Döneceksin! (Bölüm 64/Part 1)

4.9K 240 54
                                    

Merhaba çiçeklerimmm 🌸

Öncelikle dün bölüm atacağımı söylememe rağmen atamadığım için üzgünüm 😔 Ama telafi etmek için uzun, upuzun bölüm yazdım size. Hatta o kadar uzun ki ikiye bölmek zorunda kaldım. Yarısını paylaşmama rağmen hala uzun ki siz düşünün artık.😍

Neyse Tuana'yı merak ediyorsunuz zaten. Tutmayayım ben sizi 😳🤐

Multimedya : Yüksek Sadakat - Döneceksin Diye Söz Ver 🎶🎶

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.🤩😉

Keyifli okumalar!

*********

Bora yoğun bakım ünitesinin önünde gözlerini bir noktaya sabitlemiş saatlerdir oturuyordu. Ne konuşmuştu, ne de bir şey yiyip içmişti. Hayattan kopuk bir şekilde sadece oturuyordu. Düşünme yetisini kaybetmişti sanki. Öyle boş boş bakıyordu. İçinde derin bir isyan vardı. Cayır cayır yanıyordu, için için kanıyordu...

Kendisiyle savaş halindeydi saatlerdir. Bir kaç saat önce öfkesini kustu içinden. Ağladı, bağırdı, çağırdı ama sonra birden sustu. Sustu ve çaresizce beklemeye başladı.

Doktor bu gece Tuana'nın yoğun bakımda kalması gerektiğini, ilk 24 saatin kritik olduğunu söylemişti. Başına aldığı darbe sebebiyle beyin kanamasından şüphelenmişlerdi ama neyse ki öyle olmamıştı. Kaburgasında çatlak vardı, bileği yaralanmıştı, bacaklarında, kollarında çizikler ve yer yer ezikler oluşmuştu. Ağrıları çok şiddetli olduğundan uyutuluyordu. Birden aracın önüne atladığı için araç fren yapsa da hemen duramayacağı için çok sert çarpmıştı ona. Aslında düşününce gerçekten ucuz atlatmıştı. Çok daha kötüsü olabilirdi.

Diğerleri de hastanenin bahçesine inmiş oturuyorlardı. Hepsinin morali çok bozuktu. Hala olanlara inanamıyorlardı.Hele Atalay yere göğe sığamıyordu. Ona olanları anlatmaya çalışsalar da anlayamıyordu. Aklı almıyordu bir türlü. Nasıl aynı evde yaşadığı kızın ruh halindeki değişiklikleri fark edemezdi! Kendine öfkelenmek daha da kötü hissettirdiği için Bora'ya öfkelendi bir kez daha.

"Şu adamı gönderin Barış! Vallahi elimden bir kaza çıkacak." dedi sinirli bir şekilde.

"Atalay gözünü seveyim tatsızlık çıkarma." dedi Barış.

"Atalay o da çok üzgün. Lütfen sakin olur musun? Zaten yeterince hırpaladın çocuğu." dedi Elif sonlara doğru sertleşen sesiyle.

Atalay derin bir nefes alıp Elif'e baktı.

"Az bile yaptım!" dedi dişlerini sıkarak. Elif kınayan gözlerle ona baktı. Anlamadan etmeden şiddet miydi Tuana'ya iyi gelecek!?

"Elif aklım almıyor! Siz herşeyi bile bile onu alıp oraya nasıl götürürsünüz? Ben ilk gördüğümde dedim ama bu çocuk bir garip dedim. Anladım." dedi bu defa da oklarını kızlara çevirerek.

"Atalay biz böyle olsun ister miydik?" dedi Neşe sesini yükselterek. "Böyle olacağını bilsek gider miydik?"

Atalay yüzünü buruşturarak ağlamaya başladı yine. Suçluydu işte! En büyük suçlu kendisiydi. Onunla yeterince ilgilenememişti. Başını ellerinin arasına alarak inledi.

"Ben teyzemlere ne diyeceğim ya? Onu bana emanet ettiler." derken omuzlarını sarsarak ağlıyordu hala.

"Atalay sakin olur musun?" dedi Murat gidip onun omzuna dokunarak. "Bu geceyi bir atlatalım da yarın uygun bir dille söylersin. Ya da hiç söyleme, telaşlanmasınlar boşuna. Hepimiz Tuana'nın yanındayız. Hemen toparlanır merak etme." dedi dostça.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin