Merhaba arkadaşlar,
Severek okuyacağınız yepyeni bir bölüm geldi. Söz verdiğim gibi bölümü erken paylaşıyorum ;)
Beğendiyseniz OY vermeyi unutmayın olur mu canlarım? ♥
Multimedya : Oya & Bora - Sevme Zamanı
İyi okumalar ♥ ♥
*****
Barış uyanır uyanmaz saçını sakalını düzelttirmek için berbere gitmişti. Sahte de olsa evliliğe ilk adımını atıyor olmak – Elif ile – onu fazlasıyla heyecanlandırıyordu. Mutluydu işte, gerisini düşünmek istemedi. Yıllarca olmayacağını bildiği halde yine de dilediği şey sahte de olsa gerçek oluyordu.
Barış berberde sırasını beklerken bir yandan çayını yudumluyor bir yandan da gazetesini okuyordu. Cebinde titreyen telefonu hissedince hemen çıkarıp ekrana baktı. Arayanın Murat olduğunu görünce gülümsedi. Kesin meraktan çatlamak üzereydi. Ona kısa bir mesaj atıp bilgi vermişti ama sonra konuşmaya bir türlü fırsat bulamamışlardı.
Daha fazla bekletmeden telefonu cevapladı.
"Efendim kardeşim." dedi neşeli bir ses tonuyla.
"Hele şükür abi açabildin şu telefonu. Oğlum çılgın mısın sen? Ne kız istemesinden bahsediyorsun? Yarın kız istiyoruz dedin sırra kadem bastın. Akşamdan beri niye açmıyorsun o telefonu oğlum?" dedi heyecanlı ses tonuyla.
Barış Murat'a bu olayı tüm gerçekliğiyle anlatacaktı. Elif ile anlaşmışlardı bu konuda. Gerçeği ikisi dışında yalnızca Neşe ve Murat bilecekti. Onların dışındaki herkes bu evliliğin gerçek olduğunu zannedecekti. Neşe de Murat da onların güvendiği tek dostlarıydı ve onlara yalan söyleyemezlerdi. Neticede konuşmak, anlatmak isteyecekleri insanlara da ihtiyaç vardı değil mi?
"Murat oldu bir şeyler işte konuşuruz sonra. Bak acelem var benim. Yarın sabah döneceğim zaten. Uzun uzun anlatacağım hepsini, söz. Bu akşam bana bir müsaade et ama. " dedi.
Murat meraktan kıvranıyordu ve ondan haber alamayınca sabah kalkıp Trabzon'a gelmişti. Zaten buradaki şirkete bu aralar uğraması gerekiyordu, bu da bahanesi olmuştu. Gerçi bahaneye gerek yoktu; işi olmasa yine de gelirdi. Neler olduğunu öğrenmek zorundaydı. Bir günde ne değişmişti ki? Kardeşi yanlış bir şey yapıyorsa şayet geç olmadan bunu engellemesi gerekiyordu. Ya da doğru bir şeyler yapıyorsa da yanında olmalıydı. Her iki ihtimalde de burada olmak zorundaydı yani.
Trabzon'a indiğinde direk Barış'ın evine gitti. Kafası oldukça karışıktı ve gerçekten olanları fazlasıyla merak ediyordu. Eve ulaştığında kapıyı birkaç kez tıklattı. Kapıyı açan Hatice Hanım da Murat'ı tanıdığı ve çok sevdiği için hemen içeri davet edip zorla kahvaltı yaptırdı ona. Her ne kadar istemiyorum dese de peşine bir de Türk kahvesi ikram etti. Hatice Hanım evde yalnızdı. Barış ve annesi hazırlıklar için çoktan çıkmışlardı.
Murat kahvesini de içtikten sonra Barış'ı aradı ki nerede olduğunu öğrenip yanına gidecekti. Geldiğini ona söylemeyecekti ve aniden karşısına çıkıp şaşırtacaktı onu. Ondan bir şeyler saklamak neymiş soracaktı hesabını tatlı tatlı.
Barış hattın diğer ucunda telefonu kapatacağını söylerken Murat da çaktırmadan gülüp inadına konuşmayı uzatıyordu.
"Tamam kardeşim. Ne diyeyim bilmiyorum ki! Hayırlı olsun mu derler Allah bir yastıkta kocatsın mı? Bir günde ne değişti onu da anlamadım. Bitti deyip gidiyorsun akşamına evleniyorum diye mesaj atıyorsun. Ben senin hızına yetişemiyorum aga. İki gün sonra da baba oluyorum dersen şaşırmam yemin ederim. Sen bir gel İstanbul'a da alacağım ben ifadeni." dedi. Bu defa tutmaya çalıştığı kahkahasını atıverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)
RomanceHayata dair büyük umutları olan, en büyük hayali üniversite okuyup meslek edinmek ayaklarının üzerine sağlam basmak olan, Karadeniz kadar hırçın, dik başlı ve inatçı, güzeller güzeli çimen gözlü, henüz 19 yaşında bir genç kız, Elif... Daha küçücükke...