Selam cankuşlar💕
Bölümümüzün devamı geldiiiii.🦋
Multimedya : Bölümden sahne +
Nesrin Kopuz / Yaylanın Çimenine (Bölümde Elif söylüyor. Mutlaka dinleyin. Özellikle o bölümleri okurken😉)OY ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz.❤️
Hadi bakalım! Keyifli okumalar.🧡
❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️
Emine teyzenin hastanedeki son gecesinde Esma Hanım kaldı yanında. Önceki gecelerde Elif kimseye fırsat vermemişti. İnatla eve gitmeyi reddedip babaannesinin yanından bir an olsun ayrılmamıştı. Her ne kadar dinlen deseler de kabul etmemiş, babaannesinin yanı başındaki koltuğa uzanıp yarı uyur yarı uyanık geçirmişti gecelerini.
Bu gece de babaannesinin artık iyi olduğu ve sabah zaten taburcu olacağı bahanesine sığınarak hastaneye gitmeyip evde kalmıştı. Kimse onun bu halinden şüphe duymamıştı. Herkes Emine teyzenin iyileşmesinden dolayı sevinirken Elif'in içindeki yangından kimsenin haberi olmamıştı.
Bir süre sonra eve gelen babası onun durgun halinden şüphe duysa da yorgun olmasına verip üstüne gitmedi. Evet annesinin durumuna herkes çok üzülmüştü ama gerçekten en çok hırpalanan Elif olmuştu.
"Hadi güzel kızım bir kahve yap da karşılıklı içip konuşalım biraz seninle. Özledim senin kahveni." dedi Ahmet Bey.
Elif hemen ayaklandı.
"Tabi babam hemen yapıyorum." deyip mutfağa geçti.
Kahveyi yaparken burnuna dolan kokuyu daha da içine çekti. Bu koku onu gerçekten sakinleştiriyordu. Gülümser gibi oldu ama sonra gözleri doldu yeniden. Gözünün önüne yine o lanet fotoğraf geldi. Yutkundu ve tavana doğru bakarak ellerini yelpaze gibi salladı gözüne doğru.
"Ağlama Elif, ağlama!" dedi kendi kendine. Sabahtan beri tek yaptığı şey ağlamak olmuştu zaten.
Barış'a güveniyordu. O fotoğrafın bir tuzak olduğunu düşünmek istiyordu. Ama neden? Kim bunu neden yapardı ki? O kadın yaptıysa derdi neydi? Barış'a mı aşıktı!? Bu ihtimal kalbini daha da sıkışırdı. İçindeki kıskançlık şaha kalktı.
O sırada babasının sesiyle irkilerek düşüncelerinden sıyrıldı.
"Kızııım nerede kaldın?" diye sesleniyordu içeriden.
"Geldim babacığım." dedi Elif de içeriye doğru bağırarak.
Kahveleri fincanlara döküp tepsiye yerleştirdi. Yanına da birer bardak su ve çikolataları da koyduktan sonra tepsiyi de alarak mutfaktan çıktı. Kolunu kaldıracak dermanı yoktu esasında ama babasına da kıyamıyordu. O gelince öylece odasına kapanmak içine sinmemişti. Babasına da hasretti çünkü. Onu da çok özlemişti.
Babasıyla karşılıklı kahvelerini içip biraz eski günleri yad ettiler. Kah güldüler kah ağladılar. Babasıyla konuşmak Elif'in biraz daha iyi hissetmesine sebep oldu.
Babası onun durgun halinden birşeylere sıkkın olduğuna artık iyice emin oldu. Yorgunluk değildi bu. Kesin birşey vardı.
"Kızım sen iyi misin?" diye sordu şefkatle elini tutarak.
"İyiyim baba." dedi Elif yarım yamalak bir gülümsemeyle.
"Var sende bir şeyler kızım. Bakışından anlarım ben." dedi babası gözlerine bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)
RomanceHayata dair büyük umutları olan, en büyük hayali üniversite okuyup meslek edinmek ayaklarının üzerine sağlam basmak olan, Karadeniz kadar hırçın, dik başlı ve inatçı, güzeller güzeli çimen gözlü, henüz 19 yaşında bir genç kız, Elif... Daha küçücükke...