Part Six- Angels X Demons

6.9K 326 73
                                    

Multimedia şarkısı ♥️ Ben

Onunla okuyabilirsiniz dilerseniz.
———

Dalgın bir şekilde tabağımda duran pilavdan bezelyeleri ayıklarken başımı kaldırdım ve babamla göz göze geldim. Halimi fark etmiş gibi duruyordu. "Lexi, her şey yolunda mı tatlım?"

Başımı yavaşça iki yana salladığımda uzanıp elimi tuttu. Bu hareketi zihnime direkt olarak Adler'in elimi kavradığı o saniyeleri getirmişti, bu anıyı hatırlamak nefesimi kesti. Bu arada babam endişeli bir şekilde bana bakıyordu. "Sorun ne kızım? Yemeğine dokunmamışsın bile."

Çatalımı masaya bırakıp ellerimi birleştirdim. "Baba, anneme aşık olduğunu nasıl anlamıştın?"

Babam yüzünü eğip sessiz kalınca acı acı gülmeye başladım. "Tamam, biliyorum. Aslında anneme aşık değildin. Mantık evliliği yapmıştınız falan filan. Yanlış insana sordum."

"Lexi bak..."

Söyleyeceği şeyi dinlememeyi seçip masadan kalktım. "Sana afiyet olsun baba. İhtiyacın olursa odamdayım."

Sessizce onaylayıp gitmeme izin verdi. Bir şey demediği için minnettardım. Böyle zamanlarda bana bulaşmaması gerektiğini biliyordu en azından.

Odama girip kapıyı kapattım ve yatağıma sırt üstü uzandım. Beynim tek bir ismi sayıklayıp duruyordu, bu da iyice sinirimi bozmaya başlamıştı. Öyle saçma ve kahrolası mantıksızcaydı ki bu durum, kendimi öldürmek istiyordum. Sanki Amerika'daki tüm erkekleri tanımış, onlarla takılmış gibi gidip Alman bir ajan bulmuştum ve onu düşünüp duruyordum.

Adler Hartmann.

Onu ameliyat ettiğimiz günü tüm ayrıntılarıyla hatırlıyordum. Onu ilk görüşümü, sonra ayakta olmasından duyduğum şaşkınlığı, ses tonunu, muhteşem gülüşünü, mavi gözlerini, kaslı vücudunu, yakışıklı yüzünü düşündüm uzun uzun. Normal miydi bu? Bunları düşünürken kalbimin hızlanması normal miydi?

Sanırım normaldi, ancak ben artık eski ben değildim.

"Birkaç gün sonra ölü bir adam olacağım Lexi," dediği aklıma gelince boğazım sımsıkı düğümlenmiş gibi olmuştu. Dudaklarımı birbirine bastırıp ağlamamak için kendimi sıktım. Bu adam birkaç günde kalbime sızmayı nasıl başarmıştı böyle? Korkuyordum, ölmesi ihtimalinden, onu bir daha göremeyecek olmaktan deli gibi korkuyordum. Titremeye başladığımda gözyaşlarım galip gelmiş, yanaklarımdan aşağı düz bir yol çizmeye başlamıştı.

Adler'in ölmesini istemiyordum.

Bana daha önce hiç tatmadığım duyguları tattırmış olan adamın ölmesini istemiyordum.

⚡️⚡️⚡️

Adler'den;

Soğuktan karıncalanan ellerimi birbirine sürtüp ısıtmaya çalışırken, göz ucuyla yakınımda birlik halinde bekleyen ve bir şeyler içerken tek elleri de silahlarında olduğu halde beni gözetleyen askerlere baktım. Hâlâ kaçacağımı sanıyorlardı, aptallar.

Üzerinde oturduğum banka biraz daha yayılırken kollarımı iki tarafa açtım ve bakışlarımı yıldızlı gökyüzüne çevirdim. Uygulamaya koyduğum planım harika işliyordu. Lexi'nin bana nasıl baktığını görüyordum, artık sadece hayranlık ve etkilenme yoktu. Farklı, daha karmaşık duygular da okuyabiliyordum o sütlü kahve rengindeki gözlerinde.

Şu ana kadar her şey mükemmel gitmişti. Özellikle bugünkü oyunculuğumla gurur duyuyordum. Öleceğimi söylediğimde gözleri aniden dolmuştu, ağlamamak için kendini nasıl sıktığına şahit olmuştum. Birlikte olmamızı engelleyen tek etmen olarak bunu düşünecekti artık. Benim için her şeyi yapabilecek bir fedai olarak hazırlıyordum onu. Biliyordum ki, o kız benim işime çok yarayacaktı.

the AGENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin