48

1.5K 133 256
                                    


Birkaç saattir boş gözlerle televizyondan açtığım vlogları izliyordum. Bu sefer izlediğim yer Tokyo'ydu. Kendi çapımda Youtube sayesinde dünyayı dolanıyordum işte. İnsanlar oralarda tattıkları yeni lezzetleri, kültürleri, manzaraları paylaşırken benim payıma da Yozgat'ta dağbaşı bir evde buraların hayalini kurmak düşüyordu.

Doğu ona yaptığım tostun tamamını yemiş, üç bardak da çay içmişti. Onun bugün bir şeyler yemesinden dolayı mutlu olmuştum çünkü gerçekten o kadar az besleniyordu ki bu durumu beni üzüyordu. Benim yüzümden iştahtan kesilmesi ve başına bunların gelmesi kendimi suçlu hissetmeme sebep oluyordu. Ama ben ona yemek yedirecektim, kararlıydım: Bu yüzden öğlen saatlerinde mutfağa girip akşam yemeğimizi hazırlamıştım. Ağır et yemeklerini ve pirinç pilavını sevdiğini söylemişti önceden. O yüzden ona tepsi kebabı ve arpa şehriyeli pilav yapmıştım. Tatlı olarak da sütlaç yapıp fırına vermiştim ve üzerini toz antep fıstığı ile donuk frambuaz ile süslemiştim. 

Saat altı buçuk olunca Doğu'nun yanına gittim. Gözüne gözlük takmış, çalışma masasına eğilmiş, elinde bir cetvel ve yanında hesap makinesiyle çizim yapıyordu. Gelişimi fark etmiş olmasına rağmen kafasını kaldırıp bana bakmıyordu bile. 

Masaya ayağımla vurarak dikkatini dağıttım. Bakışı bana dönünce kaşını havaya kaldırdı. 

"Bir şeyler yemeni istiyorum," dedim.

Yine "Aç değilim." dedi.

"Açsın veya değilsin," dedim. "Seni böyle görmek istemiyorum."

Elindeki cetveli bırakıp doğrulduğu sırada gözündeki gözlüğü de çıkarmıştı. Kendisi nasıl göründüğünün farkında olmasa da ben farkındaydım ve onu böyle görmek istemiyordum. 

Onu zorla mutfağa getirtip masaya oturttum ve koca bir tabak hazırlayarak önüne koydum. Yanına içecek, yoğurt, ekmek de çıkartmıştım. Ben de karşısına geçip oturduğum sırada kurt gibi açtım. 

Beraber yemeye başladık. 

Ben bir tabak yiyip doydum; ama Doğu tepsinin tamamını bitirdi ve iki tabaktan fazla pilav yedi. Bu kadar çok yemesini asla beklemiyordum ama yediği için mutlu olmuştum. Birisi için endişelenmek böyle bir şey miydi? Yediğine, içtiğine ve haline dikkat edip özen gösteriyorduk.

"Eline sağlık," dedi sandalyesinde geriye yaslanırken. "Çok güzeldi."

Önündeki tabakları kaldırırken "Afiyet olsun," dedim. Telefonuna bir mesaj gelip mesaja odaklandığı sırada yerinden kalkıp yine çalışma odasına gitmişti.

Öküz. Mutfağı toplamamda yardım etmemişti. 

Mutfağı toplayıp hem kendime, hem ona bir tepsi içinde bir çay ve birer sütlaç koydum. Onun için hazırladığım tepsiyi çalışma odasına götürüp masasının üzerine bıraktığımda yine elinde telefon birisiyle mesajlaşıyordu. Benim geldiğimi ve elimdeki tepsiyi görünce telefonu bıraktı.

"Zahmet etmişsin." dedi. "Eline sağlık."

Telefonla bu kadar uğraşmasından sinir olduğumu belli etmem gerektiği için "Zahmet olmadı," dedim. "Sevgilinle mesajlaşırken ağzının tatlanması iyi gider diye düşündüm." 

Bir şey demesine izin vermeden odadan çıktım ve yine mutfağa geldim. Kendi çayımla sütlacımı alıp salona ilerledim, oturup yine vlog açarak yaptığım harika, üzeri kızarık sütlacımı yiyip çayımı içiyordum. O içeride ne bok yiyordu haberim yoktu. Sadece biraz kendine gelmesi ve toparlaması için iyi beslenmesi gerektiğinin farkında olduğum için bugün uğraşmıştım.

laylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin