Yeter ki Sev! ( Bölüm 33)

8.4K 366 139
                                    

Merhaba cankuşlar :) 

Upuzun, yepyeni bir bölüm getirdim size. 

Multimedya : Gökhan Türkmen - Ben Unuturum ♫  

Keyifli okumalar :) 

****

Giden ikilinin ardından yalnız kalan Elif ve Barış birbirine baktı. Bakışlarında yoğun bir özlem varsa da azımsanmayacak kadar da kırgınlık vardı. Elif omuzları düşük bir şekilde öylece dururken Barış bu sessizliğe daha fazla dayanamadı ve konuşmaya başladı.

"Neşe sabahtan beri uğraşmış masa için. Yemekleri yemezsek canımızı okur biliyorsun değil mi?" dedi sakin bir ses tonuyla.

Elif gülümseyen adama baktı. Gülümsediğinde ortaya çıkan o hayran olduğunu yeni yeni fark ettiği gamzelerine baktı. Ne kadar güzellerdi öyle! Nasıl da dokunulası, öpülesi... Bugüne kadar nasıl fark edememişti? Kör müydü acaba? Artık farkındaydı ama çok mu geç kalmıştı?

Salona geçtiklerinde yerlerdeki kırmızı gülleri, yanan mumları ve gerçekten mükemmel hazırlanmış masayı gördüler. Elif bu kadarını beklemediği için Neşe yine yapmış yapacağını diye düşünerek şaşkınca gülümsüyordu.

Elif masaya bakıp gülümsemeye devam ederken Barış da Elif'e bakıp en içten gülümsemesini sunuyordu. Onun manzarası her zaman Elif'in güzel yüzüydü. Onun için Elif'ten daha mükemmel bir şey yoktu çünkü.

"Bunlar ne planlıyorlardı sence? Kapıyı üzerimize falan mı kilitleyeceklerdi acaba?" dedi Elif. Sanki o kadar sıkıntıyı onlar yaşamamış gibi bir tını vardı sesinde. Bu Barış'ın biraz rahatlamasını sağladı. Normal şartlarda onca ettiği aptalca laflara karşılık suratına bile bakmaması gerekiyordu. Buna rağmen onu böyle gülümsüyorken görmek içine bahar sevincini getirmişti adeta.

O da aynı içtenlikle karşılık verdi sevdiği kadına.

"Evet bence de. Kapıyı kilitlemekle kalmayıp bizi bırakıp kaçacaklardı bence." dedi gülerek.

Sonra Elif de ona doğru döndüğünde bir an göz göze geldiler. İkisinin de gülüşleri yüzlerinde dondu. Yine kilitlenip kalmışlardı. Elif'in gözünden bir damla yaş süzüldü. Ve Barış usulca yaklaşıp o tek damla yaşı eliyle sildi. Narince dokundu yanağına, incitmekten korkarcasına.

Bir şeyler söylemek istedi ama yapamadı. Gücü yoktu konuşmaya. Onu tamamen kaybetmekten delicesine korkuyordu. Ellerinden kayıp gitmesine izin vermemeliydi. Bir anlık sinirle her şeyi berbat etmişti zaten. Akıllıca davranmalı ve asla onu yanlış anlamasına sebep olabilecek tek kelime etmemeliydi.

Elif yüzüne temas eden elle ürperdi. O el yüzüne narince dokunup geri çekildiğinde yüzü buz gibi oldu. Bu soğukluğu tüm bedeninde hissetti. İç çekti farkında olmadan.

Ve karşılıklı sandalyelere oturdular. Her ne kadar arkalarından iş çeviren Neşe ve Murat'a kızmış gibi görünseler de içten içe teşekkür ediyorlardı aslında.

Elif hayatta inadından vazgeçip adım atmazdı. Barış ise Elif söz konusuysa inat etmezdi de Atalay ile onu o şekilde görüp farklı düşüncelere o kadar kapılmıştı ki onu şimdilik aramama, sormama kararı almıştı. İçi yansa da eğer başkasıyla olmaya karar verdiyse yoluna taş koymayacaktı. Onu zorla yanında tutamazdı ki! Ama ondan düşündüğü şeyleri duymaya da hazır değildi. Böyle beklerse sanki umudu varmış gibi hissediyordu işte. Bu belirsizlik bile onu tamamen kaybetmekten daha iyiymiş gibi düşünüyordu. Onunla konuşursa 'artık bitti' derse diye kendi kendini yiyordu. Umudunu sonsuza kadar kaybetmekten delicesine korkuyordu.

KALBİM SEN DEDİ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin