Hey!I AM BACK! 🎉
Nasılsınız görüşmeyeli? Özlediniz mi en fazla üç günde bir bölüm atan yazarınızı apdmşqldşq
Evet, döndüm. Size, "Special Parts" serisinin ilk bölümünü on sekizinci doğum günümde takdim ediyor ve hepinize iyi okumalar diliyorum! ♥️
[04.03.20]
⚡️⚡️⚡️⚡️
Balayı.
Dünyanın en güzel olaylarından biri.
Sevdiğiniz insanla artık evli oluşunuzu, uzaklarda, farklı ülkelerde ya da illerde; yatakta, denizde, havuzda ve akla gelebilecek her yerde sevişerek, eğlencenin dibine vurarak kutladığınız birkaç hafta.
Oh, elbette ben de bu birkaç haftayı doyasıya yaşamak üzere büyülü bir yolculuğa çıkacaktım.
Sabırsızlanıyordum!
Aklımdaki kirli düşüncelerle sırıtırken beni bekleyen arabaya doğru ilerledim, üzerimde hâlâ gelinlik ve yüzümde bol bol makyaj vardı çünkü Adler hiçbir şeyi bozmamı istememişti, ben de ona uymuştum.
Ön koltuğa bindiğimde sevgili kocam gülümseyerek bana döndü. "Hoş geldin, bebeğim. Yolculuğa hazır mısın?"
"Evet ama..." emniyet kemerimi çekiştirirken dilimi dışarı çıkartıp sordum. "Nereye gidiyoruz?"
Seksi bir şekilde göz kırpıp sertçe yutkunmama sebep olduktan sonra yanıtladı. "Gittiğimizde görürsün."
"Peki." dedim başımı cama doğru çevirip bize neşeyle el sallayan Josh'a karşılık verirken. Sonra başımı eğip kendi kendime gülümsemeye başladım, çünkü hâlâ, yanımda tüm kusursuzluğuyla araba kullanan, Yunan Tanrılarına şapka çıkarttıracak adam ile evli olduğuma inanamıyordum. Sanki çok, çok derin bir uykuda, rüyamın son saniyelerini geçiriyormuşum gibi bir his vardı içimde.
Tabii, bu ihtimal oldukça korkutucu ve üzücüydü, bu yüzden gülümsemem yüzümde donup kaldı.
Bir an sonra, yanımdaki tanrının kalın sesi beni gerçek dünyaya getirdi. "Niçin kendi kendine güldüğünü ve hemen ardından somurttuğunu sorabilir miyim Lexi? Eğer deliriyorsan boşanalım. Bunu gerçekten kaldıramam bak." Sesindeki alaycı tonu algılayamasam alınırdım ama bu seferlik sadece gözlerimi devirmekle yetindim. "Kendi düşüncelerime güldüm ve yine kendi düşüncelerime somurttum Bay Hartmann. Ayrıca, boşanmaya bu kadar hevesli olmanız beni dehşete düşürdü."
Başını geriye atıp insanı durduğu yerde eritebilme potansiyeline sahip ilahi gülüşünü sundu ve ben her zamanki gibi nasıl nefes alınacağını unuttum.
Vitesi ileri atarken gülüşü durmuştu, dudaklarını büzerek konuştu. "Evlilikten çekinmeyen hiçbir erkek yoktur, Bayan Hartmann. Ama son durak da burası. Çünkü aşk denilen sik..." Haşinleşen bakışlarımı görünce boğazını temizleyip sevimli bir şekilde gülümsedi. "Çünkü aşk denilen o müthiş duygu, sevilen kadınla ölene kadar birlikte olma vaadiyle evliliği hoş bir fikir haline getiriyor."
Başımı sallayarak onayladım ve önümüzdeki birkaç yılı hayal etmeye çalıştım. Beynimde, kocaman bir arka bahçesi olan çok güzel bir ev ve Adler'le çaylarımızı yudumlarken çimlerin üzerinde yuvarlanan iki tatlı çocuğu izlediğimiz bir an canlandı. Gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the AGENT
Romance"Sen benim tek bağımlılığımsın Adler. Birden oluşmuş, kurtulması imkansız hale gelmiş bir bağımlılık bu. Evet, çekici olduğun kadar tehlikelisin de, bunu çok iyi biliyorum ama sensiz yapamıyorum, yaşamak, nefes almak için dahi varlığına ihtiyaç duyu...