Seni Çaldığın Kalbime Gömüyorum! (Bölüm 62)

4.5K 251 38
                                    

Merhaba çiçeklerim, böceklerim..🌸🐞

Multimedya: Tan Taşçı - Kalbime Gömüyorum 🎶 (Bora'dan Tuana'ya💔)

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.😘

Keyifli okumalar!😉

**********

Bora Tuana'nın gidişinin ardından duvara savurduğu yumruklar yetmezmiş gibi odada ne var ne yok herşeyi de dağıtmıştı. Ortalık savaş alanı gibiydi. O böyle olmasını istememişti ki! O sadece kendini frenleyecekti. Hislerini belli etmemeye çalışacaktı. Onu darmadağın etmeye ne hakkı vardı?! Ayağının dibindeki sehpaya bir tekme daha savurarak içinde vahşi bir hayvan varmışçasına bağırdı ve odadan hızla çıkıp gitti.

Dışarıya attı kendini. Hızlı hızlı nefes alış verişi, yüzündeki perişan haliyle kapıdaki korumanın dikkatini çekti hemen. İri yarı adam yanına gidip "Bora iyi misin?" diye sordu tedirgince. Bora elini kaldırarak 'sorun yok' der gibi salladı kafasını.

"İyi görünmüyorsun ama." dedi adam soran bakışlarını ona sabitleyerek. "Bir şey mi oldu?"

Bora adama ters bir bakış attı. Biraz daha başında dikilirse bütün öfkesini ondan çıkaracaktı.

"İyiyim Serkan! İyiyim! Rahat bırak beni!" diye bağırdı boğazını yırtarcasına Bora.

Adam omzunu silkerek "Aman! Ne halin varsa gör! Bana ne be!" dedi ve tekrar kapıya döndü.

Bora adama ters bir bakış daha attı. Sonra gözleri hızla etrafı taradı.  Onu aradı, onu görmek umuduyla her yana baktı ama yoktu. Yoktu işte! Gitmişti!

"Allah belamı versin lan benim!" diye isyan ederek dizlerinin üstüne yere çöktü. Kızı ne hale getirmişti?! Ne demişti ki sanki bu kadar büyütecek! İtiraf etmesine bile izin vermemişti. Söyleseydi işte, iki dakika dinleyip de 'olmaz' demek bu kadar zor muydu? Kızı hem hayal kırıklığına uğratmış, hem de gururunu kırmıştı. Hep ışıl ışıl gördüğü o bakışları nasıl da yerle yeksan olmuştu! Elini sertçe alnına vurdu. Sonra omuzlarını düşürdü küçük bir çocuk gibi ve haykırırcasına ağlamaya başladı.  Bir zaman sonra sustu, gözleri kapalı alt dudağını dişledi.

"Küçüğüm." dedi yanağından süzülen yaşın tuzlu tadını dudaklarında hissederek. "Ah be küçüğüm...Sen çok yanlış bir adama aşık oldun! Çok yanlış!" dedi fısıltıyla.

Sertçe yutkundu. Derin bir iç çekişin ardından yavaşça ayağa kalktı. Gelip geçen arabaları umursamadan yola attı kendini. Kulağını tırmalayan korna seslerine aldırmadan sarsak adımlarla yolun karşısına geçti.

Yürüdü , yürüdü... Etrafındaki kimseyi görmeden yürüdü. Esen rüzgarı umursamadan, nereye gittiğini bilmeden öylece yürüdü. Sadece yürüdü...

Sahile geldiğini fark etti bir süre sonra. Deniz de onun gibi öfkeliydi. Dalgaların sesi bunca insana rağmen kulağını tırmalıyordu. Ya da o anda ona öyle geliyordu.

"Allah'ım yetmedi mi aldığım yaralar? Neden? Neden?" dedi isyan edercesine. "Neden aynı şeyleri tekrar yaşatıyorsun bana? Bir kere yandı canım. Yetmez mi? Neden bu ceza?" diye inledi.

Ah bir bilseydi keşke bunun ceza değil de ödül olduğunu! Evet, yaşadıkları kolay değildi elbette ama yine de denemez miydi bir insan? Mutsuz değildi ki her aşkın sonu! Denemeden bilemezdi ki sonlarının nasıl olacağını!

Bir şansı daha hak ettiğine inandırsa kendini, korkmasa, azıcık cesur olsa belki şu an bambaşka bir halde olacaktı. O kızdaki cesaretin zerresi yok bende diye düşündü. Kız kalkmış duygularını söylemeye çalışmıştı. Önünü ardını düşünmeden tüm yürekliliğiyle duygularını açmaya çalışmıştı. Ama Bora ne yapmıştı? Herşeyi berbat etmişti! Kızı geldiğine geleceğine bin pişman etmişti.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin