KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)

GELECEK BÖLÜMDEN KESİT :)

Merhaba canlar ♥️

İçimden geldi. Yeni bölümden birazcık kesit bırakıyorum size. 😍

Keyifle okuyunuz .🌸💕

*********

"Ya orada, Barış'ın yanında ben olmalıydım. Ben, ben!" diye inledi Ahu dişlerini sıkarak. Ve Dominique'nin o gün attığı fotoğrafa baktı tekrar. Her baktığında başa sarıyordu. İçinde tarifi zor bir nefret vardı. Bu iş artık ciddi anlamda inada bindirmişti.

Ona giden bütün yollar kapalıydı. Ne yapacağını bilemedi. Allah'ın belası Dominique de o fotoğraf dışında bir bilgi vermemişti.

Telefonunu çıkararak Dominique'ye bir mesaj attı. Şu anda tek yolu oydu maalesef.

"Merhaba." yazdı sadece.

O adamla muhattap olmak istemiyordu ama günlerdir Barış ile ilgili en ufak bir haber alamamak artık tahammül edilebilir değildi. Denize düşen yılana sarılır derler ya Ahu'nun ki de o hesaptı işte.

Bir dakika geçmemişti ki telefonu çalmaya başladı. Arayan tabi ki Domique idi.

"Efendim." diye yanıtladı Ahu.

"Selam kızıl kraker. Sen yaşıyor muydun ya?" dedi alaycı bir sesle Dominique.

Ahu yüzünü ekşitti. Kızıl kraker neydi ya? Fırsatçı pislik! Derin bir nefes alarak sakinleşti.

"Niye mesaj attığımı biliyorsun." dedi sakince.

Dominique kahkaha atı.

"Beni mi özledin mon amour?" dedi sesine garip bir ton vererek.

Ahu daha fazla dayanamayarak direk konuya girdi.

"Neden hala onlar orada? Neden rahatsız etmiyorsun? Neden bana bilgi vermiyorsun? Neden he aptal herif!" diye fısıltıyla ama keskin bir şekilde saydırdı Dominique'e.

"Hopp hooop hoopp... Yavaş gel güzelim. Önce o laflarına dikkat et! Şimdi ilk uçağa atlar gelirim ve o aptal nasıl olunuyormuş gösteririm sana." dedi dişlerini sıkarak.

"Ne diyorsun be?" diyerek masasından kalktı Ahu. Ve lavaboya giderek kapıyı kilitledi.

"Sen... Sen Barış'a gıcık değil misin he? Değil misin aptal herif?"

Telefonda Dominique'in seslice burnundan bıraktığı nefesi Ahu ensesinde hissetti adeta.

"Benim sabrımı zorlama Ahu! Sana iyi davrandıkça kendini bir şey sanma. İstersem ne kadar kaba ve zorba bir adam olduğumu gayet iyi biliyorsun değil mi? Altımda bir fahişe gibi ağladığın o hallerini hatırlatmak zorunda bırakma beni. Bunu istemezsin değil mi?" diye bağırdı.

Ahu yaslandığı kapıdan kendini aşağı doğru bırakarak yığılırcasına oturdu yere.

"Kapa çeneni! Sus!" diye inledi.

"Söylemek zorunda bırakma dedim. Yoksa o kızıl saçlarını elime dolar ve bu defa canını yakmaktan büyük bir zevk alarak beceririm seni." dedi hırıltılı sesiyle. "Anladın mı beni!?"

Ahu gözlerini kapatarak aklına gelen o iğrenç günün izlerini unutmaya çalıştı. Gözünden akan yaşları sildi hızla.

Dominique derin bir nefes aldı hattın diğer ucunda.

"Aptal olan sensin! Sana iş birliği teklif ettim. Beni dinleseydin şu anda ağlayan sen olmayacaktın! Bu sonu sen seçtin!" dedi net bir şekilde.