Son olan olayların üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti.
Bu bir haftada az çok birkaç değişiklik olmuştu. Doğu'nun annesi gelip bize yemek yapıyordu ve beni iyi besliyorlardı, Doğu bana içinde özel yazılım geliştirilmiş bir telefon vermişti. Bu telefonla sosyal medya hesapları indirip haber okuyabiliyor, insanları takip edebiliyor, oyun oynayabiliyordum ama birisine mesaj atacağım ya da arayacağım zaman önce Doğu'nun telefonuna bildirim gidiyordu. O bu bildirimi onaylarsa mesajım ya da çağrım gidiyordu.
Bu programı nasıl geliştirmişti bilmiyordum fakat telefon üzerinden de olsa baktığım, yaptığım her şeyden haberdardı. Ben de telefona oyun indirip sürekli oyun oynuyordum bu yüzden. Ara sıra bölümümüzle alakalı mühendislik notlarına bakıyordum.
Bölümdekileri takip ettiğim kadarıyla herkes stajında çok ilerlemiş hatta bitirmek üzerelerdi. Herkes büyük başarılar edinmiş, büyük tecrübeler kazanmış, iş ortamı ayarlamıştı kendisine; iyi ya da kötü de olsa meslekte bir tecrübeleri olmuştu.
Ben en iyi şirkette stajyerlik yapayım diye kendi hayatıma sıçmıştım.
Kolaya kaçmam felaketim olmuştu.
Şimdi elimde Doğu'nun yönettiği bir telefon, karnımda her an büyümekte olan bir bebek, hapishane gibi bir evde Yozgat'ta sürgündeydim.
Kafamı telefondan kaldırıp Doğu ve Batuhan'a baktığımda sabahtan beri aynı şeyle uğraşıyorlardı. Gidip bir çocuk kaydırağı almışlardı ve sabahtan beri onu kurmaya çalışıyordu ikisi. Batuhan plastik kaydırağı desteğinin üzerinde tutuyordu Doğu da çivisini çakıyordu.
"Çocuklar kaydıraktan en erken bir yaşında kayabilir," dedim onlara seslenerek. Yaptıkları şey komikti. "Biliyorsunuz değil mi?"
"Şimdiden hazırlayıp odasını yapmak istiyorum," diye cevap verdi Doğu.
Kaydırağın yanında aldığı akülü araba, bir sürü oyuncak el arabası, kamyon, dinazor, Spider-man oyuncakları vs. evi anaokuluna çevirmişti şimdiden. Kendini tamamen bunlara adamıştı; sabah akşam bir şeyleri kurmakla, dizayn etmekle, doğmamış çocuğun odasını hazırlamakla uğraşıyordu. Akşam olup yorulunca da "Yenidoğan Bebekler Hakkında Bilinmesi Gerekenler, Nasıl İyi Ebeveyn Olunur?, Bir Babanın Görevleri, Sağlıklı Bir Çocuk Nasıl Yetiştirilir?" tarzı kitaplar okuyarak uyuyakalıyordu.
Yerimden kalkıp mutfağa gittim. Canım bir şeyler atıştırmak istiyordu, tahmin ettiğim şey doğruysa Doğu'nun annesi hazırladığı yemeklere iştah açıcı ilaçlar atıyordu; çünkü kısa sürede bu kadar acıkmamın imkanı yoktu.
Kendi yaptığım cookie tabağını önüme çekip dolaptan süt çıkardım. Bardağa dökme ihtiyacı hissetmeden tüm şişeyi kafama dikip cookie ile ısıra ısıra yedim. Yemeye devam ederken Batuhan ve Doğu aynı anda mutfağa giriş yaptı. Yorulmuş gibilerdi.
Batuhan su içmek için bardak aldığında Doğu bana "Afiyet olsun," dedi. Bir şeyler yediğimi gördüğünde mutlu oluyordu.
Batuhan telefonuna gelen mesaj sesiyle telefonunu eline aldı ve bildirimin üzerinden mesajı okudu. Kaşları çatıldı.
"Kerem Arslan Çeşme'deki yeni ihaleye de girecekmiş," dedi. "Necati mesaj attı."
Doğu bir bardak su içerken böyle bir şeyi bekliyormuş gibi "Yenilen pehlivan güreşe doymaz," dedi. Artık Kerem'i kaale almıyor gibiydi.
"Çok kötü takmış seni kafaya," Batuhan'ın bunları benim yanımda konuşmasının bir nedeni ve anlamı vardı, biliyordum; bir şey döndürüyordu.