Doruk'u arabanın bebek koltuğuna yerleştirip kemerini bağladıktan sonra ben de yanına oturdum. Doğu da sürücü koltuğuna geçti.
Doruk daha çok küçük olduğu için ön koltuğa oturmuyordum. O biraz büyüyene kadar ben de onunla arkada gidecektim.
Kahvaltımızı etmiş, hazırlanmış ve çıkmıştık. Önce ev bakmaya gidecektik çünkü Doğu emlakçıyı aramıştı. Hava çok güzeldi, üstüme askılı bir badi altına da etek giymiştim; yaz havası insanı öyle bir açıyordu ki... Doğu giydiklerime laf etse ve tavrından hoşlanmadığı belli olsa da dün konuştuğumuz 'kısıtlama' meselesini hatırlatarak istediğimi giyinmiştim. Böyle bir havada pantolon giyerek pişemezdim.
Arabayı çalıştıran Doğu'ya "Hava çok güzel," dedim hevesli bir şekilde ileri bakarak. "Dondurma yer miyiz bugün?"
Kafasını geriye doğru çevirdi. Bana ve Doruk'a baktı. "Yeriz güzelim," dedi. Uzanıp dudaklarımız birbirine değerken Doruk yine ağlamaya başlamıştı. Ağlayacağını biliyordum bu yüzden güldüm. Doğu da sürekli bu ağlamaları garibine gitmiş gibi "Derdi ne bu çocuğun?" dedi. "Ne zaman sana dokunsam ağlıyor."
Dönüp oğluma baktım. "Bu bir sendrommuş Doğu," dedim açıklayarak. "Erkek bebekler annesini babasından kıskanırmış. Dokunmasını istemezmiş."
Önüne dönüp gitmeye başlarken "İlerde nasıl oluştuğunu öğrenince travma yaşayacak o zaman." dedi.
Güldüm. "Sen yaşadın mı öyle bir travma?"
"Hatırlamıyorum ki," dedi siteden çıkarken. "Ama böyle her sana dokunduğumda ağlarsa çekeceği var benden."
Gülmeye devam ederken ön tarafa uzanıp telefonunu elime aldım. Doruk'a bir bebek ninnisi açacaktım uyuması için. Müzik uygulamasına girdim ve gördüğüm şeyle gülmeye başladım. Doğu en son Semicenk dinlemişti.
"Semicenk mi dinliyorsun?" dedim.
"Karıştırmasana şu telefonumu kızım."
"Doruk'a ninni açacaktım," dedim. Kendimi ne kadar frenlesem de gülesim geliyordu. Elimi ağzımın önüne götürdüm nasıl sırıtıp kıkırdadığım görünmesin diye. En son Pişman Değilim dinlemişti.
Dudaklarımın birbirinden aralanıp ve kahkaha püskürmemesi için büyük bir savaş veriyorum. Ama kendimi engelleyemiyorum.
"Kesin bu şarkıyı dinleyip benim için tribe giriyorsundur sen." dedim sinirini bozacak bir ses tonu ve ifadeyle.
Yolda giderken dikiz aynasından göz göze geldik. "Dalga geçme güzelim." dedi. Sinirini bozabildiğim belli oluyordu.
Doruk'un hep dinleyerek uyuduğu ninniyi açtım ve 'soft' olarak ayarladım sesin çıkma şeklini. Pusetini hafif sağa sola sallarken gözleri yavaş yavaş gidiyordu. Ağzında emdiği emziği düşerken tuttum. Uyumuştu hemen.
Birkaç dakika geçtikten sonra Doğu "Değiştirsene şu ninniyi İkra," dedi. "İçim bayıldı uyuyacağım şimdi."
Telefonunu yeniden elime aldım. "Ne açayım?" dedim.
Sırıttı. "Kanye West açabilirsin mesela."
Dikiz aynasından gözlerine sert sert baktım. "Komik değilsin." dedim. Benimle sürekli şu 'gençkızların sevgilisi Taylor Swift ve prodüktör devi Kanye West' tartışmasını yapmaktan çok zevk alıyordu. Şerefsiz. Ne zaman bir fırsatı olsa lafını sokardı. "Kanye gibi sorunlu bir adamın tarafını tutmak sana yakışmıyor ayrıca."