Part Twenty- Why?

4.7K 262 22
                                    


Yazardan;

Lexi, onu bekleyen felaketten habersiz bir şekilde, içini kaplayan büyük mutlulukla uyanmıştı. Mutluydu, çünkü sevdiği adam ona saatler öncesinde dolaylı bir yoldan da olsa ilan-ı aşk etmişti!

Kalktı ve duş aldı, giyindi, ardından güzel bir kahvaltı yapıp her zamanki gibi Adler'le beraber hastaneye gitmek için arabaya bindi. Yolculuk sırasında, Adler pek keyifli olmasa da o konuştu, güzel şeylerden, hissettiklerinin bir kısmından bahsetti adama.

Sonra, bir ara susadı -ki bu da adamın planlarının içinde yer alıyordu- ve hayatının hatasını yaptı, Adler'den su istedi. Nereden bilebilirdi ki, içtiği suyun içinde bir doz güçlü öğütülmüş uyku hapı bulunduğunu?

Göz kapakları kendiliğinden kapanmaya başladı birkaç dakika sonra, uyku ile uyanıklık arasında dışarı bakarken gittikleri güzergahın her gün katettikleri yol olmadığını fark edince kendine gelir gibi oldu sadece. "Adler? Yanlış yola mı saptın?" diye sordu uykulu bir sesle.

"Farklı bir yol kullanmayı deniyorum. Bu arada oldukça yorgun görünüyorsun, biraz kestir istersen. Geldiğimizde ben seni uyandırırım." dedi adam hiçbir şey çaktırmadan.

Ve Lexi, Adler'e, her sözüne inanacak kadar çok güvendiği için göz kapaklarının kapanmasına ve onu derin bir uykuya sürüklemesine izin verdi.

⚡️⚡️⚡️

Adler'den;

Koltukta kıvrılmış, masum bir şekilde uyuyan Lexi'ye baktığımda derin bir iç çektim. Ona bunu yaptığım için kendimi asla affetmeyecektim. Bana yakın olmaktan başka hiçbir suçu olmayan bu kızı cehennemin ortasına çekiyordum.

Arabayı Josh'la kararlaştırdığımız ıssız yere çekip indiğimde ve Mercedes'imi, tembihlediğim gibi büyük söğüt ağacının önünde hazır bir halde bulduğumda kot şortunun ceplerini kurcalayıp telefonunu buldum ve koltuğa atıp Lexi'yi kucakladım. Telefonundan ve arabasından kurtulmam gerekiyordu, izimizi tamamen kaybettirmek için. Onu derin uykusunda kendi arabama taşırken kendimi berbat hissediyordum.

Bedenini arka koltuğa yatırdıktan sonra, bagajdan aldığım kalın iple el ve ayak bileklerini bağladım. Sikeyim, ellerim titriyordu. Ona bunu yapıyor olduğum için kendimden iğreniyordum.

Yeniden bagajı açtıktan sonra benzin bidonunu ve kibrit kutusunu alıp Lexi'nin arabasına doğru yürüdüm. Dişlerimi var gücümle sıkarken kapağı açıp benzini arabanın üzerine ve yanlarına döktüm. Yeterince geri çekildikten sonra, kutusundan çıkardığım kibritin yanmasını sağladım ve derin bir nefes alıp arabanın üzerine fırlattım.

Aniden yükselen alevleri bir süre izledikten sonra, ellerimi ceplerime sokup yanmakta olan arabaya arkamı döndüm ve hızlı adımlarla kendi arabama doğru yürüdüm. Her an bir patlama gerçekleşebilirdi.

Kapıyı açıp bindiğimde ve kemerimi bağlamak için arkama döner dönmez Lexi'nin kocaman olmuş ve yaşlarla dolmuş güzel gözleriyle bana baktığını gördüğümde, kaburgalarımın altına bir ağrı saplandı.

İşte, her şey asıl şimdi başlıyordu.

⚡️⚡️⚡️

Lexi'den;

Vücudumdaki uyuşuklukla garip uykumdan uyandığımda, ellerimi hareket ettiremediğimi fark ettim ve gözlerimi hızla araladım.

Ben... bağlı mıydım?

Lanet olsun, kendi arabamda değildim! Bakışlarım Adler'i ararken beynimden milyarlarca teori geçiyordu. Tanrım... birileri Adler'e zarar vermişti ve beni kaçırmaya çalışıyordu! Bacaklarımın da bağlı olduğunu anladığımda, içim büyük bir korku ve üzüntüyle dolmuştu. Kalbim hızla çarpıyordu ve ağlamak üzereydim.

the AGENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin