Merhaba canlar 😍Multimedya : Bölümden sahne (Elif & Barış / temsili)
+ İncesaz - Cengiz Özkan : Elif Dedim🎵
Keyifli okumalar!
******
Barış ertesi gün Elif'in itirazlarını kulak ardı ederek onu okula bırakma konusunda ikna etti. Dersi erken başlıyordu bu sabah ve pekala işe gitmeden önce onu okula bırakabilirdi. Çıkışta da büyük bir zevkle gidip alırdı. Madem artık gizli saklı yoktu; istediği zaman okula gidebilirdi de! Elif buna itiraz edemezdi.
Onunla uğraşamayacağını anlayan Elif çaresiz kabul etmişti. Zaten uyanamamıştı hala, hiç laf dalaşına giremezdi şimdi. Aslında onun için de bu durumun bir sakıncası yoktu. Ama onun yüzünden işinden taviz vermesini istemiyordu. Zaten yeterince yoğun çalışıyordu. Bir de onun şoförlüğünü yapmasına gerek yoktu yani.
Elif arabanın koltuğuna iyice sinmiş gözleri yarı açık bir halde uykulu uykulu esnedi yine. Barış onun bu haline kafasını çevirip kısacık bir an bakarak gülümsedi. Uzanıp yanağını okşadı. Elif hissettiği bu temasla sadece sol gözünü aralayıp hala uykulu sesiyle " Aşkım yola bak, kaza yapacaksın." dedi farkında olmadan. Ve bunu söylemesinin ardından ani bir fren sesi ve etraftaki araçlardan gelen korna seslerini duydu. Gözleri saniyesinde fal taşı gibi açıldı. Neler oluyordu böyle?!
Tüm bunlar sanki hiç olmuyormuş gibi Barış gayet sakin "Ne? Ne dedin sen? Aşkım mı? Aşkım mı dedin? Sen az önce ne dedin?" diye sorup duruyordu.
Elif ağzı bir karış açık Barış'a bakıyordu. Sonra gelen korno sesleri devam ederken etrafına bakındı. İnsanlar kollarını arabalarının camlarından çıkarmış bağırıp duruyordu. Resmen trafiği kilitlemişlerdi.
Sonra bir an kendine gelerek Barış'a bağırdı.
"Barış sen iyi misin? Herkes bağırıyor duymuyor musun?"
Barış hala ona bakıyordu melül melül. Elif 'ya sabır!' dedi içinden.
"Barış lütfen bak herkes bizi bekliyor. Sağa çek şu arabayı. Trafiği kilitledik. İnsanlar bir yerlere yetişmeye çalışıyor, hadi! Hem öyle aniden durulur mu?"
Barış transa geçmiş öylece bakıyordu. Sonra bir kahkaha attı. O da ne yapsın? Sen yıllarca bekle bekle sonra her şeyi böyle ardı ardına yaşa. Bu da candı arkadaş! Trafiğin ortasında 'aşkım' denir mi hiç? İnsan bir alıştırmaz mı önce!
Tam arkalarındaki arabadan iri yarı bir adam geldi ve kapalı olan camı koca eliyle tıklattı. Elif koltuğa sindi. Bu adamın gelişi pek hayra alamet değildi. Barış'ın huyunu da biliyordu. Kesin kavga çıkacaktı şimdi. Trabzon kanı taşıyan bir adamın ona diklenen başka bir adamı alttan aldığı nerede görülmüş?
Elif içinden dualar ederken adamın bağırışını duydu.
"Kardeşim yürüsene manyak mısın? Ne bekliyorsun yolun orta yerinde! Bunca millet seni mi bekleyecek sabah sabah!! Deli misin nesin? "
Neyse ki adam Elif'in beklediği kadar kötü çıkmamıştı. Ağır küfürler beklemişti açıkçası. Manyak, deli falan demişti arada ama şu anki durumumuzu göz önünde bulundurunca gayet masum laflardı bunlar. Barış gözlerini kıstı, adama arkası dönüktü hala ve bakışları fazlasıyla tuhaftı.
Boynunu sağa sola doğru yatırarak burnunu çekti hafifçe. Bu fırtına öncesi sessizlik olabilir miydi? Elif'in bir umut 'yapma' dercesine bakan ürkek yeşil gözlerini fark edince içinden geçen milyonlarca kavga senaryosunu silip attı zihninden. Sonra adama döndü ve sakince arabadan indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)
RomanceHayata dair büyük umutları olan, en büyük hayali üniversite okuyup meslek edinmek ayaklarının üzerine sağlam basmak olan, Karadeniz kadar hırçın, dik başlı ve inatçı, güzeller güzeli çimen gözlü, henüz 19 yaşında bir genç kız, Elif... Daha küçücükke...