Bir Aşerme Mevzusu ❄️ (Bölüm 97)

4.2K 202 89
                                    

Merhaba canlar, 🤗

Multimedya : Zeki Müren - Karlar Düşer 🎶
+ Elif & Barış ❤️

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. 🥰

Uzun bir bölüm. Keyifli okumalar.😘

❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️

3 AY SONRA

"Barıış, kitabımı bulamıyorum. Sınavım için son tekrarı yapmam lazım. Barııış, kitabımı gördün mü?"

Elif üst kattaki çalışma odasında masada oturmuş sesini Barış'a duyurabilmek için var gücüyle bağırıyordu. Onun sesini duyan Barış da alt kattaki çalışma odasından fırlayıp salondaki masanın üzerinde daha önce gördüğü kitabı alarak koşturarak yukarı götürdü. Çünkü karısı sesiyle evi inletiyordu o anlarda.

Son zamanlarda kocaman olan karnıyla iyice ağırlaşan Elif birkaç gün sonra başlayacak olan sınavların stresinden midir nedir fazla gergindi. Anlık sinirleniyor, sonra aniden siniri sönüyordu. 

Hamileliği artık yedinci ayına girmişti. Karnı ile orantılı bir şekilde büyüyen huysuzluğu olmasa aslında hiç sorunları yoktu.  Ama Barış yine de bu durumdan şikayetçi değildi. Gık bile demiyor, onun bu halinin sevimli taraflarını bulup çıkarıyordu. Çünkü onu anlayabilecek kadar anlayışlıydı.

Hem hamileliğin verdiği ruh hali, hormonların etkisi, hem çabucak yorulan bedeni, hem okula devam ettiği için yaşadığı yoğunluk, hem gelip çatan sınavların stresi... Bir de bunlar yetmezmiş gibi hala okulda birinci olmak için verdiği olağanüstü çaba vardı tabi.  Tüm bunları düşününce onu haklı bulacak o kadar çok sebebin varlığı ona kızmasına engel oluyordu. Aksine ona hak veriyor, hatta hak vermekle kalmayıp üzülüyordu bile. Elif o kadar güçlüydü ki ona göre, bu kadar huysuzluk yapmak da hakkıydı.

Esasında o Elif'in normal şartlarda da zaman zaman huysuzluğuna, keçi gibi inadına ve dik başlılığına alışkındı. Sadece biraz hatta bayağı dozunu arttırmıştı karısı. Barış'a da onu idare etmek düşüyordu. Bütün dünyası oyken aksi de mümkün değildi zaten. Onun derdi karısını mutlu etmekti. Onun bir gülüşüne ömrünü verecek kadar seven bir adam başka ne türlü düşünebilirdi ki?

Elif'e kitabını verdikten sonra koşuşturarak çıktığı merdivenleri yine koşuşturarak inen Barış'ı gören Hatice Hanım gülümsedi.

"Yavaş oğlum, düşeceksin. Bu acelen ne?" diye sordu.

Barış son basamağı da inip Hatice Hanım'a baktı. Ellerini iki yana açarak yukarıyı işaret etti.

"Elif." dedi. Devamını getirmesine gerek yoktu, anlamıştı. 

Hatice Hanım kıkırdayıp "Eh idare edeceksin oğlum. Kızcağız o kadar çok yoruluyor ki. Hamilelik zaten zorken bir de okula gidiyor. Baba olmak kolay değil hem öyle. Birken iki oluyorlar. Hazırlıklı ol." dedi. Bir taraftan da gülmeye devam ediyordu.

Barış da güldü. Bir kolunu onun omzuna atıp iç çekti.

"Ahh Hatice Sultan, onların derdi de tasası da benim başım üstüne. Yeter ki yanımda yamacımda olsunlar. Az mı ağladık biz seninle o yukarıdaki cadı bana bakmıyor, beni sevmiyor diye be. " dedi.

Hatice Hanım onun dolan gözleriyle geçmişte nasıl da üzüldüğünü hatırlayıp kederle gülümsedi. Ama şimdi her şey yolundaydı ya, şükretti. Sonra Barış'a doğru eğilip "Zamanında ağlattı ama şimdi sana deli oluyor o yukarıdaki deli." dedi.

Barış kendini tutamayarak kahkaha attı.

"Yalnız o yukarıdaki deli ona deli dediğimizi duyarsa evi başımıza yıkar biliyorsun değil mi?" dedi gözlerini kısarak.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin