Merhaba canlarım 😍Multimedya : Bölümden bir sahne ( Hangi çiftimiz dersiniz? 💕) +
+ Bora Öztoprak - Seni Seviyorum 🎶
Keyifli okumalar!
❤️❤️❤️❤️❤️❤️
Barış sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini araladı. Kollarındaki bu kadın, burnuna dolan bu koku... Bir an yine o gördüğü rüyalardan birinin içinde olduğunu düşündü. Ama yanındaki bu küçük beden kıpırdanarak kedi gibi mırıl mırıl sesler çıkarıp ona daha da sokulunca gerçek olduğunu anladı. Gözlerini kapattı usulca ve burnunun dibindeki ipek saçları kokladı. Sonra istemeyerek de olsa onu yavaşça kollarından ayırdı. Biraz daha böyle kalmak vardı ama işe gitmek zorundaydı. Neyse ki Elif'in dersi bugün geç başlayacaktı ve biraz daha uyuyabilirdi.
Sessizce çıktı battaniyenin altından. Yatağın ucuna oturdu. Elif'in yüzüne düşen saçlarını geriye doğru attı usulca ve ortaya çıkan güzel yüzüne baktı. Yüzündeki ürkek ifade uykusunda bile yerli yerindeydi. Dün gece ki hali geldi aklına. Karar verdi o anda! Bu konuyu daha fazla uzatmayacaktı. Bugün Elif'in babasını arayacak ve herkese gerçeği açıklamalarının zamanı geldiğini söyleyecekti. Yaşadığı sürecin zorluğunun farkında olduğu için hep onun dediğini yapmıştı Barış ama daha fazla uzatamazdı. Elif gün geçtikçe gözünün önünde kahrolurken, babasının hasretiyle yanıp tutuşurken bu konuyu daha fazla uzatması mümkün değildi.
Oturduğu yerden kalktı. Kapıya doğru ilerliyordu ki tekrar arkasını döndü ve yatağa doğru yürüyerek Elif'in yüzüne doğru eğildi, gözlerini kapattı ve tekrar müptelası olduğu o kokuyu ciğerlerine doldurdu. Gözlerini yavaş yavaş açarak tebessüm etti. Onun bu masum ifadesine bakarak kalkıp işe gitmek o kadar zordu ki!
*****
Barış şirkete gelir gelmez aceleyle odasına çıkmış ve neredeyse geç kalacağını düşündüğü toplantıya ucu ucuna yetişebilmişti. Planladığından tam 40 dakika geç gelebilmişti şirkete. Ama neyse ki toplantıya yetişebilmişti. Zira son projeleri için oldukça önemli bir toplantıydı bu ve misafirleri Aytekin Bey de programı her daim yoğun bir adamdı. Yeniden aynı görüşmeyi organize edebilmek belki de haftalar sürebilirdi.
Toplantı bittiğinde Barış misafirini uğurlayarak odasına geçti ve bir Türk kahvesi söyledi. Kahvesi geldiğinde uğraştığı işi bir kenara bırakarak istemsizce gülümsedi. Elif geldi aklına. Gerçi hiç aklından çıktığı yoktu da işine dalmışken burnuna dolan kahve kokusuyla içi bir garip olmuştu. Heyecanlanmış gibi... Kahve kokusuyla mı? Barış kafasını sağa sola sallayarak güldü. Vallahi de deliriyordu yavaş yavaş...
Kolundaki saate baktı. 10:00 olmuştu. Hatırladığı kadarıyla Elif'in dersi 11:00'de başlayacaktı. Acaba uyandı mı diye düşündü. Ve masanın üzerindeki telefonuna uzanarak Elif'i aramaya karar verdi.
Tam beş kere çaldıktan sonra uykulu sesiyle yanıtladı Elif.
"Efendim." derken sesi o kadar uykulu çıkıyordu ki gözü kapalı konuştuğuna emindi Barış.
"Günaydın uykucu! Tahmin ettiğim gibi uyuyorsun. Dersini kaçırmak istemezsin diye uyandın mı bir kontrol edeyim dedim."
Elif gözlerini kocaman açarak yatakta doğrularak oturdu. Eyvah! Geç mi kalmıştı yoksa?
"Barış saat kaç? Off inanmıyorum yaaa...Geç mi kaldım yoksa?" dedi panikle.
"Sakin ol güzelim. Daha bir saat var derse. 11:00'de değil miydi?" dedi Barış sesli bir şekilde gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)
RomanceHayata dair büyük umutları olan, en büyük hayali üniversite okuyup meslek edinmek ayaklarının üzerine sağlam basmak olan, Karadeniz kadar hırçın, dik başlı ve inatçı, güzeller güzeli çimen gözlü, henüz 19 yaşında bir genç kız, Elif... Daha küçücükke...