İstanbul (Bölüm 13)

9.8K 428 33
                                    


Merhaba arkadaşlar, 

Hepinizi öper , keyifli okumalar dilerim. 

Güzel yıldızcığa basarak OY verebilirseniz çok sevinirim :) 

Hadi başlayalım o zaman ;) 

****

Elif ve Barış'ın söz yüzükleri takılalı 1 hafta olmuştu. Her ikisi de bu duruma alışmaya çalışırken etrafındaki insanlara da mutlu çift pozları veriyorlardı. Barış her ne kadar gerçeğini yaşıyor olsa da Elif için durum fazlasıyla karmaşıktı. Alışmaya çalışıyordu sessizce. Bir anda değişen durumu sindirmeye çalışıyordu. Bir an Barış'a karşı minnet duyarken bir an içini saf bir öfke kaplıyordu. Ruh hali karmakarışıktı.

İsteme olayları sırasında Elif'in okul mevzusu da konuşularak evlendikten sonra okuluna devam etmesine herkes memnuniyetle onay vermişti. Bu konunun sorunsuz hallolması Elif'in içine su serpmişti. Bu hayaline sıkı sıkıya tutunarak yaşadığı, yaşayacağı her şeye 'eyvallah' diyecekti.

Tüm bu olaylar yaşanırken sadece 1 hafta geçmesine rağmen her biri için sanki bir asır geçmişti. Herkesin kendince bir umudu, öfkesi, mutluluğu, mutsuzluğu, pişmanlığı ve daha bir sürü duygusu vardı içinde. Herkes kendince duygularıyla hesaplaşıyordu bir şekilde.

Barış bir rüyanın içinde gibi mutlu, heyecanlı ama bir o kadar da tedirgin hissederken Elif de oldukça gergin fazlasıyla belirsiz ama yine de karşı koyamayacağı kadar umutlu hissediyordu. Bu anlaşmalı evlilik her şeye rağmen her ikisinin de içini adını koyamadıkları garip bir huzur duygusuyla sarmalamıştı. Evet Elif çoğu zaman öfkeli hissediyordu ama yine de onun bile içinde anlam veremediği bir huzur vardı.

Düğün için bir ay sonrasına tarih alınmıştı. Yeni hayatları için önlerinde yalnızca üç hafta süreleri kalmıştı. Okul başlamadan evlenmiş olmaları gerekiyordu ki Elif kayıt işlerini tamamlayıp vakit kaybetmeden okuluna başlasın ve yeni evinden okula gidip gelebilsin.

Süre kısıtlı olduğu için Elif'in bir an önce İstanbul'a gitmesi gerekiyordu. Barış ile birlikte evin ihtiyaçlarını tamamlamaları, gelinlik ve damatlık seçmeleri için yalnızca birkaç hafta süreleri vardı. Evin tüm eşyaları yenilenecekti. Elif her ne kadar buna gerek olmadığını Barış'a anlatmaya çalışsa da Barış'ın annesi Fatma Hanım bunu kesin bir dille reddetmişti. Her şeyin usulüne uygun olması gerektiğini açıkça belirtmişti. Hatta bu durumun evliliğin sahte olduğunu bilmediği için Elif'in tok gözlülüğünden kaynaklandığını düşünmüştü, onu karşısına alıp şefkatli ses tonuyla uzun bir konuşma yapmıştı.

"Güzel kızım benim bir kere evleniyor insan. Şimdi tok gözlü davranmanın zamanı değil. Ne istersen iste ayıp değil, sakın böyle düşünme. Sakın ola bizden çekinme. Sen bizim tek gelinimiz, hatta kızımız, gözümüzün nuru olacaksın. Bizim şu hayatta Barış'tan başka kimsemiz yok ve sen artık onun kıymetlisi olarak bizim de başımızın tacı olacaksın. Anlıyor musun? Hatta yeri gelecek Barış'tan bile önde tutacağız biz seni. Sen artık bizim kızımızsın. Biz artık bir aileyiz. Şimdi yabancı gibi davranmayı bırak. Utanmanın, çekinmenin zamanı değil. Lütfen rahat davran güzel kızım. Eğer aksini yaparsan bu bizi üzmekten başka bir işe yaramaz. Neyi beğenirsen, neyi seversen onu seç al. Aklın aman ha hiçbir şeyde kalmasın. Sen benim oğlumun yüzünü bu kadar güldürdün ya ben senin ayaklarına dünyayı sersem az gelir. Siz mutlu olun yeter ki! Bunlar parayla satın alınan sıradan şeyler. Onun için lütfen biraz rahat ol. Başka da bir şeyi düşünme. Bizim varımız yoğumuz sizsiniz artık anlıyor musun? Ne kadar imkanımız varsa önünüze seve seve sereriz. Zaten yalıda yaşamayı kabul etmediniz. Koca ev orada boş boş duruyor. Ama gün gelecek oraya da yerleşeceksiniz, torunlarım o yalının bahçesini kahkahalarıyla şenlendirecek." Sonra iç çekerek gözünden akan bir damla yaşı sildi ve Elif'e sarıldı. Bir taraftan da saçlarını okşayıp kafasının tepesine bir öpücük kondurdu. "Ama şimdi seni bunlarla sıkmayacağım. Siz nerede mutluysanız orada yaşayın. Ama bari o yaşayacağınız evi dilediğin gibi döşe. O soğuk eve yuvanızın sıcaklığını yansıt. İstersen tadilata sokalım, banyo ya da mutfak yıkılıp yeniden yapılsın. Vaktimiz dar ama halledilir bir şekilde. Ama senin bir an önce gidip eve bir bakman lazım. " demişti heyecanla bakan gözleriyle. Ne kadar da içten bir kadındı. Barış'ı yetiştiren kadının farklı olması düşünülemezdi zaten.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin