Sarmaşık Misali (Bölüm 24)

8K 357 26
                                    




Merhabalar efendiiiim :)

Multimedya : Mabel Matiz / Sarmaşık ♫ ♫

Keyifli okumalar ;)

***

Elif için de Barış için de yalıda geçirdikleri gün ilaç gibi geldi. İkisi de rol yapmanın arkasına sığınarak belki de ilk defa bu kadar içlerinden geldiği gibi davrandılar. Elif her ne kadar duygularını inkar etme çabasında olsa da gün be gün daha çok çekiliyordu Barış'a doğru. İçinde oluşan aşk tohumu sinsice büyümeye başlamışken kendisi bile farkında değildi durumun.

O gece birlikte uyumuşlardı. Evlendikleri ilk gün de beraber uyumuşlardı ama bu sefer daha farklıydı. Barış yine aynı şeyleri hissetmişti. Fakat Elif'in o gün hissettiği ile bugün hissettiği şeyler bambaşkaydı. O gün onunla birlikte uyuyacak olmak onu gererken, bu kez anlam veremediği bir huzur hissetmesine sebep olmuştu. O zaman aralarındaki yastık işe yararken bu kez uyudukları anda aralarından kayıp gitmişti. Her ne kadar Elif o anların rüya olduğuna kendisini ikna etse de içten içe gerçeklik payı olduğunu da hissediyordu aslında.

O gecenin ardından ertesi günü de yalıda geçirmeye karar verdiler. Elif'in planı eve dönüp tüm hafta sonu ders çalışmaktı. Ancak vaz geçip Cumartesi gününü dinlenmeye ayırmak fena olmaz diye düşündü. Barış'a yakın olmak ona iyi hissettiriyordu, biraz daha bunun tadını çıkarmaktan zarar gelmezdi.

Barış da işe gitmedi o gün. Cumartesi günleri çok acil işi olmadıkça genelde evde olurdu zaten. Neredeyse tüm günü bahçede geçirdiler. Denizden gelen iyot kokusu, çiçeklerin esen rüzgarla yaydığı bahar kokusu, ağaçların gölgesi, hoş sohbet, kahkahalar... Hepsi bir bütün olunca unutulmaz bir gün sunmuştu her birine. Elif ve Barış birbirlerine aitmiş gibi davranmanın huzuru, Barış'ın anne ve babası da evlatlarının gözlerinde gördükleri ışıltıların verdiği mutluluğu iliklerine kadar hissettiler.

Neşe'yi de davet etmişlerdi. Ancak o evde ders çalışması gerektiğini bahane ederek gelemeyeceğini söylemiş, çok selamlarını iletmişti. Aslında amacı onları aile olarak yalnız bırakmaktı. Elif her ne kadar ısrar etse  de böylesinin daha iyi olacağını düşünüp kabul etmemişti. Ancak Elif ona mesajlarıyla anlık rapor vermeyi de ihmal etmemişti.

Bu arada Tuana ile telefon konuşması yapan Neşe de ertesi gün için plan yapmıştı. Bugün Elif'e karışmamıştı ama yarın mutlaka toplanıp ders çalışmaları gerekiyordu. Hatta Atalay gönüllü olarak onları çalıştırmaya talip olmuştu. Elif'e programla ilgili mesaj atıp bugün bol bol dinlenmesini yarına bahane kabul etmeyeceğini söylemişti. Elif de deşarj olmuş bir şekilde ertesi gün onlarla olacağını söyleyip sabah erkenden Neşe'nin evine gideceğini belirten bir mesaj yazmıştı. Atalay'ın çalıştıracak olmasına da ayrıca memnun olmuştu. Çünkü gerçekten çok başarılıydı ve bu destek fazlasıyla işlerine yarayacaktı.

Kafasını kaldırdığında kendisini izleyen Barış'ı gördü. Gülümsedi. Sormasa da telefonu göstererek:

"Neşe'yle mesajlaşıyorum. Yarın ders çalışmamız lazım." dedi. Sonra neden açıklama gereği duyduğunu anlamayarak kendisine gülümseyen Barış'a baktı. O anda göğsünde hissettiği heyecana anlam veremeyerek yutkundu.

***

Elif eve geldiklerinde sabah yanına alacağı kitaplarını hazırladı. Sonra telefonuna gelen mesaja baktı.

'Yarın Neşe'deyiz pıtırcık. Dinlen, yarın affetmem.'

Mesajı atan Atalay'dı. Kısa sürede onu kabullenmişlerdi. Arkadaşça yaklaşımı, koruyucu tavırları kızların okulda işine geliyordu. Ama böyle bir mesaja gerek var mıydı şimdi? Hem pıtırcık da neydi Allah aşkına? Elif her ne kadar aralarındaki mesafeyi koruyamaya özen gösterse de Atalay'ın kendinden emin tavırları hiç anlamadan samimi olmalarını kolaylaştırıyordu. Elif ona güveniyordu ancak arada yakaladığını hülyalı bakışlarından da rahatsız olmuyor değildi. Hakkında hemen hüküm vermek istemiyordu ama yine de. Yakaladığı bu bakışlar dışında en ufak bir imasını ya da yanlış bir hareketini görmemişti. Bu nedenle ona karşı ön yargılı olmamaya karar verdi. Belki de ilerleyen yıllarda çok yakın dost olabilirlerdi. Şimdiden saçma sapan ön yargılar yüzünden bunu parçalamak istemiyordu. Hem o Tuana'nın kuzeniydi. Elif Tuana'yı o kadar yakın hissediyordu ki kendine. Neşe de o da çabucak benimsemişlerdi onu. Sanki yıllardır tanıyormuş gibi hissetmelerine sebep olmuştu. İşte bu yüzden; hiçbir şey için olmasa bile Tuana'nın hatırı için Atalay'a arkadaşlıkları konusunda bir şans vermeli, ön yargılı olmamalıydı.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin