Avlu sabah güneşiyle ısınırken konak sakinleri yavaş yavaş daldıkları uykudan kalkıp güne hazırlanmaya başlamıştı. Henüz ev sesle dolmamıştı. Hayat belirtisi veren tek yer geniş mutfaktı. Mizgin hanım ilerlemiş yaşına rağmen konakta çalışanlara inat tez canlı ve enerji dolu çalışmaya alışkın bedenini mutfaktan içeri soktuğunda kahvaltı hazırlamaya çoktan başlamış kızları gördü. Kızı Berivan tandırda yoğurup açtığı hamurlardan mis gibi gözleme pişiriyordu. Şimdiden tepside küçük bir yığın oluşmuştu.
Her sabahki hakim olan telaşa o sabah kızları heyecanlandıran şu bir türlü kısmet olmayan kız isteme merasiminin nihayet bugün yapılacağını bilmelerinin tatlı heyecanı eklenmişti. Hararetle gelin olarak seçilecek kızın kim olacağı hakkında tahminlerde bulunmaya çalışırken bir türlü seçilemeyen gelin adayını bugün geleceğini haber eden Galip ağanın anası olan Gülizar hanımın netliğe kavuşturacağını düşünüyorlardı.
Gülizar sultan kolay kolay konağa gelmezdi. Ancak ölüm kalım meselesi veya hayat akışını değiştiren köklü bir yenilik olursa gelirdi. Eh torununa kız isteme de bomba gelişmeydi. Hiçbir kız isteme merasimi o olmadan yapılmamıştı şimdiye dek. Varlığı bir nevi resmi onay gibiydi. O yüzden artık ertelenip duran ve konakta düşmanca hava estiren havada kalmış isteme merasiminin rotasının değişmesi mümkün değildi.
Herkesin deli gibi çekindiği Yavuz ağaları olur diyerek şaşırttıktan sonra eve bile uğramayıp işi yokuşa sürmüştü ama dayesi haber edince kuzu kuzu dün gece geç saatte konağa nihayet gelmişti.
" Inşallah Şilan cadısını seçmezler. Onu alırlarsa var ya yatıp kalkıp hatim indirelim gazabından korunmak için." demişti Jülide simsiyah beliklerini savurarak.
Oldukça saf ve bir o kadar da tombalak Gülsüm domatesleri kesmeyi bırakarak korkuyla Jülide'ye bakmıştı.
" Sen nerden biliyorsun ki Şilan denen kızı."
" Teyzem onların konakta temizliğe gidiyor da o anlattı. Baran ağanın üç kızkardeşi arasında en fenası oymuş. Böyle kibirli, burnu büyük kız görmedim diyor teyzem."
" Yaa ." deyip, korkarak iç geçirmişti Gülsüm.
Berivan yeni pişen gözlemeyi tandırdan alıp, tepsideki yığının üzerine bıraktıktan sonra tereyağ gezdirmiş ve yenisini tandırın üzerine bırakmıştı.
" Diğer ikisi peki? Onlar nasılmış ?"
Jülide demliğe kaynayan suyu koymuştu." Sevgi varmış bu
Şilan'ın büyüğü ama yirmiyedi yaşında mı ne. Evde kalmış. Ha bir ayağı da aksıyormuş biraz. O yüzden olmaz o."" Ee diğeri peki?" diye merakla atılmıştı Gülsüm.
Jülide cevap veremeden konak sakinlerinden birinin aşağı inip dedikodu yaparken yakalamaları riskini göze alamayan Mizgin otoriter sesiyle araya girdi.
" Maşallah sabah sabah hiç utanma arlanma kalmadan dedikodu yuvasına dönmüş mutfak. Ayıp ayıp. Hemen kapatın o ağzınızı eliniz çalışsın. Saat kaç oldu, masada bir tane tabak çanak bile yok. "
Kızlar Mizgin'i hem anaları gibi sever hem de korkarlardı. O yüzden kıpkırmızı olup susmuşlar ve hızla işe devam etmişlerdi. Çok geçmeden mutfaktan taşınanlarla üst avludaki masa donatılmış ev ahalisini hazır şekilde beklemeye başlamıştı.
Ilk gelen merdivenleri üçer beşer inen Ceylan olmuştu. Çok pozitif şekilde uyanmıştı ve günlerdir ilk defa yüzü gülüyordu. Gülizar dayesi geliyordu. Nihayet son kriz de çözülecek, kız istenecekti. Yavuz abisinin hayata küsmüş hali içini parçalasa da, enine boyuna düşününce canı gibi sevdiği Esila ablasının yerinde yabancı bir kızın olmasını içten içe isteme de de ablası Dilan'ın hayatta kalma garantisiydi bu evlilik. Sırf bu yüzden içindeki onay vermeyen ve görmeden Esila yengesiyle Yavuz abisinin arasına girmiş de evliliklerini bozmuş gibi haksız yere suçladığı o kıza olan istemsiz soğukluğunu göz ardı ediyordu. Ayrıca her ne kadar istemese de merak ediyordu. Kim istenecekti acaba ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalp
Romance"Mecbur kaldım. Ben kabul etseydim abimle evlenecektin ama o zaten evli ve eşi hamile. Ikisi de buna dayanamazdı. Evet demeseydim erkek kardeşim mecbur kalacaktı ama deli gibi sevdigi bir kızla nişanlı. Olur demeseydim kız kardeşimi abinle kaçtı di...