Sana Sarılabilir miyim? (Bölüm 38)

7.4K 355 26
                                    


Merhaba canlar 🤗

Size mis gibi bir bölüm getirdim. Hem de upuzun 😍

Keyifle okuyunuz efendim 😉

Multimedya : Bölümden sahne🔥 ( Elif ve Barış temsili) +

Demet Evgar - Farketmeden (Fikret Kızılok şarkısı) 🎶

Tam da Elif'imin duygularına tercüman... Sözlerini aşağıya bırakıyorum. Şarkıyı da dinleyin...💕

Bölümde daha çok Murat ve Neşe'ye yer versem de Barış ve Elif ile yaptım kapanışı.😊

******

Neşe girdiği lavabonun kapısını hızla çarpıp sırtını kapıya dayadı. Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Sanki boğazında bir yumru vardı  da onu boğuyordu. Kendisini hiç hissetmediği kadar kötü hissediyordu. Derdi neydi ki bu adamın? Olmazdı işte, olamazdı! O onu üzmekten başka bir şey yapmazdı!

"Git işte, beni rahat bırak!" diye isyan etti kendi kendine. Sonra içi acıdı. Garip bir boşluk hissetti. O böyle davranarak, sürekli etrafında olarak varlığına alıştırmıştı işte! Üzse de kırıp dökse de bir şekilde Neşe'nin içine işlemeye başlamıştı bencilce. Ama fazlasına izin vermemeliydi.

Tam da aklından bunlar geçerken içerideki onca gürültüye rağmen duyduğu kırılma sesiyle kulaklarını iki eliyle kapatıp sırtını kapıya sürterek yere doğru bıraktı kendini. Eteklerinin açılmasını umursamadan dizlerini kendine doğru çekti. O sırada lavaboda kimsenin olmaması ve kimsenin gelmiyor olması ise büyük bir şanstı.

Aklına gelen şeyle hızla ayağa kalkarak kapıyı açtı ve yan taraftaki lavaboya koştu. Murat'ı elleri cam kırıklarıyla dolu dizlerinin üstünde yere çökmüş kendini sıkarak ağlarken bulunca gözlerindeki yaşlara hızla yenileri eklendi Eline baktı. Kanıyordu, damlayan kan her yeri kırmızıya boyuyordu.

Neşe yaşadığı kısa şoku atlattıktan sonra belli belirsiz bir hıçkırık firar etti ağzından ve gözlerinden de ardı ardına sıralanmaya devam eden yaşlar eşlik etti ona.

Hemen o da Murat'ın yanına çöktü. Elini avucunun içine aldı. Murat kendini kaybetmiş bir şekilde gözlerini sabit bir noktaya dikmiş ağlıyordu sadece. Neşe çaresizce bakışlarını ellerinden çekip yüzüne çevirdi.

"Benim yüzümden. Hepsi benim yüzümden!" diye fısıldayarak hıçkırmaya başladı. Onun elleri de kana bulanmıştı. Kıymetli bir mücevheri tutuyormuş gibi elinin içinde korumaya çalışıyordu yaralı eli.

"Murat özür dilerim. Neden yaptın bunu? Neden kendine zarar verdin? Canın çok yanıyor mu? "

"Murat eline baktırmamız lazım. Çok kanıyor. Allah'ım yardım et!"

"Of cam kırıklarıyla dolu elinin üzeri. Nasıl temizlenecek bu lanet camlar? Murat lütfen kalk hadi."

"Murat... Murat lütfen cevap ver bana. Lütfen!"

"Murat bana bak!"

"Lütfen, lütfen!"

Neşe Murat'a bir şeyler söyleyip dursa da Murat onu duymuyordu. Murat o anda yıllar öncesindeydi. Yıllar önce hayatını mahveden o sabahtaydı. Aynı bu şekilde dizlerinin üzerine çökmüştü. Sadece bağırmıştı, ağlamıştı. Kaybetmek ne demek o sabah öğrenmişti. Çaresizlik nasıl bir şeymiş o zaman iliklerime kadar hissetmişti. Gece boyunca heyecandan uyumadan beklediği ailesinin trafik kazası sonucu hayatlarını kaybettiğini öğrenmişti. Öylece çekip gittiklerini...Oysaki onları beklemişti bütün gece! Heyecanla beklediği bu haber miydi? Gitmişlerdi... Toparlanması yıllar sürmüştü.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin