Canım okuyucu, çiçek okuyucu 🌸🌸
500K olmamızın vesilesiyle hem size teşekkür etmek hem de bir halinizi hatrınızı sormak istedim. ♥️
Nasılsınız? Herşey yolundadır umarım. 🙏
Hepinizi özledim. Çok hem de.🥰
Yeni hikayeyi beklediğinizi biliyorum. Ancak inanın o kadar yoğun geçiyorki günler bir türlü hazır edip size sunma fırsatını bulamadım. Ama elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz.
Neyse , velhasıl kelam selam verip kaçıyorum şimdilik. Kendinize çok iyi bakın. 💛
Ve mutlaka, her daim AŞKLA KALIN! 💕
Giderken küçücük de olsa bir Barış - Elif bırakıyorum aşağıya. Çünkü ben onları özledim ve sizin de özlediğinize şüphem yok. 🥺🤍
Şu anda, anlık yazıyorum bu arada. Hatam varsa affola.🙏
Öpüldünüz. 😘
Keyifle okuyun. 🤗
*****
Elif hararetli bir şekilde müvekkiliyle ilgili bir şeyi anlatırken ; Barış çoktan onun anlattıklarından kopmuş, karısının güzel yüzüne, yeşil gözlerine dalmış aşkla bakıyordu. Her bir tepkisine, her bir tavrına nasıl olup da yeniden aşık olabildiğini sorgulamayı bırakalı çok uzun zaman olmuştu.
"Hayır yani hayatım, ben anlamıyorum bu insanları. Bir öyle diyorlar, bir böyle. " diye söylenirken Elif bir yandan da yatağın örtüsünü düzeltiyordu.
Barış ise tam yatağın çaprazındaki koltuğa oturmuş karısını seyretmenin tadını çıkarıyordu.
"Ben ona göre savunmamı hazırlıyorum yani. Sen ne diye olmayan şeyi bana oldu diye anlatıyorsun? Hayır yani beni yanıltmak sana ne katacak? Sen bana doğruyu anlat bakalım, ben de ona göre gardımı alayım değil mi? Ama yok. Dün öyle diyordu, bugün böyle konuşmaya başladı. Tepem attı ama çok da uzatmadım yine de. " diye söylenmeye devam eden Elif düzelttiği örtünün üzerine oturup kocasına baktı. "Haksız mıyım sevgilim?" diye sordu.
Ama kocasının onu dinlemediğini fark ettiği o an omuzlarını düşürüp kaşlarını çattı.
"Aşk olsun sevgilim ya, sen beni dinlemiyor musun? " dedi küskünce.
Barış onun ne konuştuğu hakkında hiç bir fikri olmadığı için alık alık bakarak "Hıı?" diye sordu sadece.
"Yani ben iki saattir boşuna mı konuşuyorum sevgilim ya? Vallahi aşk olsun. " dedi Elif ellerini göğsünde bağlayarak.
Barış onun küskün hallerine kafasını eğip tebessüm ettikten sonra hemen oturduğu yerden kalkıp karısının yanına gidip oturdu.
"Ya Elif'im özür dilerim. Tamam haklısın, ben dalmışım öyle. Çok pardon." dedi ellerinden öperek.
Elif alttan alttan kocasına bakıp omzunu silkti.
"Sıkıyor muyum seni ben ya? Yani sen de haklısın, zaten tüm gün yoruluyorsun. Bir de ben geldim dır dır anlatıp duruyorum." dedi.
Barış tek kaşı havada karısına bakıp çekip sıkıca sarıldı ona. Yalandan da olsa suratını asmasına tahammülü yoktu.
"Ah Elif'im ya! Deli misin sen? O nasıl söz öyle? Ben tüm gün senin sesini duymanın hasretiyle akşamı zor ederken ne demek dır dır konuşuyorum falan?" deyip kafasına bir öpücük kondurdu. Sonra derince kokusunu içine çekip "Sen ne anlatırsan anlat; her konuştuğunda sesin benim kalbimde ahenkle dans ederken sen nasıl böyle şeyler söylersin?" dedi ona sarıldığı için boğuk çıkan sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)
RomanceHayata dair büyük umutları olan, en büyük hayali üniversite okuyup meslek edinmek ayaklarının üzerine sağlam basmak olan, Karadeniz kadar hırçın, dik başlı ve inatçı, güzeller güzeli çimen gözlü, henüz 19 yaşında bir genç kız, Elif... Daha küçücükke...