tam yemelik değil mi bunlar da ya. "
Yavuz turuncu atkı ve bereye bakarak gülümsemiş ve minik havuçtan düğmeleri olan turuncu bir palto olan askıyı kaldırmıştı.
" Bence tam bir takım olurlar. "
Melek gülümseyerek paltonun üstüne doğru atkı ve bereyi tutmuştu. " Gerçekten çok tatlı oldu böyle de trafik konisine benzemesin bu kadar turuncu içinde ? "
Yavuz dayanamayıp gülünce Melek gibi mağaza da dört dönerek hizmet eden görevliler de irkilmişti. Sert mizacı ve sinir patlamaları ile meşhur o çok çekinilen Yavuz Karahan'ın keyifli ruh hali ve mutlu, rahat, neşeli enerjisi ile ters köşe olmuşlardı. Mağazaya adımını attığından beri bir hata edip kızdırırlarsa canlarına okuyacak genç ağaya karşı ellerini ayaklarına dolaştıran korkuları bir nebze azalmıştı.
" Hayatımda gördüğüm en tatlı trafik konisi olacağı kesin."
" Çok turuncuya boğduk çocuğu. Oda turuncu, eşyalar turuncu, kıyafetleri turuncu."
" Benim bir şikayetim yok. Istiyorsan başka renklerden de bir şeyler alalım."
" Hımm olabilir. " deyip mağazaya bakınmıştı Melek." Ne renk alsak ki ?"
" Turkuaz alalım. Turuncuya fena yakışıyor bence."
" Turkuaz mı? Turuncu ve turkuaz ! Nasıl olur ki bir arada ?"
" Öyle de bir olur ki bu kadarı da olmaz derdim ama olurmuş diyor insan."
Yavuz karısına iyice yaklaşmış, yüzünün her milimini kusursuz bir sanat eseri gibi inceleyerek ve gördüğü her detayı benliğinin ihtiyacı olan afrodizyağını damarlarının içine zerk ederken hazla doluyormuş gibi gülümseyerek bakıp konuşuyordu. Melek varlığının ateş çemberine alınmış gibi kavrulduğunu, coşkun bir akıntı gibi gürleyerek kocasının benliğine karışmak için delirdiğini hissederek yörüngesine girdiği çekimin kuvvetinden ve Yavuz'un bakışlarının ve sözlerinin kalbinde ve ruhunda sebep olduğu tsunamiden feleği şaşmıştı.
Oracıkta kontrolünü yitirtecek kadar kudretli etki eden kocasına bakmaya devam ederse rezil olacakları çok özel ve çok yakın sahnelere sebep olmaktan kendini alamayacağı için bakışlarını kaçırmıştı.
" Yavuz.." diye fısıldadı. Sesi titrerken yüzü kızarmış, kocasının cüretkar bir istekle ve görüp görebileceği en nadide, en güzel kadına bakıyormuş gibi izleyen gözlerindeki yumuşak ışıltılarla heyecandan boğazı kurumuştu.
" Kızılım .." diye fısıldayan kocası karısının utanmış ve eli ayağına dolaşmış haline muzipçe sırıtıyordu.
" Napıyorsun? Herkes bize bakıyor."
" Fikrimi sordun söylüyorum. En beğendiğim ikiliyi söyledim. Daha güzel iki renk düşünemiyorum."
Melek masum taklidini bilerek sinsi bir beceriksizlikle gözüne sokan Yavuz'un kendini zor durumda bırakmaktan hoşlandığını görerek gözlerini kısmıştı.
" Alay etmesene."
" Alay ettiğimi kim söyledi? "
" Off Yavuz ya !"
" Sinirlenince o turkuazlar dünyanın en güzel leylak rengine dönüyor ya benim de pusulamı feci döndürüyor kızıl." deyip yüzünde gözleri bir kez daha yumuşak ışıltıdan ibaret küreler gibi parlayarak gezinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Roman d'amour"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...