Merhaba canlarım, 🤗Öncelikle geçmiş bayramınızı kutluyor; hepinizi yanaklarınızdan öpüyorum 😘
Multimedya : Gökhan Türkmen - Olsun ♫ ♫
Keyifli okumalar!
****
Barış'ın yokluğunda Murat her ne kadar işleri toparlamaya çalışsa da kendi yoğunluğu da olduğundan bir hayli iş birikmişti. Barış biriken bu işleri halletmek zorunda olduğu için planladığı gibi eve erken gidemedi. Hatta o kadar daldı ki işlere saatin bir hayli geçtiğini fark edemedi bile...
Ara vermek için durduğunda Elif'i düşündü yine. Çok özlemişti ve bir an önce görmek istiyordu onu. Çoktan eve gitmiştir, belki de uyumuştur diye düşündü. Arayıp sesini duymak için delice bir istek duydu içinde ama hemen vazgeçti bundan. Aramayacaktı. Hem Elif de aramamıştı. Sonuçta döneceğini biliyordu ve merak edip gelip gelmediğimi sorabilirdi. Kederle içi çekti. 'Özledim' demişti ama...Belki de o mesajı attığı için pişmandı. Belki de öyle hissettiği için değil de vicdan yaptığı için atmıştı o mesajı. Ve attıktan sonra da pişman olmuştu.Kendini tutamayarak derin bir of çekti.
Kafasındaki düşüncelerle işe daha fazla konsantre olamayacağını anlayınca önünde açık bir şekilde duran bilgisayarının ekranını kapattı. Zaten yeterince yorulmuştu ve saat de bir hayli geç olmuştu. Koltuğunda kollarını kaldırıp arkaya doğru gerindi. Kafasını sağa sola çevirip esnetmek istercesine hareket ettirdi. Saatlerdir oturmaktan bacaklarının uyuştuğunu hissetti. Seri bir hareketle koltuğundan kalktı ve bacaklarını küçük tekmeler savurarak sallamaya başladı. Kollarını geriye doğru kasmaya başladığı sırada odanın kapısı tıklatıldı. Şirkette yalnız olduğunu düşündüğü için şaşırdı. Yalnızca güvenlik personeli vardı ama o da bir şey söylemek için o kadar katı çıkmak yerine arardı diye düşündü. O sırada açılan kapıdan kafasını usulca uzatan Ahu'yu görünce şaşkınlıkla kaşlarını çattı.
"Ahu Hanım siz daha çıkmadınız mı?" diye sordu gerçekten meraklı bir ses tonuyla.
"Siz çıkmadan çıkmak istemedim Barış Bey. Bir isteğiniz var mı diye sormaya gelmiştim. Birkaç saattir hiç odadan da çıkmadınız, merak ettim."
"Ahu Hanım böyle bir şeye gerek yok. Ben sizden böyle bir şey talep etmedim ki. Çok acil durumlar dışında mesai saatiniz bittiğinde çıkabilirsiniz. Bunu daha önce de söyledim size. "
Ahu yalancı bir masumiyetle "Peki efendim. Ben bir ihtiyacınız olursa diye kalmıştım. Kusura bakmayın." dedi kırılmış bir edayla.
Barış onun bu yalancı masumiyetine inanarak kendine kızdı. Kızın kötü bir niyeti yoktu ki! Teşekkür edeceğine azarlar gibi konuşmuştu bir de!
Bir an gözlerini kapatıp burnundan hızlıca bir nefes çekti içine ve hemen ağzından oflar gibi geri çıkardı.
"Rica ederim Ahu Hanım. Ben sizin için söylüyorum. Bu yaptığınız kötü bir şey değil, lütfen rahatsız hissetmeyin. Teşekkür ederim hatta bunun için size. Bir hayli yoruldum, gerginim. Ama bir daha böyle bir şey yapmanıza gerek yok. Gerçekten böyle bir ihtiyacım olduğunda size söylerim zaten. Sonuçta dışarıda bir özel hayatınız, bir aileniz var. Onların zamanından çalmanızı istemem." dedi gayet yapıcı bir şekilde. İçi bir nebze de olsa rahattı şimdi.
Ahu suratındaki o masum ifade yetmezmiş gibi gözleri de dolmuş bir şekilde Barış'a baktı. Gören onu melek zannedebilirdi. İçindeki sinsi düşünceleri sahte masumiyetiyle nasıl da güzel maskeliyordu!!
Titrek çıkan sesiyle konuşmaya başladı.
"Haklısınız Barış Bey. Beni yanlış anlamanızı istemem. Ben işimi çok seviyorum. Burada bir ailem yok, yalnız yaşıyorum. Dışarıda bir hayatım, arkadaşım da yok. Benim tüm hayatım burası artık. Alışmaya çalışıyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)
RomanceHayata dair büyük umutları olan, en büyük hayali üniversite okuyup meslek edinmek ayaklarının üzerine sağlam basmak olan, Karadeniz kadar hırçın, dik başlı ve inatçı, güzeller güzeli çimen gözlü, henüz 19 yaşında bir genç kız, Elif... Daha küçücükke...