Part Eighteen- Visitor

5K 237 19
                                    


Lexi'den;

Evet, Adler gider gitmez evi karıştırmaya başlamıştım, itiraf ediyorum. Ama sevdiğim adam hakkında herhangi bir şeyler öğrenmek hakkımdı sonuçta, değil mi?

Üzücü olan şey, evde fazla kalmadığı için odaların ve odalardaki şeylerin onunla ilgili herhangi bir bilgi taşımıyor olmasıydı. Sadece kıyafetler ve gerekli eşyalar vardı. Lanet olsun.

Eğildiğim yerden kalkınca karnımı tutarak yüzümü hafifçe buruşturdum. Kasıklarımdaki ağrı azalmıştı elbette, ama hâlâ kısa süreli sızlamalarla varlığını belli ediyordu. Yine de bu sızı, Adler'le geçirdiğim anların harikalığı yanında bir hiç kalırdı.

Üzerimdeki Adler'e ait olan ve neredeyse yerde sürünen bornozu çıkartıp aynada vücudumu süzdüm. Erkeğim, her yere imzasını atmıştı anlaşılan. Parmaklarımı morlukların üzerinde gezdirirken gülümsedim. Böyle kusursuz bir adamı hak etmek için ne yapmıştım acaba?

İç çamaşırlarımı giydikten sonra hep yapmak istediğim şeyi yaptım, gardıroptan açık mavi bir gömlek buldum ve üzerime geçirdim. Gömlekten çok uzun bir elbise gibi durmuştu, bayılmıştım. Ayrıca üzerine tamamen Adler'in kokusu sinmişti ve bu beni mest eden bir detaydı. Düğmeleri ilikledikten sonra uzun kollarını kıvırdım. Omuzları yine de fazla geniş kalmıştı ama kötü durmuyordu, son olarak saçlarımı dağınık topuz yaptığımda aynada gördüğüm aksimden memnundum.

Salona geçip koltuğa gömüldüm ve dev ekran televizyonu açtıktan sonra Adler'i beklemeye başladım.

⚡️⚡️⚡️

Yazardan;

Adler ve Lexi'nin kaldığı evi gözetleyen Ajan 82, Adler'in markete gitmek için ayrılmasıyla telsizini çıkardı. "Ben Ajan 82. Yeni bilgilendirme. Ajan 88'in yerini buldum. Hayatta ve iyi durumda, tamam."

Birkaç saniye sonra cızırtılar ve Bay Koller'in sesi duyuldu. "O olduğundan emin misin? Tamam."

"Kesinlikle eminim efendim, ancak taraf değiştirmiş olup olmadığını bilmiyorum. Çünkü David Brooks'un kızı Lexi Brooks'la beraberdi, ancak yine de buna hiç ihtimal vermiyorum, tamam."

Birkaç cızırtı daha. "Hemen onunla iletişime geç, tamam."

"Anlaşıldı, tamam." diyen Ajan 82, Adler'in dönüşünü beklemek için yeniden çalılıkların arkasındaki yerini aldı.

⚡️⚡️⚡️

Adler'den;

Elimdeki poşetlerle park ettiğim arabadan inip girişe yöneldiğimde, göz ucuyla çalılıklara doğru baktım. Ben o tarafa döndüğümde ani bir hareketlilik oldu. Evet, kesinlikle biri vardı orada. Halüsinasyon falan görmemiştim.

Parmaklarımı ve boynumu kütletip poşetleri yere koyar koymaz aniden çalılıklara doğru koşup atladığımda, gizlenen adamla boğuşmaya başladım. Birkaç saniye içinde, üzerine oturup kollarını arkaya doğru kıvırarak kaçmaya bile teşebbüs edemeden kıskıvrak yakaladım. Kendi kendime sırıtarak adamı çevirdim ve... oh...

"Josh!" diye bağırdım bir anda. Hafif bir tebessümle yüzüme baktı. "Tebrikler, beni yakaladın. Zaten hep çevik ve kurnazdın, ne diyebilirim ki? Ancak kaburgalarımı kırmasaydın da gelip seninle iletişime geçecektim zaten."

Bir anda boynuma atladığında, kendimi sıkı sarılışına karşılık verirken buldum. Bu adamla, yani Josh Krebs'le aynı yıl Bay Koller'in himayesi altına girmiş ve beraber eğitim görmüştük. Orada sevdiğim tek tük insanlardan biriydi. Ve onu şimdi, burada görmek... garip ve hoştu işte.

the AGENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin