21

4.2K 205 79
                                    

Bi süredir kendime soruyorum neden wattpad kullanıyorum şu an? diye.

Kafamı dağıtmak için yazıyor ve yayınlıyorum. Yazmak gerçekten kafamı dağıtıyor, sonra yazdığım notu okursanız ve cevaplarsanız çok memnun olurum.

Keyifli okumalar herkese

-

Vücudum öyle bir haldeydi ki dudaklarımdaki kuruluk beynimdeki kan dolaşımını da durduruyordu sanki. Başım ağrıyor, midem bulanmaya devam ediyor, tüm vücudumda bir sızı dolanıyordu; aslında açtım fakat hiçbir şey yiyebilecek bir halde değildim. Uykum vardı, hava kapalıydı, öğlen saatleriydi; çok bitkin ve güçsüzdüm.

Kafamda dönen tilkilerim midemin ucunda hiçbir şey olmamasına rağmen beni soğuk soğuk terletiyor ve midemi yeniden bulandırıyordu. İhtimaller gözümün önünden geçip kendi kendine yerlerine oturduğunda boğazımdaki kuruluk daha da artıyordu ve ağlayacak gibi oluyordum.

Hamile olabilir miydim? Bu soruya cevap arıyordum.

Regl gecikmesi her kızda yaşanabilecek normal bir şeydi. İştah artması da insana ara ara oluyordu. Bazı zamanlar çok yiyor, bazı zamanlar yemeyi azaltıyorduk. Yaşadığım zorlu süreci ve kısa sürede hayatımda olan radikal değişiklikleri düşününce duygu değişimleri yaşamam, sürekli ağlamak istemem falan da normaldi. Normalde tatlı seven birisi değildim çok, buldukça yerdim; bu sıra çok tatlı yiyordum çünkü çok tatlı yemem gereken fırsat önüme çıkıyordu? Tüm ihtimallerimin bir cevabı vardı.

Fakat beni asıl endişelendiren şey vücudumdaki değişimlerdi. Babaannem, babam hakkında çok fazla şey anlatırdı. Ona hamile olduğunu anladığı zamanı da anlatmıştı. O zamanlar gebelik testi, cinsiyet öğrenme, kaç haftalık vs. bunları kadınlar kendi kendilerine anlamak zorunda kalıyorlardı. Babaannemin tecrübelerini biliyordum, o süreci bana geçmişi anımsamakta gülümseyerek, gözleri dolu dolu anlatmıştı: Babama hamile olduğunu söylediğinde göğüs ucunun renginin değiştiğini söylemişti. Bu bende bir anksiyete yaratıyordu çünkü geçen gün duş alırken aynada ben de kendimde bu değişimi gözlemlemiştim. Daha sonra banyonun ışığından olduğunu düşünüp üstüne gitmemiştim.

İdrar rengimde değişiklik vardı. Daha koyu bir renk geliyordu. Normalde üşüdüğümden çok daha fazla üşüyordum; bunu özellikle ayaklarımda ve ellerimde çok hissediyordum. Eklemlerimde kesintisiz sürekli ağrılar dolanıyordu. Yüzüm normalde olduğundan çok daha yağlı ve sivilceliydi.

Gözlerime yaşlar doluyordu çünkü endişeden ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. Tüm bunların hepsini gözardı edip tesadüf olduğunu söyleyebilirdim ama öyle bir gerçek vardı ki beni bu ihtimale çiviliyordu: Doğu'yla üç aydır pek çok birlikteliğimiz olmuştu, hatta yan yana geldiğimiz her ev anında yaşanmıştı; ancak ne o ne de ben ufacık bir tedbir dahi almamıştık.

Ağlamamak için dudağımı ısırdım. Eğer böyle bir ihtimal gerçekten varsa ve Doğu bunu öğrenirse yaşanacak şeyleri tahmin etmek dahi istemiyordum. Onu tanıyordum. Geri kafalı ve sığ bir adamdı, her şey işine gelirdi, bu ihtimalden çok zevk alır ve tüm isteklerini kısa bir zaman içinde gerçekleştirirdi. Böyle bir şeyin varolduğunu dahi öğrense hemen 'baba' havalarına girerdi.

Boğazımdan kaçan titrek nefesle gözlerimi kapattım. Ne yapacaktım? Beni hapsetmişti, bu ihtimal gerçekten var mı yok mu öğrenemeyecek haldeydim, eğer varsa gidip bebeği aldırmam gerekiyordu ki bunca şeyin arasında bu en zor ve en engebeli ihtimaldi. Nasıl yapardım? Annelik duygum falan yoktu, hiçbir şeyden emin değildim fakat bu... Böyle bir şeyi dünyaya getiremezdim. Bu düşünceden, bu ihtimalden öylesine uzaktım ki sanki başka biri yaşıyormuş gibi geliyordu tüm bunları. Ben iyi bir anne olamazdım, daha kendim çocuktum, hiç büyümemiştim ki. Aklım beş karış havadaydı. Kendime dahi zar zor bakıyor ve sürekli yanlış kararlar veriyordum; bu yaşımda, bu tecrübesizlikle, bu halde dünyaya bir çocuk getirmek bir insana işkence etmek demekti.

laylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin