Merhaba arkadaşlar,Yeni bölümümüz yayında :) Beğendiyseniz lütfen yıldıza basıp OY verin.
Allah oy verenlere Barış gibi bir seven nasip etsin! Aminn :)))
Multimedya : Gökhan Türkmen - Bir Öykü
Barış'ın duygularına tercüman ;)
Hadi başlayalım o zaman! İyi okumalar : )
******
Barış uyandığında evin içine dolan ışıkla gözlerini kırpıştırarak açtı. Bu yeni gün yeni başlangıç olacaktı onun için. Yatağın içinde kollarını açarak gerindi ve üzerindeki pikeyi atarak yataktan kalktı. Banyoya geçip hızlıca bir duş aldı.
Bugün Elif ile konuşacaktı, son kez. Sonra Elif'in mesajına cevap vermediğini hatırladı. Hay Allah! Bir tamam yazsaydı bari, çok ayıp oldu diye düşündü. Çıkınca hemen bir cevap vereyim diye aklına not etti.
Sonra gülümsedi haline sefilce. Elif'in de çok umurundaydı zaten! Ondan gelecek cevabı bekleyecek kadar meraklı değildi ona neticede. Nasıl olsa babasını ikna etti, kim bilir belki de okul için planlara bile başlamıştır. Barış kimdi ki sonuçta!
Ah bir bilseydi Elif'in bütün gece boyunca elinde telefonla ondan gelecek cevaba muhtaç olarak beklediğini...
Barış belindeki havluyla banyodan ağır adımlarla çıktı. Dolabından rahat bir kot pantolon üzerine de gömlek ve ceket çıkarıp yatağın üzerine bıraktı. Giyinmeden önce telefonunu eline alarak Elif'e mesaj yazmaya başladı. Telefonda Elif'in adını görünce içinin yine titrediğini görmemezlikten geldi.
"Merhaba Elif, kusura bakma cevaplamayı atlamışım. Bugün dönüyorum, geldiğimde görüşürüz."
Mesajı yazdıktan sonra telefonu tam yatağın üzerine fırlatacağı sırada mesaj bildirim sesini duydu. Gönderdiği anda Elif 'ten "Teşekkürler Barış, görüşürüz." şeklinde yanıt gelmişti. Bu kadar hızlı dönüş yapmasına şaşırdı. Telefon elinde mi bekliyordu yoksa! Yok canım daha neler başladın yine kurmaya, sadece tesadüf diyerek telefonu yatağın üzerine attı. Ellerini kaldırıp başındaki havluyu açtı ve saçlarını kuruladı havluyla.
Ve artık hazır olduğunda aynanın karşısına geçip yüzüne baktı. Yarın bu eve geri döndüğümde artık her şey sonsuza kadar bitmiş olacak diye düşündü. Artık kendini harap etmesinin anlamı yoktu. Evet şu anda içinde hissettiği şey yoğun bir çaresizlikti, tarifi olmayan bir acıydı. Ve daha çekeceği acısı da vardı biliyordu ama bir gün bitecekti elbet. Hepsi geçecekti. Biraz önce iyiydi niye gelen mesaj aklını çelmişti ki! Onunla ilgili en ufak şeyde neden kafası karışıyordu?
Aynaya bakıp konuşmaya başladı. Kendini kandırma Barış, artık bitti!
Arkasında duran pufa oturdu ve yakasını çekiştirerek derin bir nefes aldı.
Kendi kendine telkinler vermeye başladı.
Dik duracaksın Barış! Elif'i görünce yelkenleri suya indirmek yok. Dimdik durup artık ben de istemiyorum diyeceksin. Onu görür görmez hadi bir daha şansımı deneyeyim bu son demeyeceksin. O son bitti artık. Sonu yok! Olmuyor, olmayacak! En azından Elif'e bıraktığım son izlenim kendinden emin, kararlı bir Barış olacak. Kendine saygısı olan, dik duran bir Barış olacak.
Derin bir nefes aldı. Başarabilirdi. Konuştukları süre boyunca bu oyunu oynayabilirdi. Sonrasını zaten kendi kendine halledecekti. Onu unutmayı da onsuz yaşamayı da öğrenecekti zamanla. Öğrenmek zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)
RomanceHayata dair büyük umutları olan, en büyük hayali üniversite okuyup meslek edinmek ayaklarının üzerine sağlam basmak olan, Karadeniz kadar hırçın, dik başlı ve inatçı, güzeller güzeli çimen gözlü, henüz 19 yaşında bir genç kız, Elif... Daha küçücükke...