"Üstünü değiştirelim," dedi Doğu sırtımdan nazikçe tutup beni uzandığım yerden kaldırarak.
Yemek yemiş, karnımı doyurmuştum fakat üstümdeki halsizlik hala buradaydı. Aç olmamama rağmen midem bulanmaya devam ediyordu üstelik, beynimin içi alev alacak gibiydi; ateşim vardı.
Her an yeniden kusabilirdim.
Doğu'nun ellerini temas ettiği sırtımdan ittikten sonra "Kendim halledebilirim," dedim; fakat öyle bir halsizlik vardı ki üzerimde o beni tutmasa dik durabilir miydim, bundan bile emin değildim. "Sen çık lütfen."
"Olmaz," dedi net bir sesle.
Elleri tişörtümün eteğine giderken tuttum. Yukarı kaldırmasını, beni yeniden o kadar çıplak görmesini istemiyordum. Onu durdururken gözlerime baktı, gözlerinde şu an kötü bir düşüncesi olmadığını; bana yardım etmek istediğini görebiliyordum.
Elimi kibarca itip tişörtü yukarı kaldırdı ve başımdan çıkardı.
"Doğu..." diyerek kollarımı göğsümde çaprazladım, gözlerimi kapatmıştım ve sesim olduğundan çok daha güçsüz çıkıyordu.
Onunla yeniden böyle bir hale gelmek istemiyordum. Çünkü ne zaman bu hale gelsek, daha önce defalarca birlikte olmuş olmamıza rağmen ilk geceye dönüyordu hafızam. O gecenin sabahı nasılsa adımı bilmiyor, beni bulamaz, ilk ve son kere gördüğüm bir insan diye çıkmıştım o bardan. Hayatımda ilk ve son kez gördüğümü sanmıştım. Bir daha görmem, zamanla da o lanet geceyi unuturum diye düşünmüştüm.
Ama öyle olmadı.
İlklerimi onunla yaşadım.
Şimdi o çıplak göğsüme her baktığında, çıplak ve ateş gibi yanan vücuduma her dokunduğunda o dokunuşlar, öpüşler; o geceye ait olan her şey geliyordu gözümün önüne. Bana yaptıkları. Benim de tecrübesiz bir çocuk gibi ağına düşmem. Onu görmek istemesem bile onunla her yalnız kaldığımda hormonlarımın beni onun kucağına itmesi. Onun bunu bilmesi, anlaması, bu zayıflığımdan faylanması; her şey.
O gece buradaydı.
Ben titrek bir nefes alırken o güçlü elleriyle kollarımı geri çekti.
Yüzünde nasıl bir ifade olduğunu az çok tahmin edebiliyordum, bu ifadeyi görmemek için de gözlerimi açmadım.
Başımdan yeni tişörtü geçirip kollarımı içinden çıkardı. Onun tişörtüydü, mis gibi o kokuyor, bana neredeyse elbise gibi olmuştu. Gözlerimi açıp ona baktım. Güzel dudakları kapalı ve ifadesiz fakat bu ifadesizliğin arkasında her an ortaya çıkmayı bekleyen o yamuk tebessümü görebiliyorum. Mavi gözleri neden olduğunu bilmediğim bir şekilde kanlı.
Elleri eteğimin düğmesine gittiğinde yatağa geri uzandım. Düğmeyi açıp fermuarı aşağı indirdiğinde ona yardımcı olmak için kalçamı yukarı kaldırdım.
Eteğimi çıkartıp üstüme eşofmanını giydirdi.
"Teşekkür ederim," dedim üstümü değiştirdiği için. Sesim fazlasıyla kırıktı.
Doğu bir şey söylemeden yatakta uzanmış olan beni süzdü ve daha sonra odasının kapısına doğru ilerledi.
Ben onun ışığı söndürüp odadan çıkmasını beklerken ışığı söndürüp odanın kapısını kapattı. Yüzünü bana döndüğünde benim kaşlarım çatıktı, "Ne yapıyorsun?" diye sordum ona, sesim kısık ve güçsüz olmasına rağmen netti.
Doğu buraya doğru adımlayıp yatağa oturduğunda yüzü bana dönüktü. Gözünün önüne düşmüş saçları mavi gözlerini karanlıkta görmemi engelleseler de o maviler beni görünce öyle bir parlıyordu ki oraya ulaşmamak imkansızdı. Doğu beni gerçekten seviyor, çok istiyor, bunu her hareketinde hissedebiliyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/154589283-288-k144481.jpg)