Multimedia; Josh⚡️⚡️⚡️
Yazardan;
Andrea evine girer girmez elindeki çantayı bir köşeye savurdu ve titreyen elleriyle yanaklarında kurumaya başlamış olan gözyaşlarını silip ayaklarını yere vurarak kendini bir koltuğa bıraktı.
Berbat hissediyordu, çünkü yaptığı plan yüzünden Isabella neredeyse Adler'i öpüyordu. Adler de bu olay yüzünden çıldırmıştı, ki kesinlikle haklıydı. Andrea planı anlattığında, en başından itibaren kesinlikle istemediğini belirttiği yakınlaşma, yanlışlıkla da olsa gerçekleşmişti. Ve birkaç saat önce, Adler, Andrea'yı kesinlikle öldürmek istemişti ve bunu o alev saçan gözleriyle belli etmişti.
Andrea, yıllar sonra birden hayatına giren iki ajanı ve küçük doktoru gerçekten sevmişti, onlarla olan arkadaşlığını uzun yıllar boyu sürdürmek isterken böyle bir sıkıntının ortaya çıkması genç kadını geriyordu. Zira Lexi'yle Adler'in araları bozulursa eğer, bu kesinlikle kendisinin suçu olacaktı.
Yüzünü ellerinin arasına alıp endişeyle inlediğinde, kapının tıklatıldığını duydu. Başta umursamamayı düşünse de kimin geldiğini merak ediyordu, bu yüzden birkaç saniye nefeslendi, saçlarını düzeltti ve kalkıp kapıyı açtı.
Josh eşikte dikilmiş ona bakıyordu, biraz çekingen, biraz da üzgün gibi duruyordu. Andrea sorarcasına ona baktığında elini ensesine atıp boğazını temizledi. "Um... Sadece iyi olup olmadığını merak etmiştim. Nasılsın?"
Andrea kendini tutamayıp gülümsedi, Josh gerçekten de çok tatlı ve ince bir adamdı. "Pek iyi hissetmiyorum." diye özetledi onun yeşilimsi gözlerine bakarken. Josh ise bu derin bakışma dolayısıyla telaş yapıp gözlerini yere indirdi. "Yapabileceğim bir şey var mı?"
"İçeri gelmekle başlayabilirsin." Andrea elini kavrayıp Josh'u içeri çektiğinde, adamın gözleri büyümüştü, bu temasın onu deli gibi heyecanlandırdığını kesinlikle inkar edemezdi. Andrea, oturana kadar Josh'un elini bırakmadı.
Yan yana koltuğa kurulduklarında, kadın elini yavaşça çekti ve Josh o sıcak, narin parmakların avcundaki eksikliği iliklerine kadar hissetti. Göz göze geldiklerinde birbirlerine hafifçe gülümsediler. Andrea yutkunduktan sonra "Josh, sen onu çok iyi tanıyorsun. Sence Adler zamanla beni affeder mi?" diye sordu. Josh bunu bir süre düşündü. "Şey, aslında Adler'in öfkesi saman alevi gibidir, ne yapacaksa o an yapar ve kendini rahatlattığından pek kin tutmaz. Bu özelliğinden dolayı, sana karşı aldığı tavrın fazla uzun sürmeyeceğini düşünüyorum."
Andrea şimdi biraz daha iyi hissediyordu, güzel yüzündeki rahatlama ifadesini Josh yanlış anladı ve hafifçe kaşlarını çattı, içi burkulmuştu. "Sen... Adler'e karşı bir şeyler hissetmiyorsun, değil mi?"
Andrea Josh'un bu halini oldukça tatlı bulup güldü. "İçinizden birine karşı hoş duygular besliyorum ama, tatlım, bu kişi Adler değil."
Josh gözlerini kocaman açtı. "Aman Tanrım, lezbiyen misin?!"
Andrea ona garip garip baktıktan sonra kahkahayı patlattı. Josh ise hâlâ anın şokunu atlatamamıştı, gözlerini kırpıştırarak kadının gülüşünün şiddetini azaltmasını bekledi. Andrea sonunda kendine gelebildiğinde saçlarını geriye attı ve gözlerini devirdi. "Josh Krebs, sen gördüğüm en tatlı aptalsın."
Sonra, Josh hâlâ daha olanları kavrayamamışken onu kollarından kavrayıp kendisine çekti ve öptü.
⚡️⚡️⚡️
Lexi, Adler'in kollarında tüm gece dönüp durmuş, saatler önce gördüğü o rüyanın verdiği heyecanla bir türlü uyumayı becerememişti. Elleri sürekli karnına gidiyordu, sanki bebeğini kontrol etmek ister gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the AGENT
Romance"Sen benim tek bağımlılığımsın Adler. Birden oluşmuş, kurtulması imkansız hale gelmiş bir bağımlılık bu. Evet, çekici olduğun kadar tehlikelisin de, bunu çok iyi biliyorum ama sensiz yapamıyorum, yaşamak, nefes almak için dahi varlığına ihtiyaç duyu...