44

1.5K 122 236
                                    


Doğu'yla ortak bir yönümüz vardı: İkimiz de yaptığımız hiçbir şeyi kabul etmiyorduk.

O benim hayatıma sıçmış, kontrol etmişti; ben onun hayatını altüst etmiş düzenini yok etmiştim. Doğu da ben de içinden çıkılamaz dev bir girdaba girmiştik ve ben bu girdabı derinleştirmiştim düşmanıyla kaçarak. Doğu'ya yaptığım bir kötülük müydü? 

Onun bana yaptığı kötülükler?

"Giresun'da olduğunu bildiği için seni bulması fazla sürmez." dedi Batuhan. Doğu'yla telefonu kapatalı bir saat olmuştu ve kritiğini yapmaya başlamışlardı. 

"Böyle ıssız bir köyün içinde bu köy evini nereden bulacak?" diye sordum.

Omuz silkti. "Doğu bu," dedi.

Kerem ise sessizdi. Ben ve Batuhan bir şeyler konuşsak da o başka tarafa bakıyordu ve eli çenesinde uzun uzun düşünüyordu.

Uzun sürenin ardından sessizliği bozarak "Belki de Doğu'ya kendi isteğinle dönmen daha iyi olur İkra," diye konuştu. "Hem kendin hem bizim için."

"Ne?"

Bakışlarını yerden kaldırıp gözlerime dikti. Ciddiydi. 

"Seni bulacağını hepimiz biliyoruz, boşuna birbirimizi kandırmayalım," dedi. Bakışları bir an Batuhan'a dönmüştü. "Karnındaki çocuk yedi aylık olmak üzere. Bu Doğu'nun oğlu. Doğurmak da zorundasın," Duraksadı. "Doğu bizi bu halde bulursa seni, beni, Batuhan'ı öldürür."

İstemsizce ağzım aralandı ve bakışlarım keskinleşti.

Kerem bana sahip çıkacağını, beni bırakmayacağını, gerekirse beni başka ülkeye kaçıracağını söylemiş; bana söz vermiş, kendine güvendirmişti. Ben de ona inanmıştım. 

Doğu ve Batuhan haklı çıkıyordu bu durumda. İkisinin de söylediği şey aynıydı: Kerem, Doğu'nun düşmanıydı ve sadece köprüyü geçene kadar beni kullanacaktı. Benim sayemde Doğu'ya vurabileceği en dev darbeyi vurmuş ve onu manevi açıdan yıkma derecesine getirmişti. Doğu'ya benden başka bir kazık atamazdı, ben onun atabileceği tek ve en büyük kazıktım, o da bunu Doğu'nun başından aşağı geçirmiş ve istediğini almıştı. Hem Doğu'yu sarsmış hem de projesi bile hazır olan Çeşme ihalesinden çekilmesini sağlamıştı. 

Kerem bu durumda o kadar artı duruma geçmişti ki. Doğu'nun en yakın arkadaşı ve karısıyla işbirliği yapmıştı. Doğu'nun kozlarını ele geçirmişti. Büyük para kazanmıştı. Bunların hepsi de benim sayemde olmuştu.

Şimdi benimle işi bitmişti ve beni Doğu'ya geri teslim edecekti. Doğu haklıydı. Karnımda onun çocuğu varken, ben onun karısıyken, bu çocuk doğmak üzereyken hiç kimsenin bana sahip çıkmayacağını zaten ben de içten içe biliyor ama kendime itiraf etmiyordum. Şimdi kendime itiraf edemediğim gerçek tam karşımda duruyordu.

"Bana söz vermiştin," dedim Kerem'e bakarak. 

Batuhan güldü.

Kerem'in bakışları Batuhan'a yönelse de benimkisi hala dik bir şekilde Kerem'deydi. 

"Doğu'yu tanıyorsun İkra," dedi benden bakışlarını kaçırarak. 

"Bana sahip çıkacağına dair söz verdin Kerem." dedim daha sert konuşarak. 

Bakışlarını bir anda gözlerime dikip "Sen Doğu'nun nikahlı eşisin," dedi. "Yedi aylık hamilesin. Ne yapabilirim? Elimden gelenlerin hepsi buydu."

Duyduklarıma inanamıyordum. 

Doğu her ne teklif etmişse Kerem'in gözü dönmüştü. 

"Madem beceremeyecektin böyle bir sorumluluğun altına niye girdin?" diye sordum. "Korkağın tekisin. Doğu'dan korkuyorsun sen."

laylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin