Arkadaşlar birkaç şey söylemek istiyorum İkra hakkında. Bakın İkra çok ikiyüzlü, bencil, tutarsız, yeri geldiğinde kahpe olabilir. Gerçek hayatta böyle insanlar var. Her Wattpad hikayesinde başkarakter masum, bakire, saf olacak diye bir kural yok. Erkek aldatacak kız bakacak ama yine de bir araya gelecekler diye bir kural da yok. Böyle bir kural varsa bile ben bu kuralın dışına çıkmak istiyorum, çıkıyorum da.Lütfen gerçek hayatta İkra gibi insanlar olduğunu, hatta bizim de bazen onlara dönüştüğümüzü unutmayın.
Bu arada İkra büyük kaşar bunu kabul ediyorum alkajgdafhjklşi
Sizleri çooook seviyorum güzel okumalar bebeklerime❤❤❤❤❤
-
-
Arabanın içinde eski yerlerimizi alınca nedenini bilmediğim bir şekilde mayının üstüne basmış gibi hissediyordum. Doğu söylediğim şeylere karşı sinirli ve ciddi olmuştu bir anda. Bu tavırlarımın onu bıktırdığını, canının sıkıldığını falan söylemişti.
Derin bir nefes alıp aldığım nefesi bıraktım o arabayı çalıştırıp ilerlemeye başlarken. Kasları gerim gerim dışarıdaydı, aşırı kasıntıydı; ufacık bir şeyde o güçlü koluyla suratıma okkalı bir yumruk indirecek gibiydi.
Bunların hiçbirini asla yapmayacak birisi olsa da şu anki duruşu ve tavrı bana bunları hissettiriyordu.
"Şöyle davranmayı kes," dedim rahatsızlığımı içimde tutamayarak. "Rahatsız oluyorum."
Bakışları bana döndü. "Ne diyorsun İkra?" dedi, sanki bunları yapan o değildi ve yaptığı şu şeyden haberi yokmuş gibi.
"Mal mısın Doğu?" diye sordum, sesimi de yükseltmiştim. "Ne bu böyle? Kendini böyle gerip sessiz kalarak, kolunu falan kasarak ne yapıyorsun acaba? Senden korkacağımı falan mı düşünüyorsun?"
Doğu ilk söylediklerime iyice kendini kassa da son cümlemde eğlenceden uzak fakat sesli bir şekilde güldü. "Seni korkutmak gibi bir amacım yok," dedi. "Eğer böyle bir amacım olsaydı korkudan altına işetirdim ama."
"Hadi ya?" diye çıkıştım, bana böyle davranmasına katlanamıyordum. "Senin karşında çocuk var herhalde?"
"Evet."
Sinirlerim tepeme iyice çıktı, bir günü daha ne kadar boktan bir hale çevirebilirdi acaba? Ağzımı açıp ciyak ciyak bağırmaya başlayacaktım ki telefonunun sesi tüm arabada yankılanmaya başladı. Telefonu arabanın radyosuna bağlıydı, bu yüzden o ses hopörlerden de duyuluyordu; çok rahatsız edici bir sesti.
Yanan ekrana baktığımda Necati'nin adını görmemle geriye yaslanıp sinirimi içimde tuttum.
Doğu "Konuş." dedi Necati'ye ciddi sesiyle.
"Neredesin?" diye sordu Necati hemen, sanki bir yerden bir yere hızlıca adımlıyor gibi nefes nefeseydi sesi. "Ortalık çok fena karıştı. Baban kuduruyor sen ortada yoksun."
Başımı ona doğru çevirmiş her mimiğini bir bir izliyordum. Az önceki umursamaz ifadesi yerini çatık bir kaşa bırakırken "Ne oldu?" diye sordu, sesi bu sefer az önceki kadar rahatsız değildi.
"Arslan Holding," Necati telefonun diğer ucundan derin bir nefes aldı. "Babanın otel dikmek için göz diktiği araziyi satın almış. Çok büyük bir iş. Fethiye'deki hani, Ölüdeniz taraflarında,"
Doğu "Kötü olmuş," dedi. "Ama benimle bir alakası yok. Oranın ihalesi bende değil Güney abimdeydi çünkü. Hesabını onunla görür."
"Her yerde seni arıyor ama?"