Sevmek Acıtır mı? (Bölüm 61)

4.9K 254 42
                                    

Merhaba çiçeklerim🌸🌼

Multimedya: Bölümden sahne😢
+ Göksel -Sen Orada Yoksun 🎶
(Tuana'nın bölüm sonundaki duygularına ithafen. Dinleyiniz canlarım.💔)

Keyifli okumalar!🙏🏻

********

Yirmi gün olmuştu. Onu en son gördüğünden bu yana koskoca yirmi gün geçmişti. Ne yediği yemekten tat alıyordu, ne uyuduğu uykudan birşey anlıyordu. Bu illete nereden düştüm diye düşünüp kendi kendini yiyordu. İlk başlarda işi bırakmayı, hatta telefon hattını da değiştirerek  izini kaybettirmeyi düşündüğü bile oldu. Çünkü ne evini biliyorlardı ne de okulunu. Ama yapamadı! İstemiyorum diye ağzı bas bas bağırsa da yüreği yine de bir bağ olsun istedi. Yine de açık bir kapı kalsın diye çırpındı. Ama tam yirmi gün geçmişti. Geçecekti! Aylar yıllar geçecekti! Oluru yoktu bu işin!

21 gün kuralı diye bir şey vardır. Bu kurala göre derlermiş ki bir şeye alışkanlık kazanmak zihnimizde yirmi günde meydana gelirmiş. Yirmi birinci gün o şeye alışkanlık kazanırmışız. Bunu adı 21 gün kuralıdır işte. Bora alakasız bir şekilde aklına düşen bu şeyle histerik bir gülüş yerleştirdi suratına.

"Evet küçük hanım bugün de görmezsem seni eğer, sensizliğe alışıp kurtulacağım bu ızdıraptan." dedi kendi kendine. Sonra sesli bir nefes çekti içine ve hızla geri bıraktı. "Ulan bir kere görmeyle bir insanın kalbi nasıl böylesine yanar? Bir bakışla bir insan nasıl cayır cayır yakar?" derken suratındaki tebessümden bihaberdi. Fark eder etmez kaşlarını çattı tekrar ."Ama yok! Yok! Bu kez kalbimi değil, aklımı dinleyeceğim." diye bağırdı kendi kendine. "Bir kez daha aynı şeyleri yaşamayacağım. Aynı hataya tekrar düşmeyeceğim!"

Ne kötü! İnsan bir kere yalanı yaşadıysa tüm gerçeklerini sorgulamak zorunda hissediyor, herşeye şüpheyle bakıyor. Kim bilir belki de herkesin aynı olmadığını idrak edip yüreğinin sesini dinlese herşey nasıl da güzel olacaktı! Ama o bunu göremeyecek kadar çok acı çekmişti. Yaşadığı derin ihanet onu bu hale getirmişti. En yakın dostunla sevgilini yatakta basmak ne demekti yahu! Yine iyi ayaktaydı. Bu durumda başkası olsa ya delirir ya da katil olurdu!!

Öfkeyle elini saçından geçirerek ofladı. Bugün okuldan erken çıkmış ve direk eve gelmişti. Biraz ders çalışmaya çalışmış ama pek de başarılı olamamıştı. İçinden gelmiyordu. İçinden son zamanlarda hiç bir şey gelmiyordu!

Akşam işe gidecekti. Hiç yerinden kalkası da yoktu ama mecburdu. Hoş çalışmak onun için daha iyiydi ya! Şarkı söylemek, gitar çalmak onu dinlendiriyordu. Ruhuna iyi geliyordu. Ona ihanet etmeyen tek şey müzikti şu hayatta.

Babası , zaman zaman annesi, sevgilim dediği kadın, dostum dediği adam... Onun hayatında kimse tam anlamıyla yanında olmamıştı ki! Hiç kimse! Şimdi ne değişecekti de sırf onun kalbinin ritmini değiştiriyor diye o ela gözlü kıza inanacaktı? O mu onu sevecekti? O mu güven verecekti?

Kafasının içi karma karışık olan Bora sinirle oturduğu yerden kalktı ve duş almak üzere banyoya gitti. En iyisi bir an önce hazırlanıp evden çıkmaktı. Zira durdukça kuruyordu kafasında...

Kulübe gitmeden önce sahile gidip yürüdü biraz. Yine aklına düşen ela gözlerle oflayarak denize karşı oturdu. Kısacık bir an gözlerini kapatıp onun güzel yüzünü , minicik hallerini düşündü. Çok taylıydı be! Özlemeseydi de ne yapsaydı?

Karşısındaki denize bakıp haykırdı.

"Allah belamı versin lan benim! Bir sürü acı çekip yine aynı boku yersem Allah kahretsin beni!" diye bağırdı.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin